Yine, yeni, yerli
Türkiye Cumhuriyeti’nin en yetkili ismi, yerli otomobil talebini yeniden gündeme getirdi. “Yerli otomobil” ve “Yerli uçak” birçok kez belirttiğim üzere, bugün iktidarda olan partinin, iletişim projelerinden başka bir şey değildir olamaz da... İktidar partisinin, popülist yaklaşımlarla bu gibi talepleri olmasını anlıyorum da koca koca gazetelerin, kendilerine “duayen” sıfatları verilmiş yazarlarının bu projeye amin demesi ise hakikaten beni şaşırtıyor.
Bugün otomotiv tarihine yön veren firmaların tamamın gelişiminde İkinci Dünya Savaşı öncesinde alınan kararlar yatıyor. Volkswagen, Krupp, Bosch gibi bugün dünya endüstrisine yön veren firmaların Büyük Buhran ile İkinci Dünya Savaşı öncesinde Alman Hükümeti’nin savaşa yönelik planları doğrultusunda yaptırdığı ağır sanayi hamlesi sırasında temelleri atılmıştır.
Bugün Fiat’ın arkasındaki Mussolini etkisini görmek istemesek de böyle bir gerçek inkar edilebilir mi?
Almanya’nın savaş öncesinde yaptığı büyük sanayi hamlesinin, silah üretiminin yasaklanmasının ardından başlattığı üretim atağı bugün yapılabilir mi? Tüm fabrikaları bombalanmış bir ülkenin yeniden şahlanışı, bize inşaat sanayinin değil, bilgi birikiminin önemini anlatmıyor mu?
Anadol, Türkiye’de üretilen ilk seri otomobil olabilir ama yerli midir? Koç Holding-Ford ortaklığındaki bir tesiste üretilen, İngilizler tarafından tasarlanan, üzerinde Ford motoru kullanılan bir otomobili yerli sınıfına sokulması ne kadar doğrudur?
Türkiye, yerli otomobil olarak Devrim’i imal etmiştir. Ama, Devrim’i imal edenler, maalesef seri üretime geçmesini de yasaklamıştır. Oysa ki aynı dönemde Güney Kore, benzer hamlesini Hyundai aracılığıyla hayata geçirmiş ve bugünkü konumuna gelmiştir.
İtalya’nın yerli uçağı vardı. Yerli otomobili de var malum...
İspanya’nın yerli otomobili Seat, şimdi Volkswagen oldu. Yerli uçağı 1923’te temelleri atılan Casa’nın durumu ise ortada. Dolayısıyla otomotiv- uçak gibi bizden çok önce köşeleri tutulan teknolojilere, yatırım yapmak kadar kaynak israfı yapacak zenginlikte bir ülke değiliz.
Yapılması gereken, otomotiv ve uçak endüstrilerine yönelik katma değer yaratan teknoloji yazılımları içeren yan sanayiyi desteklemektir. Türkiye ancak bu şekilde gerçek anlamda büyüme yaşayabilir.