Yine yeni yeniden enflasyon
Eylül ayında tüketici enflasyonu %2.97 ile beklentilerin üzerinde. Tabii hangi enflasyon ve hangi beklentiler sorusu öne çıkıyor. Yıllık bazda enflasyonu düzenli olarak gerçekleşenin altında tahmin eden ve son yıllarda istikrarlı olarak yanılan piyasa katılımcılarının beklentileri.
TCMB tarafından açıklanan anketlerde hane halkına dair beklentiler gelecek bir yıl için %70 ve reel kesim için de %50 düzeyinde. İTO tarafından açıklanan İstanbul için ücretliler geçinme endeksi eylül ayında %3.9 artış kaydetti. Bu rakamın ardından galiba anket aşağıda kaldı söylemi piyasalarda hakimdi. Türk-İş tarafından Ankara’da dört kişilik bir ailenin mutfak masraflarındaki değişimi ölçen açlık sınırı da %2.9 artış kaydetti.
Ayrıca alternatif olarak fiyat değişimini ölçen bağımsız ENAG tarafından açıklanan enflasyon oranı da %5.3. Yani sizi daha fazla detaya boğmak istemiyorum ancak sözün özü enflasyonda gidişat bu yıl için bir faiz indirimi ihtimalinin giderek azaldığına işaret ediyor. Bazı yorumcular tarafından hem ex-post hem de ex-ante reel faiz vermeye başladık söylemi de biraz havada kalıyor. Zira geçtiğimiz bir yılın TÜİK tarafından açıklanan enflasyonu mevcut politika faizi altında ama diğer tüm veriler bu seviyenin belirgin üzerinde.
Gelecek bir yıla dair beklentileri de yukarıda belirttiğim için orada da piyasa katılımcıları dışında %50 altı enflasyon bekleyen kimse yok. Gıda, giyim, otel konaklama, restoran, kira, sağlık tüm alt kalemler kuvvetli yükselişe işaret ediyor. Dünya genelinde uzun zamandır aşağı gelen ama bize yansımayan gıda ve enerji fiyatları düşüşü şimdiye kadar maliyetleri aşağıda tutarak bize destek oldu. Ancak İsrail-Lübnan-İran ekseninde yaşanan ve jeopolitik riskleri tırmandıran gelişmeler dışarıdan aldığımız desteğin de tersine dönmesine yol açabilir.
Bunların üstüne İSO satın alma endeksi ve MÜSİAD ihracat iklimi endeksi tarafında yaşanan bozulmayı da eklediğimiz zaman maalesef ortaya çıkan resim şu. Para politikasında adımları çok geç attık, maliye politikası ile gereken desteği veremedik, dolayısıyla şu an hem yavaşlayan ekonomik büyüme hem de halen devam eden fiyat artış baskısı ile karşı karşıyayız. Stagflasyon kapıda demek istemiyorum, ama zafer çığlıkları atmak ve en kötüsü geride kaldı demek yerine yalın gerçeklerin ve risklerin farkında olmakta fayda var.