Yine tek ayak üzerindeyiz
Futbolda kalecilerin ‘‘tek ayak üzerinde yakalanma’’ durumu vardır. Bu pozisyonda yakalanan kalecinin gol yeme olasılığı artar. Küresel piyasalarda dalgalanmalar yaşandığında gelişen bir ülke tek ayak üzerinde yakalanırsa işi zorlaşıyor. Türk Lirası biraz toparlanıyor diye düşünürken dış ve iç gelişmeler arka arkaya geldi. Dünyada döviz piyasalarındaki oynaklık seviyelerinde belirgin artışlar gözleniyor. Diğer taraftan iç gelişmeleri önümüzdeki süreçte iyi yönetmek gerekiyor.
Dünyanın en önemli döviz kuru olan EUR/USD’daki mevcut yükseliş hareketi kasımda başladı. Parite bu hafta 1.23’e dayandı. Bu hareket ‘‘Risk alma iştahı güçlü. Gelişen ülke paralarına ilgi artabilir’’ algısı yarattı. Sonuçta euronun yükselmesi dolar endeksinin düşmesi anlamına geliyor. Bu endeksin ağırlık merkezi eurodur. Çünkü euro yüzde 58 ile en yüksek ağırlığa sahip. Bir yandan EUR/USD yükseliyor, diğer yandan oynaklık seviyeleri hızla artıyor. EUR/USD’da bir aylık volatilite 3.5 ayın, USD/CHF volatilitesi 2 ayın, USD/JPY oynaklığı 5 haftanın zirvesine çıktı. Euro, Japon Yeni ve İsviçre Frangındaki volatilite hareketleri önemlidir. Küresel yatırımcılar bu para birimlerini çok düşük faizleri nedeniyle ‘‘fonlama aracı’’ olarak kullanıyorlar. Bu para birimlerinden borçlanıyorlar. Türk Lirası gibi yüksek faizli para birimlerini alıyorlar. Volatilitelerdeki artışları; Japonya Merkez Bankasının geçen haftaki hamlesi de, Çin’den gelen haberlerin etkisi de, Avrupa Merkez Bankasının geçtiğimiz günlerde yayımlanan tutanakları da desteklemiş olabilir. Küresel yatırımcıların çok sevdiği ‘‘Düşük faizli parayı sat, yüksek faizli parayı al’’ stratejisinin en büyük düşmanı yüksek oynaklıktır. Yatırımcılar sakin piyasa ortamlarını severler. Oynaklık hızla artınca tedirgin olurlar. Pozisyonlarını kapatırlar. Bu tip fiyat hareketlerinde en fazla cezalandırılan ülkeler Türkiye gibi yüksek döviz açığına sahip olanlardır. Bu sorunları çözmenin yolu ekonomide radikal önlemler almaktan geçer. Bu reformları yapamadığınız zaman tek ayak üzerinde yakalanırsınız. Dış piyasalardaki fiyat hareketlerine ABD ile yaşanan yeni gerginlik eklendi. Diğer paralardan bağımsız olarak Türk Lirası bir darbe daha aldı. Kur tarafında biraz rahatlamaya ihtiyacımız var. Enerji fiyatları bizi zaten zorluyor. Brent petrolün fiyatı bir ayda yüzde 15 yükseldi. İşin kötüsü enerji fiyatlarına yönelik beklentilerin oldukça pozitif olmasıdır.
TL’nin kısa vadede kalıcı bir yükseliş hareketine başlayacağını kimse zaten düşünmüyor. Mevzu döviz kurlarının biraz stabilize olmasıdır. Enflasyon tahminleri, fiyatlamalar, zamlar, en önemlisi psikolojik konfor sağlaması açısından döviz kurlarının sakinleşmesi elzemdir. Türk vatandaşlarına vize yasağını ABD bir hafta sonu açıklamıştı. USD/TL o hafta cuma günü 3.61’den kapanmıştı. Amerika’daki Zarrab davası da denkleme girince kur 3.98’e yükseldi. Vize yasağı kalktı. Zarrab davası unutuldu. USD/TL bu olaylar öncesindeki seviyesine bile ulaşamadı. Merkez Bankasının yarın işi zor olacak. Hem ABD’de faiz beklentileri yükseliyor, hem enerji fiyatları artıyor, hem de dış politika rahat vermiyor.