Yine şu eğitim sistemi!

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK [email protected]

Her şey dönüyor dolaşıyor, edebiyat ve sanata ne kadar uzak durduğumuza gelip dayanıyor. 1976 yılında gazeteciliğe başladığımdan bu yana her fırsatta yazıyor, her vesilede söylüyorum (söz konusu iki konuyla ilgilenmeden yaşamak tabii ki mümkün), bu, denize girmemiş birinin yüzme keyifini anlamamasına benziyor...

Peki bunun nedeni ne?

İlköğretimden başlayarak gelen o ezberci eğitim, çocuklara merak etmenin, sentez yapmanın öğretilmemesi... Yani kolaycılık... Çünkü merak, sentez beyni kullanmayı gerektiriyor; bu da doğuştan var olmayan, öğrenilmesi gereken bir şey. Dedim ya ezberci eğitim ile öğretmek mümkün değil...

Sanattan, edebiyattan uzak olunca da kitaplar birkaç yüz tane satıyor, resim galerilerini gezenler parmakla sayılıyor, klasik müzik dinleyenler, arabeskçilere göre inanılmaz düşük yüzdeler oluşturuyor... Müzeler, kütüphaneler bütçesizlikten eleman, tadilat sıkıntıları yaşıyor; salonlarının çoğu kapalı tutuluyor ve az sayıda da olsa gezenler, mutsuz, tatminsiz ayrılıyor...

Örnekleri çoğaltmak mümkün...

Peki sabah sabah nereden aklıma geldi bunlar? Türk resminin önemli isimlerinden Devrim Erbil ile konuşmuş arkadaşlarım... Eskişehir Emniyet Sandığı (sonradan Ziraat Bankası) binasının duvarları için yaptığı dev mozaik panonun, yedi yıl önce yapılan tadilat sırasında çöpe atıldığını öğrendiğini, bu nedenle dava açtığını, ancak karşı tarafın avukatlarının çalışmasının sanat eseri olup olmadığının araştırılmasını istediklerini söylemiş...

"Bu sanatçıya yapılmış bir hakarettir" demiş Devrim Erbil. Binlerce öğrenci yetiştirmiş bir hoca olarak sanatçılara karşı böylesi girişimlerin bundan sonra olmasını engellemek adına kamuoyunu bilgilendirmek istediğini ve konuya ilgi beklediğini söylemiş.

"Bu eseri yok etme cesaretini, gafletini, hatasını yapıyorlar. Bir daha yapılmaması için dava konusu ettim" demiş. Konuyla ilgili Zaman, Radikal gazetelerinde ve bir-iki internet sitesinde haberler çıkmış... Onları da bulup okudum:

"1973 yılında yakın arkadaşı iç mimar Orhan Doğu, Devrim Erbil'den dönemin Emniyet Sandığı Bankası için Eskişehir'i anlatan bir pano yapmasını ister. Erbil, asistanlarıyla birlikte geceli gündüzlü çalışarak 6 ayda panoyu tamamlar. Mozaik panoda şehrin güneybatısında yer alan Porsuk Çayı, istasyon binası, eski mimari yapılar, halkoyunları ve doğa motifleri yer alır. Pano, banka işlemlerinin yapıldığı bankonun üstüne, rahatça görülebilmesi için insan boyunun etkilemeyeceği bir yüksekliğe yerleştirilir. Yıllar sonra Hacettepe Üniversitesi akademisyenleri tarafından bu pano üzerine tezler yazılır, birçok sanatçı yazılar kaleme alır. Devrim Erbil; Akbank, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Lizbon Türk Büyükelçiliği vb. kurumlar için de benzer eserler yapar.

Geçtiğimiz yıl 50. sanat yılı kutlamaları için Eskişehir'e giden Erbil, metrekaresinde 10 bin taş bulunan panonun yerinde personel dolaplarının bulunduğunu görünce büyük bir şok yaşar. Yetkililerin ‘Bankanın tadilatını yapmamız gerekiyordu. Duvarlardaki çalışmanın size ait olduğunu bilmiyorduk. Tadilat sırasında parçalandı. Gereksiz sandık, çöpe attık' açıklamasıyla bir şok daha yaşayan sanatçı, olayı yargıya taşımaya karar verir.

6 Ağustos 2009'da Kadıköy 14. Noterliği'nden ‘Eserimin gelecek nesillere aktarılması için ne yapmayı düşünüyorsunuz?' sorusunun cevabını arayan bir ihtarname çeken Erbil, cevap alamaz. Davalıya, panoyu yeniden yapıp Eskişehir'de diledikleri yere monte etmeyi de teklif eder, ama bu önerisi de cevapsız kalır. Ve 13 Nisan 2010'da Eskişehir 3. Asliye Mahkemesi'nde dava başlar, ilk duruşma 29 Haziran'da Eskişehir'de görülür.

Erbil'in 300 bin lira maddi, 75 bin lira manevi tazminat talep ettiği dava 16 Eylül'e kalır. Bu süreç içinde Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Erbil'i arayıp panonun şehre yeniden kazandırılmasını da ister."

Ne yazık ki bu ve benzerleri olaylar son 30 yıldır artarak yaşanıyor... Özellikle 1980 sonrası oluşturulan eğitim sisteminin sonuçları... 1973'te sipariş edilen bir yapıt günümüzde değerinin farkında olunmadan yok edildiği gibi, onun sanat eseri olup olmadığı da tartışılabiliyor... Çünkü, her şey dönüyor dolaşıyor, sanattan, edebiyattan ne kadar uzak durduğumuza dayanıyor. Çünkü eğitim sistemi bizi onların uzağında bırakıyor... Suçluları ise herhalde böyle yıllarda öğrenci olanlar değil...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar