Yine KOBİ'ler

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ [email protected]

Eh referandum da bitti. Artık benim yazılarımı okumaya vakit ayırabilirsiniz!! Herkesin bildiği şeyleri yazmayacağım diye inatla direnmeme rağmen koşullar bu inadımı kırıyor. Yaklaşık bir yıl kadar önce KOBİ’ler konusundaki aşikarı ifşa yazılarını ve ekonomi yazınında hakim KOBİ fetişizmini eleştirerek söylenecek her şey söylendi demiş ve konuya bir daha eğilmeyeceğimi belirtmiştim.

Gelgelelim son zamanlarda KOBİ konusu ‘faizsiz kredi’ söylemleriyle yeniden canlandı. Bunu kimi KOBİ’lerin sıkıntılarına çözüm, kimi “yetmez ama güzel”, kimi ‘seçim ekonomisi’ ayak oyunu olarak nitelendirdi.

Benim faizli veya faizsiz para dağıtımı konusundaki fikirlerimi okurlarım iyi bilirler. Para; insan, bilgi, alt yapı ve fiziki tesisler ve stratejik işbirlikleri gibi bir kaynaktır. Hepsi o. Paranın diğer kaynaklara çevrilmesi kuramsal olarak mümkündür ama sanıldığı kadar kolay da değildir. Parası olanın en iyi insanı, en uygun bilgiyi, en yakışır alt yapıyı, en faydalı stratejik işbirliğini bulacağının hiç bir garantisi yoktur. O nedenle para ararken, aynen işe yeni birini alır gibi veya yeni bir makina parkı satın alır gibi iyi düşünmek gerekir. Bu nedenle işletmelerin para var hatta ucuz diye paraya talip olmaları hatadır. İşletmelerin finansman sıkıntısı var diyerek onları borçlandırmak sebep ve sonuç ilişkilerini bir birine karıştırmak demektir. Finansman sıkıntısı bir sebep değil bir sonuçtur. Üretim ve pazarlama hedeflerine ulaşmayı beceremeyen işletmelere finansman sıkıntısının sebeplerini düzeltmeden para aktarmak bu nedenle sonuç vermez. Kaçınılmazı geciktirir. Bunları gazetenizde yazmaya başladığım tarihten bu yana her sene yazmışım. Anlaşılan ben söyleyip ben dinliyorum.

Bu yazıyı yazarken manzarayı umumiye şöyle:

- Son beş yılda KOBİ kredisi kullanan işletme sayısı 1.5 milyondan, 3 milyona ulaşmış

- Toplam KOBİ kredileri 430 milyara ulaşmış. (orta büyüklükteki işletmeler 174 milyar, küçük işletmeler 142 milyar, mikro işletmeler 112 milyar). Bu 2016 kredi artış hızı %10 demek oluyor. 2012'nin Ocak ayında toplam KOBİ kredileri tutarı 162 milyarmış.

- Ocak 2017 itibarıyla kullandığı KOBİ kredisini ödeyemediği için icra takibine alınan işletme sayısı 314 bin 739 kadar. Son bir yılda icra takibine düşen KOBİ sayısı 147 bin artarken icra takibine düşen kredi tutarı artış hızı: %37 olmuş.

- 2012 Ocak ayında 5 milyar 260 milyon olan KOBİ'lerin batık kredi hacmi 2017 ocak ayında 22 milyara çıkmış. (Mikro işletmelerde takibe alınan kredi tutarı 7 milyar 825 milyon; Orta büyüklükteki işletmelerin batık kredi tutarı 7 milyar 363 milyon; Küçük işletmelerin batı kredi tutarı 6 milyar 831 milyon TL olmuş)

- KOBİ'lerde çalışan sigortalı sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre 156 bin kişi azalmış.

Şimdi Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Faruk Özlü bakın ne diyor: “11 milyar liraya yakın bir desteği veriyoruz. Toplam 152 bin 500 KOBİ desteğini aldı. Bunun da toplam maliyeti, piyasaya giren para 3 milyar 750 milyon oldu. 10 Mart’tan 6 Nisan’a kadar küçük işletmelere, mikro KOBİ’lere 3 milyar 750 milyon nakit girişi oldu. Buradaki hedefimiz 11 milyar liradır. Halen işlem başlatmayan 40 bine yakın KOBİ var, demek ki ihtiyaçları yok. Kendilerine mesaj gitmiş olmasına rağmen işlem başlatmadılar. Bir ara bankalardan şikayetler vardı, bunları aştık. Türkiye’deki bütün KOSGEB müdürleri, bankalar teyakkuz halindeler. Adeta bir kredi seferberliği ilan ettik. Bugünkü rakam 3 milyar 750 milyon. Tahmin ediyorum 10 Nisan’a kadar, 11 milyarın yarısından çoğunu KOBİ’lerle buluşturmuş olacağız.”

Buna karşı Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç şöyle diyor: “Tablo ortada. KOSGEB'in 50 bin liralık sıfır faizli KOBİ kredisi için geçen yıl başvuranlar ile bu sene başvuranların toplamı 770 bin 976’di ve bunun 461 bin 167’si kredi almaya hak kazanmıştı ama bu gidişle bunlarında yarısı kredi alamayacak! Nitekim krediye hak kazanıp soluğu bankada alan işletme sahiplerinin önemli kesimi 'finansal uygunluk' ile karşılaşmaktadırlar. Şöyle ki; KOSGEB’ten gelen ‘2017 yılı için sıfır faizli işletme kredisi faiz desteği kapsamında kredi kullanımınız uygun bulunmuştur’ mesajı ile bankaya giden işletme sahiplerinden finansal uygunluk kriterleri adı altında bir takım yeni belge talep ediliyor. Hatta bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin 6736 sayılı Kanun ile borçlarını yapılandıran işletmelerden dahi borçlarını kapatmalarını isteyen, ‘Hayat Sigortası’ adı altında bin TL talep eden, Vergi dairesinden ‘borcu yoktur’ evrakının üzerinde ‘bankalara verilmek üzere’ ibaresini kabul etmeyerek kendi bankalarının adının yazılmasını isteyen bazı bankalar da var!”

KOSGEB Başkanı Recep Biçer ise şöyle diyor: “Bankaların, kredi kayıt bürosunda kredi tarihçelerinin olmaması, puanlarının düşük olması, kredi başvuru sayısının fazla olması, önceki kredilerinde gecikmelerin tespiti, kanuni takiplerinin, icra kayıtlarının kapatılmış bile olsa protestolu senet veya çek kayıtlarının mevcudiyeti, borçlanma oranlarının yüksekliği, mali verilerinin yetersizliği ve son dönem mali verilerinin önceki dönemlere göre düşmüş olması gibi gerekçelerle KOBİ’lerin iş ve işlemlerini zorlaştırdığı, hatta kredi başvurularının büyük bir bölümünü reddettiği bilgilerini alıyoruz. Kredi işlemlerinin kolaylaştırılması için bankalara üçüncü kez resmi yazıyla çağrıda bulunduk.”

Bu arada muhalifler de “Bu seçim (referandum) yatırımı. Resmen seçim ekonomisi uygulanıyor. Göz boyamaca.” Diyerek yapılanların göstermelik olduğunu ileri sürüyorlar.

Türkçesi Sayın Bakan “11 milyar dağıtıyoruz”, KOBİ’ler “bankalar zorluk çıkarıyorlar. Alamıyoruz,” Sayın KOSGEB başkanı ise “Bankalara zorluk çıkarmayın diye yazdık” diyor. Bakan haklı. TC paralar ayırmış. Borçlunun faiz yükünü üstleniyor. Ana para borçlunun sorumluluğu. Bankalar haklı. KOBİ’lerin %83’ünün banka borçları var. Bunların %9’u icra takibinde. Finansal uygunluğu olmayana borç vermem diyor. KOSGEB başkanı da haklı. Bankalar zorluk çıkartmamalılar. Üç kere yazılı çağrı yapmışlar. Daha ne yapsınlar.

Ben de haklıyım. Sayın Bakan “Piyasaya para sürerek KOBİ’lerin hiç bir temel sorununu çözemeyiz” diyemez onun için ben diyorum. Sayın KOBİDER başkanı “Zaten borcu boyundan fazla olan KOBİ’leri daha da borçlandırarak orta ve kısa vadede sorunu büyütürsünüz” diyemez onun için ben diyorum. Sayın KOSGEB Başkanı “Bankalar baba ocağı değillerdir. Babanız bile harçlık verirken daha önce verdiği parayı ne halt ettiğinizi sorar. Bunda kızacak bir şey yok” diyemez onun için ben diyorum. Muhalifler de haklı. Onlar istediklerini söylüyorlar. Onun için ben bir şey söylemiyorum. Borçsuz ve...

Sağlıcakla kalın.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teknokrat-Politikacı 30 Ekim 2019
Strateji mi? 23 Ekim 2019
Tenkisat 16 Ekim 2019
Kasvetli ilim 02 Ekim 2019
Zombiler 25 Eylül 2019
Yeni Bull 18 Eylül 2019
Bull 11 Eylül 2019
Neden olmuyor? 04 Eylül 2019
Olmayacak duaya... 28 Ağustos 2019