Yılsonunda olumlu bir piyasa beklentisi

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Yeşim SARIŞEN / Yapı Yredi Yatırım

Geçtiğimiz haftaya satış baskısı ile başlayan global hisse senetlerinde Ağustos diplerinden tepki yükselişlerinin etkili olduğunu gördük. Yılbaşından bu yana yüzde 6 düşüş ile seyreden MSCI Dünya endeksi haftalık bazda yüzde 0.78 artış gösterirken,  yılbaşından bu yana yüzde 15.9 düşüş gösteren gelişmekte olan ülke piyasalarında ise MSCI EM endeksi dolar bazında yüzde 1.89 artı ile haftayı kapadı.

Yurtiçi piyasalarda ise TL ve hisse senetlerinde dengelenme eğilimi etkilli oldu. Kısa vadeli taban oluşumu sinyalleri aradığımız ve 75.000 direncini test eden BIST-100 endeksi haftayı yüzde 1.48 artıda 74.396 seviyesinde tamamladı. TL tarafında ise 3.07 direnci altında kar satışları ile geri çekilen USD/TL’nin ABD tarım dışı istihdam verisi ile birlikte 3.02 desteğinin altına gerilediğini gördük.  Sert yükselişle 2012 yılı zirvelerini aşan ve 329’u gören Türkiye 5 yıllık CDS spreadi geçen hafta 313’lere geri çekildi. 

Kısa vadede Amerika Merkez Bankası (FED) faiz artırımı beklentileri ve Çin’deki yavaşlamanın derecesi global piyasaları şekillendiren ana makro risk olayları olmaya devam edecek. Bu doğrultuda geçen hafta Cuma günü ABD’de açıklanan zayıf tarım dışı istihdam verisi faiz artırımı beklentilerini ötelerken, büyümeye yönelik soru işaretlerine de destek oldu. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde açıklanacak makro verilerin öneminin daha da arttığını belirtelim. Eylül ayında aylık istihdam artışı +142.000 ile 201.000 olan ortalama beklentiden oldukça zayıf yönde gerçekleşirken, Ağustos rakamındaki sert aşağı revizyon, ortalama kazançlar ve katılım oranındaki gerileme de dikkat çekiciydi. Veri ile birlikte FED fund kontratlarına Ekim ayı faiz artış olasılığı yüzde 10'a, Aralık ayı için yüzde 30'lara gerilemiş durumda.

Bu hafta ise ABD Eylül ayı ISM Hizmet endeksi, FOMC toplantı tutanakları ve Japonya Merkez Bankası (BOJ) açıklamaları takip edilecek önemli makro gündem maddeleri. Geçtiğimiz hafta açıklanan ve kötüleşme sinyalleri üretmeye devam eden imalat endeksleri ardından hizmet tarafındaki momentum kaybının derecesi de önemli olabilir.

FED kararı ve içeride de seçim sonuçlarının netleşmesi ile birlikte dördüncü çeyreğin ortalarına doğru aralarında Türkiye’nin de bulunduğu riskli varlıklar açısından daha olumlu bir piyasa ortamı bekliyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017