Yıllık enflasyonda bugün yüzde 9'un altını görebiliriz, ya sonra?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Haziran sonu itibariyle yüzde 9.16 düzeyinde bulunan yıllık TÜFE'nin, temmuz sonunda yüzde 9'un altına gerileyeceği bekleniyor. Temmuz ayındaki artış tahminleri yüzde 0.15 dolayında ve bu oran geçen yılın temmuzundaki yüzde 0.31'den düşük olduğu için yıllık oran da gerileyecek. Söz konusu oranın gerçekleşmesi halinde, temmuz sonundaki yıllık artış yüzde 9'un çok az da olsa altına inecek. Kuşkusuz, temmuz artışı yüzde 0.15'in çok üstünde olursa durum değişecek, hele hele yüzde 0.31 düzeyi aşılırsa yıllık oran yeniden artacak. Yok eğer temmuzda artış değil gerileme kaydedilirse, bu kez de yüzde 9'un epey altına inilecek. 

Temmuzda nasıl bir gerçekleşme olacağı ve yıllık oranın hangi düzeyde gerçekleşeceği önemli, ancak bir ayda ne olduğuna fazla da takılmamak gerekiyor. Ne yani TÜİK'in bugünkü açıklamasında temmuz ayında fiyatların herhangi bir nedenle hızla gerilemiş olduğunu görürsek, bu durum gelecek için çok umut vaat eden bir gelişme mi sayılmalı? Böyle bir gelişme olursa, enfl asyon belasından kurtulduğumuzu söyleyebilecek miyiz? 

Ortalamamız yüzde 8.4 
Temmuzda artış düşük olur, yüksek olur ya da gerileme olur; bunlar bütünün çok çok küçük bir parçası. Bütün, Türkiye'deki enflasyon gerçeği. 

Önce temmuza değil, yılın tümünde ne olabileceğine bir kez daha bakalım. Merkez Bankası'nın yıllık tahmini yüzde 7.60, bu orana ulaşabilmek için yılın ikinci yarısında kalınması gereken oran da yüzde 1.80. Hiç gerçekçi değil. 

Merkez Bankası da yüzde 7.60'ın gerçekçi olmadığının farkında ve bu oranın tutmasını bir başka orana bağlıyor. Gıda maddelerindeki fiyat artışı yüzde 9'da kalırsa yıllık TÜFE öngörüsü tutabilir, bu söyleniyor. Gıda maddelerinde ilk altı ayda yüzde 8'e yaklaşan artıştan sonra ikinci yarıda yüzde 0.99 artış olursa yüzde 9'un tutacağı da ortada. Bu gerçekçi bir beklenti mi, kesinlikle hayır. 

Dolayısıyla zaten yüzde 7.60'ı tutturma şansımız çok ama çok az. Bugün açıklanacak temmuz verisiyle birlikte bu konuda daha sağlıklı değerlendirme yapma olanağına kavuşacağız. 

Gelelim yüzde 8.4'lük ortalamaya. Bu oran nereden çıktı, neyi ifade ediyor, diye düşünülebilir. Diyebiliriz ki bu ilk kez hesaplanmış bir oran. 

2004-2012 döneminin her ay bazındaki yıllık oranlarını endeks üzerinden bir şekilde ortalamaya getirerek yıllık gerçekleşmeyi hesapladık. Geçen yılı, önceki dönemlerle kıyaslanabilsin diye ayrı tuttuğumuzu belirtelim. 

Yaptığımız hesaplamaya göre, örneğin 2004-2012 yıllarının ocak aylarındaki yıllık gerçekleşmelerin ortalaması yüzde 8.77 düzeyinde. Tabloda durum çok açık. Bütün ayların ortalaması yüzde 8.27 ile yüzde 8.77 arasında değişiyor. En düşük yıllık gerçekleşmeler yüzde 8.27 ile haziran ve temmuz ortalamalarında görülmüş, en yüksek gerçekleşme ise ocak ortalamalarında. 12 ayın ortalaması ise yüzde 8.40 düzeyinde. 

2004-2012 döneminde en düşük yıllık artış yüzde 3.99 ile 2011 yılının nisan ayında görülmüş, en yüksek yıllık artış ise yüzde 12.08 ile 2008 yılının temmuz ayında gerçekleşmişti. Çok basit bir tesadüf gibi de görülebilir; ama bu iki oranın ortalaması da yüzde 8 düzeyinde. 

Yani Türkiye, uzun vadede yıllık enfl asyonunu ortalama olarak yüzde 8'in altına indirebilme becerisini gösterebilmiş değil. Bu yıl da gösteremeyecek. Kaldı ki bu yıl, Merkez Bankası yüzde 7.60'lık tahminde ısrarcı olsa da, görünen yüzde 9'un altına inmenin pek de mümkün olamayacağı. Temmuz sonunda yüzde 9'un kıl payı da olsa altına inilebilse bile, yılı bu düzeyin altında tamamlamak başarı olacak gibi görünüyor. 

Hele bugünkü oranı bir görelim, o zaman daha sağlıklı değerlendirme yapma şansına sahip olabileceğiz.

enf.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar