Yıllık cari açık dip noktalara geldi, bundan sonra artış yaşanabilir

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Cari açığın düşmeye devam edeceği beklentisi içindeyiz ve kendimizi buna fena halde inandırmış görünüyoruz. Cari açık düşebilir tabii ki, bir dönem düştü de, ama artık sanki dip noktalara geldik; işte sorun da burada zaten. Gidecek pek yerimiz kalmadı yani. Ama biz hala, "Cari açık düşmeye devam edecek" diyor da başka bir şey demiyor gibiyiz.

Bu görüşü son olarak önceki gün Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya dile getirdi. Çetinkaya, enflasyon raporunu açıklarken, "Artan jeopolitik risklere karşın Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisi sürmektedir. Cari açıkta gözlenen iyileşme eğiliminin devam etmesi beklenmektedir" dedi.

Cari açığın nasıl seyredebileceği konusuna bu ayın başında değinmiştik. Ama konu güncel ve önemli. Biraz da yanlış yaklaşım sergiliyoruz gibi geldiği için, cari açık konusunu ve gidişatın nasıl olabileceğini yeniden ele almak gerektiğini düşündük.

Yıllıklandırılmış cari açık geçen yılın temmuz ayından bu yana geriliyor. Temmuzda 43.2 milyar dolar olan yıllık açık, şubat ayında 30.5 milyar dolara indi. Düzenli bir düşüş var. Ama bundan sonrasında düşüşü aynı hızda sürdürmek hiç de kolay olmayacak gibi görünüyor. Aslında zaten şubat sonrası dönemde hızlı bir düşüş de öngörülüyor değil ki. Hükümetin cari açıkta 2016 sonu hedefi 28.6 milyar dolar. Yani şunun şurasında yıllık açık 2 milyar kadar daha düştü mü 2016 hedefi yakalanacak.

Yıllık hedefin altına inilse fena olmaz tabii ki, ama bunu sağlayacak gelişmeler olduğu da söylenemez. 

Hatta tam tersine, cari açığı yataya döndürecek, sonrasında yeniden artıracak gelişmeler görme olasılığımız daha ağır basıyor.

Turizmin etkisi büyük olacak  

Geçen yılın ilk iki ayında 2 milyar 539 milyon dolar olan turizm geliri bu yıl aynı dönemde 2 milyar 140 milyon dolarda kaldı. Yani yüzde 16'ya yakın bir azalma var. 

Ocak ve Şubat ayları Türkiye turizmi için önemsiz denilebilecek aylar. Bizde turizm gelirinin yüzde 70'e yakını mayıs-ekim döneminde elde ediliyor. Dolayısıyla bizim asıl bakmamız, ne olacağını beklememiz gereken aylar ilerde.

Ama tahminler hiç iyi değil. Bu yılın tümünde 27 milyar dolar olarak öngörülen turizm gelirinin 15 milyar dolarda kalacağı kaygısı yaşanıyor. Yani 12 milyar dolarlık bir kayıptan söz ediyoruz. 

Peki ne yapacağız da 12 milyar doları, haydi bu düzeye çıkmasa bile en az 10 milyar doları bulacağı anlaşılan kaybı telafi edebileceğiz? Havada kalan bir soru bu. Yanıt yok. 

Eğer normal gidişatla yıllık cari açığı öngörülen 28.6 milyar dolara düşürecek gibi olursak, açık aslında turizmdeki bu kayıpla 40 milyara çıkacak demektir. 

Dolayısıyla bugünün eğilimine bakarak cari açığın düşmekte olduğunu ve bunun süreceğini söylemek hiç de anlamlı görünmemektedir. 

Kur desteği de yitiriliyor 

Döviz kurundaki seyir de turizmi ve dış ticareti destekler yönde değil, bu da önemli. Bir dizi olumsuz yönleri olsa da, aynı zamanda olumlu etkiler de doğuran kur artışında eğilim geçen yılın tam tersi. 

Dolarda geçen yıl ve bu yılın aylık ortalaması giderek birbirine yaklaşıyor. Ocak ayında geçen yıl 2.33 olan kur, bu yıl 3.01 düzeyindeydi, arada tam 68 kuruşluk fark vardı. 

Fark, nisan ayında 19 kuruşa indi. Geçen yıl nisanda 2.65 olan dolar kuru, bu yıl ilk 27 gün itibariyle 2.84 düzeyinde oluştu. Belki nisan ayının tümündeki ortalama kura göre fark daha da azalacaktır. 

Döviz kurundaki bu gidişat, turizm kadar dış ticareti de olumsuz etkileyebilecek. Ayrıca, yine enflasyon raporunda bu yılki petrol fiyatı beklentisinin 37 dolardan 40 dolara revize edildiği de dikkate alınmalı. Giderek düşmekte olan döviz kuru ithalatı artırabilecek, buna bir de petrol fiyatlarındaki yükselişten kaynaklanan yük binecek. Böylece dış ticarette öngördüğümüz denge daha da bozulabilecek.

Bir yandan dış ticaret açığı büyürken, bir yandan turizmde çok büyük bir kayıp yaşanırken, nasıl olacak da cari açıktaki daralma devam edecek?

catsvsvvs.jpg

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar