Yılın son merkez bankası kararlarını beklerken…

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Banu ERİŞ / FİNANSINVEST

Önceki hafta özellikle ABD’de büyüme ve istihdama dair çok sayıda ve önem derecesi yüksek veri açıklandı. Son haftalarda olumlu ABD verileri “Fed yakın zamanda muslukları kısmaya başlayacak” algısıyla gelişmekte olan ülke varlıklarını olumsuz etkilerken, piyasalar kritik işsizlik oranı verisinin yüzde 7’ye gerilemesine farklı bir tepki verdi. Olumlu istihdam verisi sonrasında ABD ekonomisindeki iyileşmenin küresel ekonomiye etkisi açısından piyasalarda risk iştahının arttığını gözlemledik. Bu hafta piyasaların odak konusu olan Fed beklentileri konusunda daha sakin bir hafta geçirdik. Önümüzdeki hafta ise TCMB, ABD Merkez Bankası (Fed) ve Japonya MB (BoJ) yılın son para politikası toplantılarını gerçekleştirecek.

Ek parasal sıkılaştırma uygulamalarını sürdüren TCMB’nin salı günü gerçekleşecek PPK toplantısında politika faiz oranlarında herhangi bir değişikliğe gitmesi beklenmiyor. Açıklama metninde de muhtemelen önceki faiz kararına göre önemli bir değişiklik olmayacaktır. Banka, 24 Aralık’ta açıklayacağı “2014 yılı Para ve Kur Politikası” raporunda önümüzdeki dönemde gerçekleştireceği tedbirlerle ilgili daha fazla bilgi verecektir.

Öte yandan Fed’in çarşamba günü sonuçlanacak toplantısı konusunda bir öngörü belirtmek zor. eylül ayındaki toplantısında tahvil alımlarını azaltmaya başlaması beklenirken, Fed sürpriz bir kararla alımlara devam kararı vermişti.

Bloomberg anketinde şu anda aralık ayında sürecin başlamasına yüzde 34 olasılık verilirken, ankete katılanların yüzde 26’sı Ocak, yüzde 40’ı ise mart ayını bekliyor. Fed Başkanı Bernanke kendi başlattığı tahvil alımlarını koltuğunu bırakmadan önce azaltmaya başlayabilir veya bu süreci yeni başkana bırakabilir.

İşsizlik oranının  yüzde 7’ye gerilemesi sürecin başlayabileceğine işaret ederken, Fed yöneticileri bunun sürdürülebilir bir gerileme olduğunu görmeyi isteyebilir. Güçlü bir sav oluşturmak zor olsa da, şahsen Fed’in bu toplantıda da beklemeyi tercih edeceğini düşünüyorum.

Bu durumda gelişmekte olan ülke piyasalarının kısa vadeli olumlu tepki verdiğini görebiliriz. Sonrasında ise piyasaların yönü iki konuya bağlı olarak şekillenecektir: 1) Fed’in gelecek dönem para politikasına dair çerçeveyi net şekilde çizmesi, 2) küresel ekonomideki iyileşme. İlk olarak, önümüzdeki dönemde Fed’in tahvil alımlarını hangi hızda, hangi periyotta bitireceği ve bunu yaparken faizlerdeki yükselişi nasıl kontrol altında tutacağı önem kazanacak.

Fed’in küresel likiditeye sağladığı desteği azaltması gelişmekte olan ülkelere sermaye girişlerini olumsuz etkileyebilir, ancak küresel ekonomik büyümenin güçlü olması GOÜ’lerde güçlü büyüme anlamına geleceği için sermaye akımları azalsa da iyimserlik korunabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017