Yılın şakası!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Milliyet'te Açık Pencere'ye yazan arkadaşım Fahrettin Fidan, her yılbaşında "yılın şeyleri"ni sıralar. Ben de kendisine ekonomi cephesinden bir katkıda bulunmak istedim ve "yılın şakası"nı belirledim.

2012'nin şakası ne mi; ne olacak tabii ki enflasyon hedefi!

Enflasyondaki tuhaflık, kendini önce hedefle gösteriyor. Basit bir soru soralım:

"Türkiye'nin 2012 yılı resmi enflasyon hedefi, yani yılbaşı-yılsonu TÜFE değişim hedefi kaç?"

Tek bir oran olacağını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü, biri Kalkınma Bakanlığı'nın (önceki yıllar için DPT'nin), biri de Merkez Bankası'nın olmak üzere resmi iki enflasyon hedefi var; en azından görüntü öyle.

Örneğin 2011 yılı için DPT'nin orta vadeli program çerçevesinde öngördüğü TÜFE artış hedefi yüzde 5.3'tü. Aynı yıl için Merkez Bankası ise hedefi yüzde 5.5 olarak belirlemişti.

Bu yılın hedefleri de farklı. Kalkınma Bakanlığı'nın orta vadeli programına göre yüzde 5.2 olan hedef, Merkez Bankası'na göre yüzde 5.

Biraz önce dedik ya, "en azından görüntü öyle" diye. Aslında ortada farklı hedefler yok, ama o izlenim uyandırılıyor. Orta vadeli programda 2011 enflasyon hedefiyle ilgili olarak yüzde 5.3'lük bir oran veriliyor; ama dip notta hedefin yüzde 5.5 olduğu belirtiliyor. Bakanlık, OVP'ye yüzde 5.3 yazıp, "Aslında hedef yüzde 5.5" demiş oluyor. Çünkü OVP daha önce kaleme alınıyor, Merkez'in hedefi daha sonra.

2012 için orta vadeli programda yüzde 5.2'lik oran yer alıyor. Ama bu oranla ilgili dipnotta da "Bu rakam TCMB Enflasyon Raporu 2011-III'te yer alan tahminlerdir" deniliyor. Merkez Bankası'nın 2012'ye ilişkin bu tahmininin üstünden çok zaman geçmiş, Merkez artık 2012 için yüzde 5'lik enflasyon hedefliyor.

Yani, oranlar arasında çok büyük bir fark olmasa da, Kalkınma Bakanlığı'nın gecikmeli bir şekilde Merkez Bankası rakamlarına itibar etmesinden ötürü böylesine bir fark ortaya çıkıyor. Dedik ya, farklar 0.2 puan, 0.3 puan, ama yine de olmasa daha iyiydi, değil mi…

Yarı yarıya düşüş!

Bugün açıklanacak ve çok büyük olasılıkla yüzde 10.5 ile yüzde 11 arasında gelecek olan 2011 enflasyonunun 2012'de yarı yarıya azaltılması öngörülüyor.

İşte bu, 2012 yılının şakası gibi… Hani enflasyonun yüksek oluşmasına yol açan etkenler tümüyle devreden çıkmış olur da, benzer etkenlerin bir daha kesinlikle görülmeyeceği biliniyordur da o zaman yarı yarıya bir düşüş umulur. Oysa şimdiki tablo çok farklı…

Geçen yıl mayıs, ekim ve kasımda enflasyonun zıplamasına yol açan etkenlerin bir kısmı geçiciydi. Bu etkenler yüzünden fiyatlar bir kez arttı, yüksek düzeyde seyretti, ama genel anlamda yansıma sınırlı kaldı. Mayısta yaş sebze meyve fiyatlarında görülmedik bir artış olmuştu; ekimde vergi ve kur artışı etki yapmıştı, kasımda da yine kur artışının etkileri görülmüştü. Kur artışı etkili olmaya devam edecek. Üstelik bunun bazı mal ve hizmetlere yansımasını henüz tam görmedik. Bu etkileri de gördüğümüzde 2012'nin enflasyonu nasıl seyredecek dersiniz…

Hep söylenen şu: "Mayısta yeniden tek haneyi göreceğiz." Doğru, çok büyük olasılıkla mayısta tek haneyi göreceğiz. Ama bu değerlendirmemiz şimdiki bilgimiz çerçevesinde. Bugün açıklanacak aralık ayı gerçekleşmesiyle 2011'i yüzde 11'in çok üstünde kapatırsak ya da bu 2012 ile birlikte yüksek aylık gerçekleşmeler görürsek, mayısa geldiğimizde geçen yılki yüksek oranın devreden çıkması da bizi tek haneye indirmeyebilir. Kaldı ki, mayısta tek haneye insek bile, haziranda yeniden çift haneye dönme riski de bizi bekliyor.

Hem zaten Merkez Bankası da tehlikenin farkında. Merkez Bankası, dün yaptığı açıklamada enflasyondaki düşüşün beklentilerden önce başlamasının önemine dikkat çekti ve bu kapsamda ek parasal sıkılaştırmaya gidildiğini anımsattı, ardından da dövize doğrudan müdahale yine başladı.  

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar