Yılın ikinci enflasyon raporu toplantısı
TCMB yılın ikinci enflasyon raporu toplantısını gerçekleştirdi. PPK üyeleri ile birlikte Başkan Karahan yaptığı sunumda mevcut gelişmeleri TCMB gözünden özetledi ve Kurulun gelecek döneme ilişkin beklentilerini açıkladı.
Enflasyon dinamiklerine baktığımızda son enflasyon raporu dönemine göre petrol fiyatları beklentisinde önemli bir değişiklik olmadığını görüyoruz (varil başına 2.8 dolarlık artış öngörülmüş). Küresel talep ve ithal malların fiyatlarında da önemli değişiklikler beklenmiyor bir önceki enflasyon raporuna göre. Dolayısıyla, TCMB’ye göre enflasyon eğilimi açısından yurt dışı fiyatların 2024 yılında önemli bir tehlike teşkil etmediğini söyleyebiliriz.
Enflasyon ataleti devam ediyor
Diğer taraftan TCMB’nin yılsonu enflasyon tahminini %36’dan %38’e güncellediğini görüyoruz. Bu artışın ardında yatan temel neden enflasyonun ana eğilimi ve bunun beklentilerdeki artışa katkısı %1.8 puan. Bir başka deyişle, enflasyon ataleti devam ediyor ve önümüzdeki dönemde de enflasyonu düşürme sürecini zorlaştıran bir faktör olarak kalmaya devam edecek. Enflasyon tahminindeki güncellemeye Türk lirası cinsinden ithalat fiyatlarının katkısı -%0.2 puan, çıktı açığının katkısı %0.4 puan, gıda fiyatlarının katkısı %0.2 puan, yönetilen ve yönlendirilen fiyatların katkısı -%0.2 puan olarak belirtilmiş raporda.
Tüm bu faktörleri bir araya getirdiğimizde enflasyon tahmininde yukarı yönlü %2 puanlık bir artış ortaya çıkıyor. Raporda son dönemde enflasyon eğiliminin öngörülenden daha yüksek seyrettiği belirtildikten sonra sıkı para politikası ve politika eşgüdümünün enflasyon ataletini sınırlı tutacağı vurgulanıyor. Bu cümleye “politika eşgüdümü” kavramının eklenmesi rastlantı değil diye düşünüyoruz. Çünkü enflasyon ataletinin kırılması için gerekli olduğunu düşündüğümüz konulardan bir tanesi kamu maliyesi tarafında tasarruf tedbirleri uygulanması ve hakkaniyetli vergi politikalarının uygulanması. Bu politikalar ile desteklenen para politikasının enflasyon ataletini kırmak konusunda başarılı olacağını kestirmek zor değil.
Hanehalkı beklentisi yüzde 96
Enflasyon beklentilerini yönetmenin enflasyonu düşürme sürecindeki önemine yeri geldiğince değiniyoruz. Bu noktada bu hafta önemli bir veri açıklandı. Koç Üniversitesi ve KONDA iş birliği ile hanehalkı enflasyon beklenti anketi yayınlandı. Bu anketin sonuçlarına göre hanehalkının 2024 yılı sonu enflasyon beklentisi %96. TCMB anketine göre piyasa profesyonellerinin enflasyon beklentisi %44 seviyesinde. TCMB ise yıl sonu enflasyonunu %36 (orta nokta) olarak tahmin ediyor.
Enflasyona ilişkin beklentilerin bu kadar geniş bir aralığa dağılmış olması dezenflasyon sürecinin yönetimi açısından arzu edilen bir şey değil. TCMB ve ekonomi yönetimi piyasa profesyonellerini ikna etme konusunda daha başarılı. Fakat vatandaşı ikna etmek konusunda alınması gereken önemi bir yol var. Burada elbette bütün yük TCMB’nin üzerinde olamaz. Kamu maliyesi politikalarında atılması gereken adımların açıklanması da vatandaşın enflasyon beklentileri üzerinde aşağı yönlü etki yaratacaktır.
Likidite yönetimi önemli
Soru cevap bölümünde Başkan Karahan son dönem piyasa gelişmelerinden bahsetti. Yabancı sermaye girişi yaşanan bu dönemde rezerv artışı sağlandığı, bunu yaparken bankalar ile yapılan swapların azaltıldığına dikkat çekti. Bu süreçte zaman zaman piyasada oluşan likidite fazlasının ise depo ihaleleri yolu çekilmeye başlandığının altını çizdi.
Biz de önümüzdeki dönemde likidite yönetiminin önemli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü, piyasada oluşan likidite fazlası hem bankalar arası piyasada hem de mevduat faizlerinde düşüşe neden oluyor. Oysa biz TCMB tarafından uygulanan faizin ekonomiyi olması gerektiği gibi etkilemesini istiyoruz. Politika faizi %50 ise piyasalarda yarattığı etki %50’den daha düşük olmamalı. Bir başka deyişle, aktarım mekanizması etkin çalışmalı.
Yurt dışı ile swap limitlerinin artırılmasının konuşulduğu dönemde aktarım mekanizmasının etkinliği tekrar gündeme geliyor. Swap piyasası hacmi büyüdükçe bankalar bu piyasadan daha fazla likidite sağlamaya başlayacaklar. Eğer bu piyasada daha düşük faiz oranları oluşmaya başlarsa TCMB’nin politika faizi etkinliği azalmış olacak. Bu bağlamda swap limitlerinin yükseltilmesi ve likidite yönetiminde hassas ayarların yapılması gereken bir döneme giriyoruz.