Yılın başında olumsuz eğilimler

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI [email protected]

Hafta içinde bazı veriler açıklandı. Bunlar pek olumlu sinyaller taşımıyor. Örneğin, ekonomik güven endeksi olumsuz eğilim yansıtan verilerden birisi. Yeni veri Ocak ayına ait. Güven endeksi, kasım ayında 100,8 düzeyine çıktıktan sonra aralıkta 100,81 düzeyine gerilemişti. Güven endeksinin ocak ayında 83.9 düzeyine gerilediği görülüyor. Son seçimlerin hemen arkasından kayda değer bir düzelme gösteren güven endeksinde seçimi takip eden ayda başlayan gerilemenin dozunu arttırarak devam ettiği anlaşılıyor. Kısacası, yeni yılın ilk ayında güvensizlik boyutunun daha da yükseldiğini söylemek mümkün. Ekonomide güvenin gerilemesi ekonomik güven endeksinin perakende ticaret sektörü dışındaki bütün alt kalemlerine yayılmış durumsa. Bu olumlu bir eğilim değil kuşkusuz. 

Yeni açıklanan turizme ilişkin veriler de pek olumlu değil. Turizm gelirlerinde hacimli bir gerileme olmuş. Geçen yılın son çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14.3 düzeyinde gerileme var. Yıl bazında ise 2015 yılında turizm gelirleri bir önceki yıla göre yüzde 8.3 daralarak 31.4 milyar dolara gerilemiş. Bunlar önceki senenin verileri deyip geçmeyin. İleriye dönük eğilimi de yansıttıklarını düşünmek lazım. Bu senenin ilk ay geçici verileri turizmdeki gerilemenin devam ettiğini gösteriyor. Güven endeksindeki bulgular turizmdeki gerilemeyi açıklayabilecek bir değişken olarak düşünülebilir. Küresel ve bölgesel koşullarda güven bozan etkenlerin yanı sıra ulusal boyutta yaşanan olumsuz gelişmeler de güvende ve turizm gelirlerinde gerilemeye yol açmış gibi görünüyor. Bu uluslararası pazarda konum kaybedildiği anlamına gelmez ama eğilimin devam etmesi halinde pozisyon ve pazar kaybı olması kaçınılmaz hale gelecektir. Bu bağlamda da sinyal pek olumlu sayılmaz anlayacağınız.

Olumsuz eğilim taşıyan yani verilerden bir diğeri de dış ticaret alanında. Aralık ayında ihracatta yüzde 11.1 gerileme olmuş. İthalat da yüzde 17.5 oranında gerilemiş. 12 aylık veriler 2015 yılı sonu itibariyle ihracatın yüzde 8.7 ithalatın ise yüzde 14.4 daraldığını gösteriyor. Gördüğünüz gibi iki ticaret kalemindeki daralmada ithalat önde koşuyor. Dış ticaret açığındaki daralmanın daha büyük boyutlu olmasını sağlıyor bu. Nitekim 2015 yılı sonu itibariye dış ticaret açığı yüzde 25,2 daralmış ve 2014 yılı sonundaki 84,5 milyar dolar düzeyinden geçen yılın sonunda 63.3 milyar dolara gerilemiş. Bunlar geçtiğimiz yılın eğilimlerini yansıtan sayılar demeyin. TİM’in ocak ayı için açıkladığı yeni ihracat verileri aynı eğilimin yeni yılda da sürdüğüne işaret ediyor. Dış ticaretimizin iki kaleminde de gözlenen gerileme eğiliminin önemli bir nedeni dünyada ve bizdeki büyüyememe sıkıntısı kuşkusuz. Bunun dışında yakın çevremizdeki pazar kayıplarımızın da ihracattaki gerilemede etkili olduğunu dikkatten kaçırmamak lazım. TİM verilerine göre Ocak ayında Rusya pazarında yüzde 65.1, Irak’ta yüzde 47,9, İran’da yüzde 34.8 oranında daralma olmuş. Önde gelen ihracat pazarlarımızdaki daralmalarının iktisadi nedenlerden daha ağırlıklı olarak jeopolitik nedenlerden kaynaklandığını söylemek mümkün. Bu durumda ticaretimiz üzerindeki bu gölgenin kısa sürede ortadan kalkacağını söylemek de pek mümkün görünmüyor. Bu durumu da olumsuz eğilimler kategorisine dahil etmek gerekiyor her halde. 

Olumsuz eğilim yansıtan verilerin sonuncusu enfl asyon verileri. Tüketici fiyatları (TÜFE) ocak ayında yüzde 1.82 yükselmiş. Bu hem beklentileri hem de geçmiş aylardaki artışları aşan bir artış hızına işaret ediyor. Benzer bir değerlendirme yıllık enfl asyon için de yapılabilir. Ocak ayı itibariyle TÜFE’deki 12 aylık artış hızı yüzde 9.58 olarak ölçülmüş. Bu da enflasyonda beklentileri aşan bir yükselmeye işaret ediyor. Ocak ayında fiyat artış hızının yükselmesinde geçen yılın sonunda fiyat tarifeleri, maktu vergilerde yapılan ayarlamalar, kamu zamları vb. gibi piyasa dışı etkenlerin önemli rolü var kuşkusuz. Bu tür etkiler ileriki aylarda azalacak ve buradan gelen enfl asyon ivmesi yumuşayacak. Bu nedenle önümüzdeki aylarda enfl asyonun yüzde 9.58 düzeyinden gerilemesi beklenebilir. Ancak, asgari ücrette yapılan yukarı yönlü düzeltmenin etkilerinin henüz devreye girmemiş olması, çekirdek enfl asyonun hala yüksek seyretmesi, kur geçişkenliğinin yükseltmesi olasılığı gibi etkilerin önümüzdeki dönemde bu beklentiyi çürütmesi mümkün. İki karşıt etkinin enfl asyonu görece yüksek bir düzeyde kilitlemesi mümkün olabilir diye düşünüyorum. Sonuçta enfl asyon verilerinin taşıdığı bilgilerin de net bir olumlu eğilim yansıtmadığı söylenebilir. Bu da olumlu bir işaret sayılmaz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018