Yıldızların ihracat başarısı önemli ancak…

Hakan GÜLDAĞ
Hakan GÜLDAĞ [email protected]

İhracatın Yıldızları…

Her ne kadar son yıllarda, bizi zaman zaman memnun, bazen de kızdıran pek çok taklitçisi zuhur etse de, Türkiye’de ihracatçılarımızı, hem moral hem de maddi olarak teşvik etmeyi amaçlayan ve bence bugüne kadar da bunu hakkıyla sürdüren tek yarışma…  

 

İhracatın Yıldızları, gazeteniz DÜNYA, DHL Express Türkiye, Akbank ve Vodafone Türkiye işbirliği ile düzenleniyor…
Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından başından bu yana destekleniyor… 
10 dalda verilecek “2013 Ödülleri” bu akşam sahiplerini bulacak…

 

İhracat dünyamızın artık bir klasiği haline gelen İhracatın Yıldızları – İhracatı Teşvik Ödülleri, Türkiye’nin 2001 krizinden çıkmak için ihracata sarıldığı koşullarda tasarlandı…
Geride bıraktığımız 12 yılda hep, Türkiye’de ihracatın geliştirilmesine, ihracatta katma değerin yükseltilmesine katkı sağlamayı amaçladı…

 

Başlangıçtaki kurgu ve amaç bugün de aynı titizlikle sürdürülüyor…
O nedenle, İhracatın Yıldızları yarışmasında, sadece büyük ihracatçılarımızın performansı değerlendirilmiyor…

Jürimizin değerlendirmelerinde yaratıcı ihracat uygulamaları, yenilikçi yaklaşımlar öne çıkıyor…

 

Bu yarışmada, peynir altı suyunu katma değerli bir ihracat ürününe dönüştürenler…
Laboratuvar fareleri için koşu bandı…
Ya da sıcak iklimler için klimalı tabut üretip…
En uzak pazarlara satma becerisini gösterenler ödüllendiriliyor…

 

Açık söyleyeyim, İhracatın Yıldızları yarışmasını bu özelliklerinden dolayı çok seviyorum…
Yenilikçiliğin, aklın, çözümün ön planda tutulduğu… 
Türkiye’yi hep bir gerçekleşmesi beklenen potansiyeller ülkesi olmaktan çıkarıp, dinamizmini somutlayan o olağanüstü hikayelerini…

Kısacası, ihracat yıldızlarımızdan yansıyan o ışığı seviyorum…
 

İhracatçılarımız bizi sevindirmeye ve de şaşırtmaya devam ediyor…
Yarışmayı ve başvuru koşullarını kamuoyuna ilan ederken, Yurt Haberleri servisimizin müdürü Handan Sema Ceylan ile birlikte, bir önceki yılın müthiş ihracat öykülerinin etkisinde kalarak, “herhalde bu yıl o öyküleri aşacak bir şey çıkmaz” diye başlarız…

Ama her yıl da yanılırız…

 

Doğrusu bu ya, yanılmaktan da mutluyuz…
Gerek yazılı gerekse “ihracatinyildizlari.com” sitemizden yapılan başvurulardan…
Gerek iş dünyası örgütlerimizden…
Gerek DÜNYA bölge temsilciliklerinin Anadolu’nun dört bir köşesinden bize ulaştırdığı malzemeden…
Gerekse Veysel Ağdar arkadaşımızın yıl boyunca titizlikle tarayıp yarışmamız için topladığı belgelerden… 

Pek çok heyecan verici ihracat hikayesi her yıl olduğu gibi yine bizi bekliyor…   

 

2001’de yarışmayı ilan edip, 2002 yılında ilk ödülleri düzenlendiğimizde Türkiye’nin ihracatı 31 milyar doların biraz üzerindeydi…
Bugün, 150 milyar doların üzerinde…
Aradan geçen 12 yılda yaklaşık 12’ye katlandı…

 

Yeter mi?
Elbette yetmez…
Son 12 yıldaki atılıma rağmen, kişi başına mal ihracatımız zar zor 2000 doları buluyor…
Halbuki bu alanda kendimize benchmark aldığımız ülkeler bizim çok ilerimizde…
Güney Kore’nin kişi başına ihracatı 11 bin doları aşıyor…
Bizim kişi başına düşen milli gelirimizden fazla…

Almanya’da bu rakam 18 bin doların üstünde…


Sıkıntılarla boğuşan Avrupa, yanılmayalım, cari fazla veriyor…
Haline acıdığımız, hiçbir şey üretmediği için bu hallere düştüğünü konuşup durduğumuz komşumuz Yunanistan’da kişi başına mal ihracatı 2.500 dolar…
Keza İspanya’da 6.200 dolar
İtalya’da ise 8.000 dolar….

 

Her şeye rağmen, özellikle 2001-2011 arasındaki 10 yıllık dönemde ihracatçılarımızın gösterdiği olağanüstü başarı, bunu önümüzdeki 10 yılda da tekrarlayabileceğimiz umudumuzu güçlü tutuyor…
Bu atılımı özellikle, toplam ihracatımız içinde yüzde 3’ü aşamayan ileri teknolojili ürün ve hizmet ihracatında yapmamız ise önümüzdeki dönemde kritik önem taşıyor…

 

Tabii, üretim gücümüz ve niteliğimiz terazinin bir kefesindeyse…
Diğer kefesinde ise uluslararası ilişkilerdeki becerilerimiz var…
Bu alanda komşularımızdan başlayarak omurgalı ve saygın bir duruş sergilerken dünya ile barışık olmamız hayati önemde…

 

Sözün kısası, her işte olduğu gibi ihracatta da çıtayı yükseltmenin anahtarı sahip olduğumuz yetenekler…
Dolayısıyla konu dönüp dolaşıp insanımızın bilgisine, becerilerine ve eğitim kalitesine dayanıyor…

 

Dış ticaret, uluslararası ilişkiler diyoruz ya…
Gözünü karartıp kolları sıvayıp işe girişmek…
Çanta elde, bilinmedik pazarlara yelken açmak…
Cesaret, girişimcilik…
Önemli özellikler olmasına önemli ama…
Bir yere kadar…

 

Ya sonrası?
Sonrası için sadece bir rakam paylaşmak istiyorum sizlerle…
Kartepe’deki Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin buluşmasında TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu verdi rakamı:
162 ülke arasında İngilizce seviyesinde Güney Kore 9’uncu, Türkiye 116. sırada…

 

Hayatta tesadüflerin yeri inkar edilemez…
Ama iş başarıya gelince…
Fırsatları sadece hazır olanlar değerlendirebiliyor!
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar