Yıldırım Demirören'in değişimi

Pazar gecesi tüm Beşiktaşlıları ekrana kilitleyen bir program vardı Beşiktaş Televizyonunda. Kulübün en yetkili ağzı Yıldırım Demirören, stüdyodaki gazeteci konuklarıyla birlikte soru-cevap şeklinde gündemi yorumladı. İzleyenlerin hemen hemen hepsi başkanın ağzından yeni transferlerin ipuçlarını toplamaya çalışırken, ben bizzat başkanın kendisini analiz etmeyi tercih ettim. Duruşu, rahatlığı ve kendine olan güveniyle geçmiş dönemlere nazaran çok farklı bir Yıldırım Demirören izlediğimi itiraf etmeliyim. Geçmiş dönemdeki yazılarıma göz atsanız belki de medyada kendisini en fazla eleştirenlerden biriyim. Hala da Schildenfeld, Diatta, Higuain, Tabata gibi isimlerin hangi özelliklerinden ötürü Beşiktaş'a transfer edildiğini anlamış değilim. Örneğini verdiğim/vermediğim niteliksiz transferleri ve o dönem "çar çur edilen" kaynakları bugün de gelecekte de eleştirmeye devam edeceğim. Ancak "Sezar'ın hakkı Sezar'a" deyişinden yola çıkarak son dönemde Beşiktaş'ın çok daha iyi yönetilmekte olduğunu, demeçlerle değil hareket tarzıyla "büyük kulüp" apoletini taşıdığını söylemeliyim. En basitinden, bundan 5 sezon önce İ. Akın alınmak istense ve kulübü 4.5 milyon euroda dirense Yıldırım Demirören'in muhtemel hareket tarzı; transferin son gününe kadar uğraşıp 4 milyon euro civarındaki bir ücretle bombayı(!) patlatmak olurdu. Oysa pazar gecesi Beşiktaş Başkanı'nın ağzından dökülen cümle direkt İ.B. Belediyespor'a mesaj niteliğinde idi. "İbrahim Akın iyi futbolcu ama takımdan ayrılanların geri dönmesine pek sıcak bakmıyorum." demekle aslında "İbrahim Akın bizim için olmazsa olmaz değil" düşüncesini karşı tarafa ileten Demirören, Mehmet Akyüz hamlesiyle zaten elini güçlendirmiş biçimde kameraların karşısına geçmişti. Benzer söylemler Ersan Gülüm transferi için de gündeme gelebilir. Taraftarın karnına ağrılar girmesine neden olan o gerilimli süreçte hiçbir şekilde "Ersan'a mecburuz" mesajı dışarıya verilmediği gibi, Sidnei transferi yapılarak Adanaspor cephesinin hareket alanı da daraltılmış oldu. Bunlar hep Beşiktaş'ın menfaatleri gözetilerek yapılmış hamleler. Bugün Beşiktaş Başkanı Jose Mourinho ile özel görüşmeler yapıyor, Real Madrid kulübü tarafından kabul görüyorsa bunlar büyük düşünüşün ve farklı hareket tarzının sonuçları. Zaten büyük düşünülmese Quaresma, Almeida, Guti ve Simao gibi tüm dünyanın tanıdığı isimlerin siyah-beyazlı kulübe kazandırılması da mümkün olmazdı. İtiraf edelim bizim ülkemizde başkanlar "monarşik" yönetim tarzlarıyla kulüpleri idare ediyorlar. Teşbihte hata olmaz, Yıldırım Demirören son seçimde "akil adamlar" diyebileceğimiz yöneticileri yanına toplayıp yetkilerinin ve sorumluluklarının bir kısmını onlarla paylaşarak daha "oligarşik" bir düzene geçiş yaptı. Bugün gelinen durum değerlendirildiğinde bu geçişin Beşiktaş'a büyük faydalar getirdiği şeksiz, şüphesiz görülüyor. Serdal Adalı ve Cengiz Zülfikaroğlu'nun başarılı çalışmalarıyla gündeme gelmeleri ve övgü almaları da yönetim içinde -başkan dâhil- herhangi bir ego çatışmasının yaşanmadığını gösteriyor ki, bu çok önemli. Hatırlanacağı gibi Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım da dönem dönem güçlü isimleri yönetimlerine almış ancak bahsettiğimize benzer çatışmalar bu isimlerin ayrılığına neden olmuştu. Benim pazar gecesi izlediğim programla ilgili tek eleştirim olabilir. O da "Diego Costa" isminin telaffuz edilmesi. Bu denli önemli hamleler yapılmışken Diego Costa'nın transfer edilmesi hem "Beşiktaş'ın Mendes'e mecbur olduğu" imajını yaratır hem de futbolcunun yeterliliğini sorgulatır. Kısacası; Costa Beşiktaşlıları kesmez başkan!

Dünya liglerinde transfer

· Tottenham'da bu sezon yıldızı parlayan Gareth Bale için Manchester City 45 milyon euroyu gözden çıkarttı. Bu transferin gerçekleşmesi halinde iki İngiliz kulübü arasındaki en yüksek maliyetli İngiliz oyuncu transferi olarak kayıtlara geçecek. Daha önce Liverpool, Andy Carroll için 40 milyon euro ödemişti.

· İspanya'nın köklü kulüplerinden Real Sociedad, Valenciennes'den Fransız teknik direktör Philippe Montanier'yi takımın başına getirdi. Montanier, US Boulogne'u 2004-2009 arasında çalıştırmış ve takımını üçüncü ligden tarihinde ilk kez Ligue 1'e yükseltmeyi başarmış, ardından da Valenciennes'in başına geçmişti.

· Shakhtar Donetsk Teknik Direktörü Mircea Lucescu, Brescia'nın tecrübeli forvet oyuncusu Alessandro Diamanti'yi kadrosuna katmak istiyor. Geride bıraktığımız sezonda oynadığı 32 maçta altı gol atan Diamanti'nin takımı Brescia, Serie B'ye düşmüştü. 28 yaşındaki futbolcunun da takımda kalması pek mümkün gözükmüyordu.

· İspanya'nın köklü kulüplerinden olan ve yeni sahipleriyle beraber transferde atağa kalkan Malaga, Marsilya'nın Arjantinli yıldızı Lucho Gonzalez için Fransız ekibinin istediği bonservis bedelini vermeye yanaşmıyor. France Football'un haberine göre Marsilya 30 yaşındaki futbol için 13 milyon euro talep ediyor ve Malaga bu yaştaki bir futbolcuya bu parayı vermeye razı değil.

· Valencia, Almeria'nın Brezilyalı kalecisi Diego Alves'i kadrosuna kattı. Dört yıllık anlaşmaya imza atan 25 yaşındaki futbolcunun bonservisinin, Almeria'nın ligden düşmüş olması sebebiyle 3 milyon euro civarında olduğu sanılıyor.

· Serie A'da gelecek sezondan itibaren kadrosunda yapılanmaya gitmeyi planlayan Roma'da, Milan'la anlaşan Philippe Mexes'in yerine savunmada oynatılacak isim bulundu. Palermo'nun yıldız savunma oyuncusu Cesare Bovo, Mexes'in yerine düşünülen ilk isim olarak öne çıkıyor.

· Bundesliga'da geçirdiği uzun kariyerinin ardından emekli olmaya karar veren Torsten Frings'e İskoçya'dan sürpriz bir talip var. Rangers, Alman oyuncuyu kadrosuna katmak istiyor. Kariyerinin önemli bir bölümünü Werder Bremen'de geçiren Torsten Frings, Bundesliga'da Borussia Dortmund ve Bayern Münih formaları da giymişti.

Süper Lig'de transfer

· Mersin İdman Yurdu, Beşiktaş'ın 28 yaşındaki file bekçisi Hakan Arıkan'la anlaşmaya vardı. Kulüpten sızan bilgilere göre Süper Lig'e yükselen takım Beşiktaş'a bu transfer için 750 bin euro ödeme yapacak. Hakan, geçtiğimiz sezon Rüştü ve Cenk'in arasından sıyrılmakta zorlanmış ve fazla forma şansı bulamamıştı.

· Wolfsburg forması giyen, Fenerbahçe'nin eski futbolcularından Tuncay Şanlı, takımdan ayrılmayı düşünüyor ve eğer Premier Lig'e gidemezse Fenerbahçe'ye dönebilir. Eğer Tuncay İngiliz kulüpleriyle anlaşamazsa, kendisini yeniden Fenerbahçe'de görmek isteyen Aykut Kocaman'la görüşecek ve sarı-lacivertli formayı yeniden giymek üzere takıma dönecek.

· Kardemir Karabükspor'un, Almanya'nın Hertha Berlin takımında Volkan Dikmen ile 2 yıllık sözleşme imzaladığı bildirildi. Kulüp menajeri Seyit İçgül, gazetecilere yaptığı açıklamada, 20 yaşındaki defans oyuncusu Volkan Dikmen ile 2 yıllık sözleşme imzaladıklarını söyledi.

· Trabzonspor'un bu sezon yıldızı parlayan isimlerinden olan Burak Yılmaz, yakaladığı çıkışın ardından hakkında birçok transfer dedikodusu çıkmasına aldırmadığını söyledi. Hiçbir takıma gitme gibi bir düşüncesinin olmadığını belirten Burak, Trabzonspor'da başarması gereken önemli işler olduğunu vurguladı.

· Galatasaray'da Ünal Aysal'ın danışmanı Bülent Tulun, Expressen gazetesine transferlerle ilgili önemli açıklamalar yaptı. Tulun, kulüp yöneticilerinin salı günü Stockholm'e gidip, görüşmelere başlayacaklarını ve Kim Kallström ile 50 milyon krona (6 milyon euro) anlaşmaya varılacağını söyledi.

· İsmi üç büyük kulübün transfer listesinde yer alan Sinan Bolat, A Milli Takımımız'ın kampında oldukça çarpıcı açıklamalarda bulundu. Futbol yaşamını Türkiye'de sürdürmek istediğini dile getiren Sinan, "Beşiktaş'ı tutuyorum. Siyah-Beyazlı formayı giyersem süper olur. Ancak hepimiz profesyoneliz." diyerek adeta Beşiktaş'a göz kırptı.

· Gaziantepspor'un santrfor transferindeki hedefi belli oldu. Kırmızı-siyahlılar bu sezon Bundesliga-2'de 33 maçta 15 gol 11 asist ile oynayan Kolombiyalı golcü Adrián Ramos ile anlaşma zemini arıyorlar. Görünen tek sorun oyuncunun 3.5 milyon euro dolayındaki bonservisi.