Yıl Biterken Devalüasyonlar
Kurlar açısından Aralık ayı da hareketli bir ay oldu ve Arjantin Pesosu ile Azerbaycan Manatı yüzde kırklara yaklaşan oranlarda devalüe edildi. İkisi de sürpriz sayılmaz ancak öncü sinyalleri farklıydı. Arjantin uzun yıllardır siyasi ve ekonomik krizlerle boğuşuyor ve ülkede resmi bir Peso kuru olsa da karaborsada doların çok daha yüksek seviyelerden işlem gördüğü biliniyordu. Öyle ki ülkeye ziyarete giden turistlerin sokaklarda ve hatta otel lobilerinde dövizlerini resmi kurun çok daha üstünde bozdurduklarını duyuyorduk. Seçimlerin ardından yeni Başkan göreve gelir gelmez kur üzerindeki tüm sınırlamaları kaldıracağını açıklamıştı. Yani tüm piyasa resmi kurla kara borsa seviyesinin eşitleneceğini zaten biliyordu. Dolayısı ile grafiğe baktığınızda muazzam bir değer kaybı olsa da gerçek anlamda bir sürprizden bahsetmek mümkün değil. Aralık ayında olmasa bile 2016’da bu adımın kaçınılmaz olacağını Arjantin Merkez Bankasının rezervlerinden de görebiliyorduk.
Azerbaycan’da ise sonuç aynı olsa da dinamikler ve nedenler çok daha farklı. Bildiğiniz üzere Azerbaycan da dalgalı kura geçtiğini açıkladı ve yılın ilk çeyreğinde devalüe edilmiş olan Manat yine sert bir değer kaybı ile 1.0462’den 1.55’e geriledi. Yılın ilk yarısından itibaren bir şekilde dolar veya başka bir çıpaya sahip tüm para birimlerinin hırpalanacağını ve yeni yani daha zayıf seviyelerde denge bulacağını vurguladım. Zincirin zayıf halkaları kopmaya başladı. Çok daha fazla ses getirecek iki para birimi ise Hong Kong doları ve Sudi Arabistan Riyali. Yapısı itibarı ile global sisteme entegre ve batılı bir ekonomi olsa da giderek Çin’in etkisi altında kalan Hong Kong ana kıtada yaşananların, S.Arabistan ise petrol fiyatlarının baskısı altında. Kuvvetli dolar her iki ülkenin para biriminin ekonomik gerçekleri değil ABD’nin dinamiklerini yansıtmaya zorluyor. Bu nedenle her ikisinde de bir ayarlamayı kaçınılmaz görüyorum. Ancak özellikle petrol üreticileri açısından devalüasyon ihracatta rekabet gücünü geri almak gibi bir niyetle atılmış bir adım olarak algılanmamalı. Nitekim Azerbaycan’ın kararından sonra bu adımın etkisiz olacağı zira ülkenin petrol dışında ihraç ettiği ve zayıf Manattan faydalanabilecek büyük bir kalem olmadığı yorumları yapıldı. Ancak Azerbaycan’a ek olarak Kazakistan, Rusya (ve ileride Sudi Arabistan) devalüasyon kararı alırken ihracatı artırma hedefinden ziyade bütçe dengelerine odaklanıyor. Petrol satışları dolar bazında olan bu ülkelerin gelirleri bir anda yerel para bazında artmış oluyor. Dolayısı ile yatırımlar, sosyal harcamalar gibi kalemlerde bir rahatlama yaşanıyor. Ancak elbette başta enflasyon olmak üzere bu ülkelerde negatif gelişmeler de yaşanacak. Yine de bütçe hedeflerinin tutturulması için vergi artışı veya devalüasyon gibi bir birinden tatsız iki adımdan bir tanesi atılması gerekiyordu ve kısa vadede ekonomik bir daralma yaşamadan atılabilecek adımlar atıldı. WTI ve Brent petrolleri arasındaki fiyat farkı yani spreadin kapanmasına yönelik ilginç yorumlar geliyor. 2011 yılına kadar WTI Brentten daha pahalı bir petrol tipiydi ve sıfır ile 5 dolar arasında bir spread vardı. Yani bugün olan bitenler ne bir oyun ne de büyük bir planın bir parçası. Sadece normalleşme. Petrol fiyatları kısa vadede dip yapmaya çalışıyor ve 40 doları geçebilirse önemli bir düzeltme yaşanabilir. Ancak orta vadede kalıcı bir rally zor görünüyor. Yılın son yazısını Dünya gazetesinin değerli okuyucularının ve çalışanlarının yeni yılını kutlayarak bitiriyorum. Umarım ülkemiz ve hepimiz için güzel bir yıl olur.