Yetkilendirilmiş yükümlülük
İthalat ihracat faaliyetinde olan tüm firmaların merakla bekledikleri bir kavram olan yetkilendirilmiş yükümlülük uygulaması mevcut mevzuatta her ne kadar yer alıyor olsa da, 2016 yılı sonunda Onaylanmış Kişi Statü Belgesi uygulamasının yerini alacak olmasından ötürü, artık gündemimizde daha çok yer verdiğimiz bir kavram halini aldı. Bu statüye sahip firmalar kısa adı YYS olan bu belgeyi alabilmek için kolları sıvamaya başladılar.
Öncelikle YYS’ye başvuracak firmaların; serbest bölgeler dahil Türkiye gümrük bölgesinde yerleşik olan, en az 3 yıldır faaliyette bulunan, gümrük yükümlülüklerini yerine getiren, kayıt sistemi düzenli ve izlenebilir olan, mali yeterliliği olan, emniyet ve güvenlik standartlarına sahip, kendi oto kontrolünü yapabilen ve güvenilir olması gerekliliğine dikkat çekmek isterim. Güvenilirlik kavramı ile; yönetim kurulu üyeleri, sermayesinin %10'dan fazlasına sahip gerçek kişiler ile gümrük ve dış ticaret işlemlerinde temsile yetkili kişilerin ilgili kanunlara muhalefetten ceza veya mahkumiyet kararı olmaması ile vergi, SGK borcu olmaması hususunu kastedilmekte. Bu belgenin kapsamında yer alan uygulamalara baktığımızda ise karşımıza öncelikli olarak, daha sonra deklare edilmesini içeren, “Eksik Beyan Uygulaması” çıkmakta. Böylece firmalar, bazı önemli evrakları gümrüğe, beyannamenin tescilinden itibaren 1 ay içerisinde sunmak ve onun yerine faks veya fotokopisi ile işlemi başlatmak gibi bir ayrıcalık elde ediyorlar. Bir diğer avantaj “Kısmi Teminat Uygulaması”. Diğer bir deyişle vergiler karşılığı alınması gereken teminatın kısmi olarak tahsilini sağlayan bir sistem. Üçüncü bir avantaj ise “Götürü Teminat Uygulaması”. Bu uygulamaya göre, eşyanın gümrük vergileri ve sair vergilerinin teminata bağlanması mümkün olabilmekte. YYS ile gelen bir diğer önemli değişiklik ise, ihracatta yerinde gümrükleme izni. Diğer bir deyişle YYS sahibi kişilere eşyayı ihracat gümrük müdürlüğüne sunmaksızın ihraç işlemlerini ilgili bölge müdürlüğünce uygun bulunan tesislerde gerçekleştirmek üzere verilen bu izin, firmaların, güvenli alan ve güvenli park alanına sahip olmalarını da zorunlu kılıyor. Yine YYS sahibi firmalara, 1 yıl içerisinde en az 50 adet A.TR düzenleyip vize işlemlerini tamamlamaları yetkisi de verilmekte. Bu kapsamda kişiler ticaret odalarınca tasdik ve gümrük idarelerince vize edilmeden A.TR hazırlama yetkisine sahip olurlar. YYS kapsamında yer alan nakliye firmaları ise “İzinli Gönderici” veya “İzinli Alıcı” yetkisi alabilmekteler. Böylece firmalar, eşyayı hareket gümrük müdürlüğüne sunmaksızın transit işlemlerini kendi tesislerinde gerçekleştirebilmekteler. Tabi bu hakkı elde etmek için de pek çok şartın yerine getirilmesi aranmakta. “İthalatta Yerinde Gümrükleme İzni” hakkını elde edecek firmaları da büyük bir avantaj beklemekte. Bu kapsamda ithal eşyası ithalat gümrük idaresine getirilmeden giriş gümrük idaresinden doğrudan firmanın kendi tesislerine sevk edilerek, ithal işlemlerinin firmanın kendi veya eşyayı taşıyan izinli alıcının uygun bulunan tesislerinde basitleştirilmiş usul çerçevesinde yapılabilmesi mümkün olacak.
Bünyesinde yer aldığım kurumda 14 Nisan’da bu kapsamda düzenlenecek ve benim de yer alacağım önemli bir konferans gerçekleştirilecek. Orada da gündeme geleceğine inandığım belge sahibi firmalarca beyan edilen eşyalara daha az muayene ve belge kontrolü uygulanması, muayene veya belge kontrolünün öncelikli yapılması, ihracat veya ithalat eşyası ile eşyanın taşınmasında kullanılan sertifika sahiplerinin denetimindeki araçların, gümrük kontrollerinin diğerlerine göre daha az yapılacak olması, YYS sahiplerinin denetimindeki araçlara sınır kapılarından öncelikli geçiş hakkı tanınması da uygulamanın içerisinde yer alan ve en çok sorgulanan hususlar. Avrupa’da uzun süredir yer alan bu uygulamanın ülkemizde de kısa sürede yoğun kullanılır hale gelmesini beklemek, bana göre çok da sürpriz olmayacaktır.