Yetenekleri kaybetmeden geleceği kazanmak mümkün
Küresel iş dünyasında yetenek yönetimi, hızla değişen ekonomik koşullar ve çalışma düzenleriyle birlikte artık sadece bir insan kaynakları gündemi değil, kurumların hayatta kalma ve büyüme stratejilerinin merkezinde yer alan bir konu haline geldi.
Gallup’un araştırmasına göre, çalışan bağlılığı dünya genelinde yüzde 23, Türkiye’de ise yüzde 11 seviyesinde. Bu düşük oranlar, iş dünyasının yetenekleri elde tutma ve yeni yetenekler kazanma konusundaki zorluklarını açıkça ortaya koyuyor. Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN), bu kritik konuyu ele almak amacıyla ‘Yetenekleri Elde Tutmak Nasıl Mümkün’ başlıklı bir webinar düzenledi. Etkinlikte, Garanti BBVA Yetenek ve Kültür›den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tuba Köseoğlu Okçu ve MY Executive Kurucu Ortağı Müge Yalçın, görüş ve deneyimlerini paylaştı.
Hibrit çalışma modeli ve esnek çalışma saatleri
Garanti BBVA, pandemi sonrası dönemde çalışanlarının ihtiyaç ve beklentilerini dikkate alarak hibrit çalışma modeline geçti. Bu modelde, çalışanlar zamanlarının yüzde 60’ını uzaktan, yüzde 40’ını ise ofisten çalışarak geçiriyor. Finansal sonuçlar ve verimlilik açısından olumlu geri dönüşler aldıklarını belirten Tuba Köseoğlu Okçu, çalışanların üçer aylık dönemlerde ne zaman ve nerede çalışacaklarını kendilerinin belirlediğini ifade etti.
Ayrıca genel müdürlük binalarında alternatif çalışma başlangıç ve bitiş saatleri sunularak esneklik sağlanıyor. Okçu, “Yetenekler için hibrit çalışma biçimi olmazsa olmaz artık. Hatta şirket mülakatlarında bu soruyu sormayan aday kalmadı diyebiliriz” diyerek esnek çalışma modellerinin yetenek çekmedeki önemine dikkat çekiyor. Sürekli değişen iş dünyasında, çalışanların yetkinliklerini güncel tutmaları büyük önem taşıyor.
Garanti BBVA’nın da eğitim ve gelişim imkânları sunarak çalışanlarını desteklediğini ifade eden Okçu, “İnsan kaynakları ve yetenekle ilgili konular kısa zamanda sonuç veren değil, zamana yayılan ve zaman içerisinde sonuç veren konular. Bir yandan stratejilerimizi yeşertmeye çalışıyoruz, bir yandan da çalışma arkadaşlarımızı sürekli dinleyip hızla neler yapabileceğimize odaklı ilerliyoruz” diyerek bu süreçlerin uzun vadeli ve sürekli iyileştirme gerektirdiğini vurguluyor.
Kariyer tıkanıklığı ve iş değiştirme eğilimleri
MY Executive Kurucu Ortağı Müge Yalçın, son dönemde iş değiştirmelerin arkasındaki nedenlere değinerek kurum kültürü ve yönetici ile uyuşmazlık gibi faktörlerin yanı sıra, kariyer tıkanıklığının da önemli bir etken olduğunu belirtti. Yalçın, “Haklı olarak yüksek beklentileri olan başarılı yöneticiler kariyer basamaklarını çabucak çıkmak istiyor ama üst kademelerde daha az pozisyon olduğu için bekleme süresi oluyor.
Sabırsızlananlar başka şirketlerde üst pozisyonlarda iş aramaya başlıyorlar” diyerek bu sürecin yetenek kaybına yol açabileceğini ifade ediyor. Global şirketlerin farklı ülkelerde pozisyon önerme avantajına sahip olduğunu, ancak yurt dışı görevlendirmelerin de ailevi nedenlerle her zaman mümkün olmadığını ekledi. Yalçın, özellikle deneyimli üst düzey yöneticilerin kariyerlerine bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak devam etmelerinin önemine vurgu yapıyor. Bu pozisyonların aile şirketlerinde bilgi ve birikimlerin aktarılmasına, şirketin geleceğine yön verilmesine ve yeni nesil üyelerin eğitimine katkı sağladığını belirtiyor.
İş dünyası, çalışan bağlılığını artırmak için yenilikçi çözümler üretmek zorunda. Hibrit çalışma modelleri, takdir ve ödüllendirme sistemleri, esenlik programları gibi uygulamalar bu bağlamda önem kazanıyor. Ancak tüm bu stratejilerden önce liderlerin, çalışanların bireysel motivasyonlarını anlamaları ve buna yönelik politikalar geliştirmeleri gerekiyor. Örneğin, kariyer tıkanıklığı yaşayan bir çalışan için yeni fırsatlar yaratmak ya da esnek çalışma imkanları sunmak, yeteneklerin şirkette kalmasını sağlayabilir. Şirketler, sadece bugünün ihtiyaçlarını değil, geleceğin yetenek yönetimi trendlerini de yakından takip etmeli. Unutulmamalı ki, yeteneklerini kaybeden bir şirket, sadece bireyleri değil aynı zamanda rekabet gücünü de kaybeder.