Yeteneğiniz varsa havlu atmayın

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

Bir külkedisi masalı

Baba Patrick, Leyland fabrikasında depocu, anne Bridget stenografmış. Dördü erkek, beşi kız kardeşin en küçüğü. Annesi onu 47 yaşında iken doğurmuş. Ve de zor doğurmuş. Doğum sırasında beyne az oksijen gitmiş ve beyin zarar görmüş. Okulda öğrenme zorluğu olan bir kişi olarak nitelendirilmiş ve çoğu kez alay konusu olmuş.

Jurinin önüne çıktığında da herkesin yüzünde tuhaf bir alaycı gülümseme belirdi. Herkes Susan Boyle'un görünüşüne aldandı. Üstünde modası geçmiş bir elbise vardı. Sahnede görmeye alıştığımız kişilerdeki görünüşü yoktu. Yaşı sorulduğunda. "47" dedi. Suratlar bir kez daha aydınlandı küçümseme gülümsemesi ile. Bir jüri üyesi neyi düşlediğini sordu. "Profesyonel bir şarkıcı olmayı" dedi. Yine herkes dudak  büktü. Ve Susan Boyle, Les Miserable müzikalinden "I dream a  dream" söylemeye başlayınca tüm salondan bir alkış koptu. Yetenek ortaya çıkmıştı.

Belki televizyonlardan izlemişsinizdir. İngiltere'deki pop-star yarışması "Britain's Got Talent" müthiş bir yetenek ortaya çıkardı. Susan Boyle, 80 saniyelik performansında sesi ile herkesi büyüledi.

Susan Boyle'un öyküsü ilginç. Okulu bitirdikten sonra West Lothian College mutfağında çalışmış. Devletin açtığı bazı kurslara katılmış. Sesinin farkındaymış. 1995 yılında Glasgow'daki bir alışveriş merkezinde yapılan, Michael Barrymore'un "My Kind of People" gösterisi için seçmelere katılmış. Ama  çok heyecanlı olduğundan başarılı olamamış.

Edinburgh Acting School'da bazı derslere devam etmiş. Sonra da Fred O'Neil isimli bir ses antrenöründen özel dersler almış. Bu ana kadarki tek kayıt, bir hayır kurumu adına yapılan bir CD. Burada "Cry me River", şarkısını söylemiş. İnsanlar sadece görünüşe önem veriyor diyerek "The X Factor" için yapılan seçmelere katılmaktan son anda vazgeçmiş. Bu yarışmaya da katılmak istememiş. Fred O'Neil'e "Ben bu iş için yaşlıyım. Bu yarışma gençler için" demiş. Ama ses terbiyecisi bu müthiş yeteneği yarışmaya girmesi için teşvik etmiş

Susan'ın babası 1990 yılında ölmüş. Diğer 8 kardeşi evi terk etmiş. Susan annesi ile baş başa kalmış. Anne 2007 yılında 90 yaşında ölmüş. Kızını "Britain's Got Talent" yarışmasına girmesi için ikna etmeye çalışmış. "Kiliseden daha büyük topluluklar önünde şarkı söylemeye alışmalısın" diye teşvik etmiş kızını. Susan, ancak onun ölümünden sonra bu yarışmaya katılmak için kendini hazır hissetmiş.

Susan şu an işsiz. Whitburn'deki bir kilisede  gönüllü olarak çalışıyormuş. Hiç evlenmemiş. "Hatta hiç öpülmedim", demiş gösteriye çıktığında. Ama daha sonraki bir mülakatında "Ben onu şaka olarak söyledim, millet büyüttü" diyor.

Bir yorum

Susan Boyle'un öyküsü bir 21. yüzyıl efsanesi adeta. Gösteri dünyasının kalıplarının kırıldığı bir efsane. Çünkü bu yüzyıl gösteriş yüzyılı. Pop dünyasında adeta her şey seksapellik   üstüne kurulmuş. Eğer seksi bir vücudunuz yoksa kimse size bakmıyor. Ama seksapel varsa ses önemli değil. Bana inanmıyorsanız televizyonda gördüğünüz şarkıcılara bakınız. Çoğunda ses yok ama, sadece görüntü var. Bırakın şarkıcıyı, spikerlere bakınız. İlle de bir taraflarını açıyorlar. İşte Susan Boyle'un sesi bu kalıpları kırdı. Videosunu sadece u-tube'da 50 milyon kişi izlemiş.

Bu öyküden çıkaracağımız ders ne olmalı? Eğer yeteneğiniz varsa korkmayın, cesur olun. Kendinize güveniniz. Köşenizde kalmayın, kendinizi gösterin. Bir boyutunuz sizi büyütebilir.

Salt yetenek yetmiyor. Evet Susan Boyle'un sesi var, ama onu eğitmiş, kendine yatırım yapmış. Eğer yeteneğiniz varsa ham bırakmayın, onu geliştirin.

Bu söylediklerim sadece şarkıcı olmak için geçerli değil. Her konuda aynı şey. Yeteneğiniz varsa, bir gün keşfedilirsiniz. Yeter ki, havlu atmayın.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019