Yeşil teknolojinin 'Siyah kuğu'ları için 1.3 trilyon Euro topl
"Elektrikli otomobiller güzel oyuncaklar, fakat küresel ısınma ile mücadelede etkili olamazlar. Rüzgar ve solar PV teknolojisi küresel ısınma çözümlerinden çok, iyi birer yatırım alanı" diyen Vinod Khosla, "Herkesin ulaşabileceği çözümlere ihtiyacımız var" diyor ve imkansız görünen çılgın fikirleri destekliyor.
Cleantech Group ve Deloitte tarafından yayınlanan rapor, risk sermayesi yatırımlarının 2008 yılına kıyasla 2009'da yüzde 33 oranında düşüş kaydederek 5.6 milyar dolara ulaştığını ortaya koyuyor. Yeşil teknolojiler son dönemde dünya genelinde gerçekleşen risk sermayesi yatırımlarının odak noktasını oluşturuyor. Bu alanda dikkat çeken isimlerin başında Khosla Ventures kurucusu Vinod Khosla geliyor. Sun Microsystems'ın kurucularından Vinod Khosla'nın 2004'te kurduğu Khosla Ventures, güneş, rüzgar ve nükleer enerji gibi çevre dostu teknolojilere odaklanıyor. Khosla kurulduğu tarihten bu yana yaklaşık 1.1 milyar Euro olarak tahmin edilen servetini yeşil teknolojilere akıtıyor. Khosla Ventures, geçtiğimiz yıl, yatırımcılardan tam 1.3 milyar dolar toplamayı başardı. Bill Gates, Khosla'nın yeşil teknoloji fonuna yatırım yapan isimler arasında yer alıyor.
"Elektrik otomobiller güzel birer oyuncak ama çözüm değil"
2001 yılında Fortune dergisi tarafından "tüm zamanların en iyi risk sermayesi yatırımcısı" olarak değerlendirilen Khosla, bugün kendisini yatırımcıdan çok, girişim danışmanı olarak görüyor ve servet peşinde koşmak yerine, vizyon oluşturmayı tercih ediyor. Khosla aslında, yeşil teknolojiye herkesten biraz daha farklı bakan bir isim. "Elektrikli otomobiller güzel oyuncaklar, fakat küresel ısınma ile mücadelede etkili olamazlar. Rüzgar ve solar PV teknolojisi küresel ısınma çözümlerinden çok, iyi birer yatırım alanı" yorumlarını yapan Khosla, "Çevreciler neyin uygulanıp, neyin uygulanamayacağını bilmiyorlar. Tüm dünya toplumunun uygulayabileceği çözümlere ihtiyacımız var. Sadece Almanların veya ABD'lilerin değil" diyor.
"Siyah kuğu"lar arıyor
Khosla'nın ilgi alanını "siyah kuğu"lar oluşturuyor. Lübnan doğumlu Nassim Nicolas Taleb'e ait olan 'Siyah Kuğu' deyimi; olması ihtimal dışı görülen, fakat gerçekleştiğinde etkisi çok büyük olayları tanımlamak için kullanılıyor. Khosla'nın siyah kuğu çözümleri ise, önümüzdeki 10 sene içinde karbon emisyonlarının yüzde 80 oranında azaltılmasını sağlayacak "radikal teknolojiler" anlamına geliyor. Khosla, "Bunlar birkaç yeşil teknoloji uzmanının kontrolündeki teknolojiler değil, Çin ve Hindistan'ın da ulaşabileceği teknolojiler olacak" diyen Khosla, "Bugün hayal bile edilemeyen bilim, yarın sıradan olacak" yorumunda bulunuyor.
Khosla Ventures'ın portföyünün üçte ikisini yeşil teknolojiler oluşturuyor. Bu yatırımların yüzde 50'sinin hedefi, enerji verimliliğini artırma ya da alternatif enerji kaynaklarının desteklenmesi ile fosil yakıt bağımlılığımızı azaltmak. Khosla'nın yatırım yaptığı şirketlere göz attığımız da, aslında bu şirketlerin her birinin "siyah kuğu" teorisini doğruladıklarını görüyoruz. "Yatırımcıların büyük bir bölümü, 'bana güvenli işler getirin' der. Oysa ben, başarılı olduklarında dünyayı değiştirebilecek çılgın teknolojiler istiyorum" diyen Khosla'nın desteklediği şirketlerden birisi Amyris Biotechnologies. Bundan dört yıl önce, sıtma mikrobuna karşı ilaç üretme düşüncesi ile Khosla'ya başvuran şirket, bugün mikropları, dizel ve gazolin bileşenlerini andıran kimyasallar üretmek için kullanıyor. Amyris 2011 yılından itibaren yılda 204 milyon galon biyo-dizel üretmeyi ve kar etmeyi hedefliyor. KİOR, Khosla'nın yatırım yaptığı bir diğer şirket. Houston merkezli şirket, biyokütle kullanarak biyo-yakıt üretiyor. Khosla'nın şu sıralar en fazla yoğunlaştığı şirket ise Calera. Stanford Üniversitesi profesörü Brent Constanz tarafından kurulan şirket, karbon emisyonlarını yakalayıp, bunları inşaatlarda kullanılacak beton benzeri malzemeye dönüştürmeyi hedefliyor.
Tony Blair'den danışmanlık alıyor
"Yeni teknoloji yaratmak önemli, fakat küresel değişimi gerçekleştirmek için yeterli değil. Yerel ve küresel politikaları anlamak çok önemli' diyen Khosla, bu nedenden dolayı Mayıs ayından bu yana İngiltere eski Başbakanı Tony Blair'den danışmanlık hizmeti alıyor. Enerji üretimine yönelik uluslararası politikalar konusunda stratejik danışmanlık sağlayacak olan Blair, aynı zamanda enerji girişimcileri ve dünya liderlerini bir araya getirecek.
"Önemli olan kaleye şut çekmek, hangi şutun gol olacağını tahmin etmek değil"
"Ben bir yatırımcı değilim, vizyon danışmanıyım" diyen Vinod Khosla'nın, yorumları oldukça ilginç:
. Bugün nükleer reaktörden, kırsal Afrika için üretilen 4 dolarlık cep telefonlarına kadar çok geniş bir alanda çalışıyoruz. Sonuç olarak ben şöyle düşünüyorum: Yaratıcı beyinler sorunlara çözüm üretmeye başladıklarında, uzmanlardan çok daha başarılı oluyorlar.
. Geçmişten aldığım ders, eskiden yaptığım hataları tekrarlamamak. 1995 yılında, mevcut telekomünikasyon altyapısına milyarlarca dolar yatırım yapıldı. Birçok büyük telekom şirketi, bu yatırımlar ve diğer güçlerin bir araya gelmesi ile, İnternet'in telekomünikasyonu değiştirme imkanının kalmadığını ileri sürdüler. On yıldan az bir süre sonra, değişime ayak uyduramayan şirketler zora girdi. Lucent ve Nortel gibi büyük yıldızlar bile iflasın eşiğine geldi. Yaratıcılık, tüm bu değişimin arkasındaki güç oldu. Aynı değişimin ve yaratıcılığın şimdi de enerji sektöründe yaşandığına derinden inanıyorum.
. Bundan 30 sene öncesinde, alternatif enerji ile ilgilenenler fazla değildi. Bugün ise CalTech, MIT ve Stanford gibi üniversitelerde tartışılan en önemli konularından biri enerji. Bu öğrenciler mezun olduktan sonra enerji sektöründe büyük bir inovasyon patlaması izleyeceğiz.
. Çılgın ve imkansız görünen hikayeleri dinlerim. Önemli olan kaleye şut çekmektir; hangi şutların gol olacağını tahmin etmek değil. Siyah kuğulara rastlamak kolay değil. Portföyümüzde 75 tane potansiyel radikal teknoloji şirketi var. Dünya genelinde bizim gibi 100 tane yatırım portföyü olsa, bu 10 bin düşünce anlamına gelir. Bu düşüncelerin de beş ya da altı tanesi dünya enerji manzarasını değiştirmeyi başarabilir.
. İnsanların, sadece yeşil olduğu için bir ürüne daha fazla para vermelerini bekleyemezsiniz. Bu noktada 'Çindistan testi' denen bir uygulamayı gündeme getiriyorum. Yani gelişmekte olan ülkelerde yaşayan insanların bu teknolojileri kullanmaları için fiyat ne olmalıdır? Örneğin Hindistan'da 12 ayda kendini sübvanse etmeyen hiçbir şey satmıyor. Dolayısıyla, kısa dönemde Hindistan'da elektrikli otomobil görmek zor. Çevreciler ne yazık ki bunu anlamıyorlar. Çevre konusunda farkındalık yaratarak çok iyi bir iş başardılar, fakat sundukları çözümlerin birçoğu zayıf ve ekonomik değil. Bu çözümleri zorladıkları sürece, faydadan çok zarar verecekler.