Yeşil büyürken karbonu yönetmek
Dünyamız ve hepimiz için bedeli tartışılamaz olan çevresel bozulmayı, iklim değişikliğini, biyoçeşitlilik kaybını ve sürdürülebilir olmayan doğal kaynak kullanımını önleyerek, aynı zamanda ekonomik büyüme ve gelişmenin takibini başarabilirsek, işte o zaman yeşil büyürüz. Bu mümkündür. Yeşil büyürken mevcut en temiz teknolojiyi kullanmak gerekir. Temiz teknoloji ile ürün tasarımı ve üretim süreçleri için doğal ekolojik döngülerle sürekli bir uyum yolu sağlayıp, çevremizle teknolojik bir ahenk oluşturmayı başararak doğa ve insan için riskleri en aza indirmeye ulaşırız. Temiz teknolji uygularken kaynaklarımızı verimli yönetmek gerekir. Üretim süreçlerinde verimlilik kavramı girdi-çıktı ilişkisinde en iyi kaynak değerlendirmesi ile belirtilir. Diğer deyişle verimlilik, mümkün en az hammadde, su ve enerji kullanımı ile aynı çıktıları elde etme ya da aynı kaynaklardan daha fazla ve kaliteli üretimdir. Eğer üretim ve tüketimde, kaynakları gelecek nesillerin kullanımını da hesaba katarak, yarın için de daim kılarak ihtiyacımızı karşılarsak, sürdürülebilir üretim ve tüketim gerçekleşir. Endüstrideki verimlilik kavramı ile ekonomideki “Yatırılmış sermayenin, bir kuruluşun veya bir yatırımın gelir sağlayabilme olanağı, rantabilite” olarak tanımlanan verimlilik tanımı arasında tam bir uyum vardır. Yanı sıra güncel Türkçemizdeki verimkârlık, mümbitlik anlamları da üretimdeki verimlilik tanımını çok güzel anlatmaktadır.
Yeşil bir adım atılmalı
Kaynak verimliliği için karbonu yönetmek gerekir. Çünkü enerji üretim ve tüketiminde, hammadde üretimlerinde ve hedef ürün sürecinde hidrokarbonlar baş aktördür. Bu da sera gazları salımı ve iklim değişikliği demektir. Kaynağını verimli yöneten ekonomik fayda sağlayarak iklim değişikliği ile en iyi mücadeleyi yapar ve de yeşil büyür. Sürdürülebilir kalkınmayı başarır. Türkiye için yeşil büyüme seçeneklerini Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği(SÜT-D) olarak İTÜ ev sahipliğinde gerçekleştirdiğimiz III. İstanbul Karbon Zirvesi son oturumunda değerlendirdik. Zirvemizde iki gün boyunca, ülkemiz için ekonomik çıkarım konusunu öncelikleyerek, Paris anlaşması sonuçlar ve uygulamaları, iklim finansmanı ve karbon fiyatlandırması için ulusal ve uluslararası seçenekler, Türkiye’nin Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyanları ile seragazı emisyonu izleme, raporlama ve doğrulama sistemimiz konularına odaklanarak, endüstrimizdeki karbon yönetimi başarılarını liderlerden dinleyerek, medya ve iklim değişikliği konusunu masaya yatırdık. Konuyu tüm açılardan ortaya serdikten sonra, niçin ve nasıl karbon yönetimi yapabiliriz sorusunun cevabı “Yeşil büyüme: Türkiye için seçenekler” oturumunda verildi. Zirvemizin konuşmacılarına, enerjileri hiç düşmeyen delegelerimize, paydaşlarımıza, işdünyasından yol arkadaşlarımıza, basınımıza, İTÜ GVO Özel Dr.Sedat Üründül Anaokulu’nun Küçük Karbon Kahramanları ve öğretmenlerine, birlikte gayretle çalıştığım gençlerime ve teşrifi ile gününün yarısını bizlerle geçirerek samimi, içten ve neşeli varlığı ile gönlümüzde de yer kazananan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof.Dr. Mustafa Öztürk hocama, Kimya Mühendisi meslektaşıma hassaten teşekkür ederim. Zirvemiz için e-kitap hazırlıyoruz. Bizi takip ediniz ve bugün tesisinize hangi kaynak verimliliği potansiyelim var? Nasıl yeşil büyüyebilirim? soruları ile alıcı gözü ile bakınız. Bulacağınız potansiyel sizi şaşırtacak. Yeşil bir adım atmak gerek.
İTÜ Öğretim Üyesi Prof.Dr.Filiz Karaosmanoğlu tarafından kaleme alınan Sürdürülebilir Yaşam köşesi, SÜT-D işbirliği ile hazırlanmıştır.