“Yeşil Aklama”ya kısıtlama…
Yeni yüzyılda hayatımıza giren en önemli kavramlardan biri “çevre” ise bir diğeri “yeşil etiket”ler. Birçok üretici ürünlerini piyasaya sürerken, “çevre dostu,” “organik,” “ekolojik,” “iklim dostu” ve “yeşil etiket”leri kullanmaya başladı. Birçok üretici de hakkı olmayarak bu “ibare”leri kullanır oldu.
Serbest piyasa ekonomisinde rekabet kurallarına uymayanlarla başa çıkmak isteyen Avrupa Birliği, “Yeşil Aklama” iddialarına karşı yasağı kabul etti. AB, 2050 yılına kadar “net sıfır emisyon” hedefine ulaşmak için 2026 yılında yürürlüğe girecek yeni düzenlemeler yaptı.
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) tarafından Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) desteğiyle Metropoll araştırma şirketine yaptırılan “Kamuoyunda AB Desteği ve Avrupa Algısı Araştırması 2023”ün sonuçları açıklandı. İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, AB sürecinde yaşanan tüm sorunlara rağmen Türkiye kamuoyunda AB desteğinin devam ettiğini ve “Türkiye’nin AB üyeliğine destek oranının yüzde 66 olduğu”nu açıkladı.
Kamuoyunda AB algısını ve Türkiye’nin AB üyeliğine destek düzeyini ölçen anket eylül ayında 18 yaş ve üstü nüfusu temsil eden toplam 2 bin 102 katılımcıyla İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Kocaeli, Manisa, Eskişehir, Bursa, Trabzon, Antalya, Mersin, Ağrı, Aydın, Çanakkale, Erzurum, Kırıkkale, Mardin, Samsun, Tekirdağ, Van, Kastamonu, Kayseri ve Zonguldak olmak üzere Türkiye genelinde 23 şehirde yüz yüze görüşme metoduyla yapıldığı duyuruldu.
AB desteği yüzde 66
Türkiye’nin Avrupa’nın bir parçası olduğunu, Avrupa Konseyi, NATO, OECD, AGİT gibi kurumlardaki üyeliğinin yanı sıra AB üyeliği hedefinin de devam ettiğini belirten Zeytinoğlu, “Türkiye’nin AB üyeliğine destek oranı yüzde 66 oldu. 2019’da yapılan araştırmamıza göre 5 puanlık bir artış görüyoruz” diye konuştu.
Araştırmaya katılanların yüzde 69,1’i için AB üyeliğini destekleme nedeni ekonomik, yüzde 47’si ise demokrasi ve insan haklarında ilerleme için AB üyeliğini destekliyor. Araştırmaya göre, Avrupa Yeşil Mutabakatı hakkında bilgi sahibi olanların oranı yüzde 36 ve bunların yüzde 61’i Türkiye’nin Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum sağlaması gerektiğini düşünürken, yüzde 65’i ise Türkiye için faydalı olacağına inanıyor.
AB’nin öncelikli hedeflerinden olan yeşil dönüşüm ve yeşil mutabakat konularında kamuoyunun daha fazla bilgilendirilmesine ihtiyaç olduğu bu araştırmada da ortaya çıkıyor. AB son aldığı, 2026 yılında yürürlüğe girecek karar ile tüketici ürünlerinde “yeşil aklama”yı engellemek amacıyla “iklim dostu” veya “eko” gibi genel çevresel iddiaları yasaklama kararı aldı.
Yeni düzenlemede, şirketlerin bu tür iddiaları kanıtlayamadıkça kullanmalarını yasakladı. Karbon nötr veya çevresel etki azalttığı iddialarına dayanak olan emisyon denkleştirme temelli iddiaları ve onaylanmış sürdürülebilirlik programlarından onay almayan ürünlerde yeşil etiketleri yasakladı 2026 yılından itibaren.
Yasak 2026’da yürürlükte
AB’nin, “yeşil aklama” yasağının 2026 yılında yürürlüğe gireceği duyuruldu. İnsanoğlunun son 70 yılda sebep olduğu “iklim değişikliği” ve “çevresel bozulma” dünya için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Bu zorlukların üstesinden gelmek AB, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile kaynakları daha etkili bir şekilde kullanabilen ve rekabetçi bir ekonomiye dönüştürmeyi hedefliyor. Tüketici ürünlerindeki “yeşil aklama”- yı engellemek için “iklim dostu” ve “ekolojik” gibi genel çevresel iddiaları yasaklayan AB, üreticilerin bu tür iddiaları kanıtlayamadıkça bu ifadeleri kullanamayacaklarını duyurdu.
Emisyon denkleştirme temelli iddialar ve onaylanmış sürdürülebilirlik programlarından onay almayan “yeşil etiket”ler de 2026 yılından itibaren yasakladı. AB, 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonu sağlamak için ekonomik büyümeyi kaynak tüketiminden ayırmayı ana hedef olarak planladığı ve “Yeni Nesil AB Toparlanma Planı”ndan elde edilecek 1.8 trilyon euroluk yatırımın üçte biri, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı finanse etmek için ayıracağını duyurdu.