Yerel yönetimlerin iklim değişikliği ile mücadele yolu

Filiz KARAOSMANOĞLU
Filiz KARAOSMANOĞLU SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM [email protected]

 

Bu hafta başında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğindeki Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Doğu ve Batı Asya Bölge Teşkilatı (UCLG-MEWA) II. Çevre Komitesi Toplantısında, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) Tarafl ar Konferansı (COP21) sonrası, Paris Anlaşması ve getirecekleri yerel yönetimler özelinde görüşülerek, 17-20 Ekim 2016'da Ekvator'da gerçekleştirilecek Habitat III, Konut ve Sürdürülebilir Kentsel Kalkınma Konferansı öncesinde yerel yönetim çözümlerine odaklanıldı. "Paris Anlaşması'nın Yerel Yönetimler Nezdinde Yansımaları" adlı oturumda, konuyu iklim finansmanı ve karbon fiyatlandırılması, büyük şehirlerin durumu, kentlerin yeşil büyümeye katkısı, temiz üretim teknolojileri, yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesi, sürdürülebilirlik, Paris Anlaşması'nın ülke ve yerel yönetimler açısından bağlayıcılığı ile hukuksal zemini açılarından değerlendirdik. Sürdürülebilir şehirler için ilerleme, iklim değişikliğine karşı en iyi mücadeleyi başararak, iklim değişikliğine dirençli kentlerde mutlu yaşam demektir. Böylece marka şehirler de doğal bir sonuç olarak coğrafyamıza güzellik olarak katılır. Yurttaştan resmi erke giden yolda, çocuktan, işadamlarına, sivil aktivistlerden kanun koyuculara değin değişen yelpazede iklim değişikliği hepimizin meselesi. Bu bağlamda, yurttaş için kentinin yöneticilerinin, yerel yönetiminin yaklaşımı ve uygulaması önem kazanır. Yaşarken pek çok hizmeti belediyesinden alan bizler için belediyemizin, kentimizin "İklim Değişikliği Eylem Planı" önemlidir. Bu planın yaygın bilinmesi, yurttaş ve sanayi katılımı sayesinde kent hızla mavi gezegenini korumaya başlar ve düşük karbon ekonomisi ile ilerleme gerçekleşir. Diğer deyişle kentin karbon ayak izi giderek azalır. Böylece her belediye kendine özgü niteliklerini de koruyarak, büyüme hızını düşürmeden küresel ortalama sıcaklık artış aralığının 1.5-2.0oC ile sınırlandırılmasına uyumlu hizmetini sunar. Ulaştırmadan, atık yönetimine çok sayıda alt başlıkta eşgüdümde çalışma ekonomik bir canlanma da yaratır. Türkiye'mizde, İstanbul'umuzda yerel yönetimlerin adeta yarışarak uygulamalarını hayata geçirmeyi bekliyoruz. Örneğin, bir gün dizim dizim E85 (%85 oranında yakıt alkolü içeren benzin) kullanan otobüsleri terminalde görmek Stockholm'e daha az özenmek isterim. Biyoyakıt hazır. Bekliyoruz. 

İTÜ Öğretim Üyesi Prof.Dr.Filiz Karaosmanoğlu tarafından kaleme alınan Sürdürülebilir Yaşam köşesi, SÜT-D işbirliği ile hazırlanmıştır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Mavi ve kadın 24 Eylül 2019
Yaşamı Solu 11 Haziran 2019
Sade yaşam 12 Şubat 2019