Yerel seçimlerle ilgili iki çalışma
Yerel seçimler döneminde bu konu çevresinde artan okumalarımdan iki çalışmayı size sunacağım. Biri İktisat dergisindeki Prof. Dr. İlhan Tekeli’nin söyleşisi. Diğeri Dr. Büke Koyuncu’nun “AK partinin Ulusal kimlik vizyonunda İslam Unsuru” çalışması
nsan belli dönemlerde güncel gelişmelere bağlı olarak belli konularla ilgili okumalara yoğunlaşır. Yerel seçim döneminde ben de öyle yaptım. İlgimi çeken iki çalışmayı sizlere aktaracağım.
Bunlardan ilki dostum İlhan Tekeli ile İktisat dergisi için yapılmış söyleşi. Tekeli, “Türkiye’de bir demokrasi krizi olduğunu, bu krize bir çıkış yolu düşünülüyorsa, yerelden başlayan bir demokrasi projesiyle, demokrasinin kalitesini geliştirmesi gerektiğini söylüyor. Tekeli, “Yerel yönetimler bir yerel yönetim programı sunmalıdırlar” dedikten sonra, “Benim demokratik talebim hizmet değildir, hizmetin ötesidir. Her kişinin kendi projesini gelişteirmede önünün açılmasıdır, özgürleşmesidir”önerisini ortaya koyarak, “Demokrasinin yerel de gelişmesini” öneriyor.
Tekeli’ye göre yerellikle insan varlığı arasında bir ilişki var. Tekeli, “Yaşam kalitesine en büyük katkı yapacak olan yönetim, yerel yönetimdir. Onun için, yerel yönetimlerin bir demokrasi problematiği olarak ortaya konulması gerekiyor” diyor. Tekeli bunun için buna uygun bir “yerel kamusal alan” yaratılması gerektiğini, oysa mevcut siyasi anlayışın, siyasi merkezdeki çatışmanın yerele yansıtılması istendiği için yerel kamusal alanın oluşamadığını söylüyor. Tekeli bilgi toplumunda “tek merkezli metropollerin” yerlerini “çok merkezli kentsel bölgelerin” aldığını, bunun için büyük dönüşümler gerektiğinin belirtiyor. Bu büyük dönüşümün “rant olarak anlaşılamayacağı” da Tekeli tarafından vurgulanıyor. Tekeli, büyükşehir yasasında değişikli önerirken, küçük noktalı Fransız modelinden, bölgesel modelli Alman sistemine geçildiğinin de altını çiziyor.
Tekeli, yerel yönetimlerde değişim için, “Katılımcı projelerle” rant değil yaşam kalitesi geliştirici üretimlere ağırlık verilmesini öneriyor. Buna örnek olarak, İzmir BŞB’nin proje üretimi olarak 40 kilometralik sahil ve körfezi yeniden şekillendirme çalışmasının yeni bir demokrasi projesi olarak algılanabileceğini söylüyor.
Mimar Sinan üniversitesinde yaptığı henüz yayınlanmamış doktora tezinde Dr. Büke Koyuncu “Ak partinin Ulusal Kimlik vizyonunda İslam Unsuru” çalışmasında “alan ve sermaye” kavramlarını kullanarak Türkiye’de ulusal kimlik dönüşüm süreciyle ilgili üç saptamayı sıralıyor.
Bunlardan biri, ulusal kimliği belirlemenin toplumsal iktidar mücadelesi açısından anlamının net olarak ortaya çıktığı sonucu.
İkincisi alanın kuruluş aşamasının ve kurucu ulusal kimliğin alan içinde gerçekleşecek hareketler açısından ne derecede belirleyici olduğu.
Üçüncüsü Ulusal kimlik içinde yer alan nominal Müslümanlığın, daha sonra gerçekleşecek müvcadeleyi nasıl belirlediği.
Bu iki çalışmadan çıkaracağımız derslerden biri, “Yerel değişimin başarısında siyasal aktörlerden çok “alan egemenliği yatar.” Ak partinin yerel başarısında alan ve sermaye buluşması yer alır.
Tekeli’den öğrendiğimiz ise Ak Part’nin başarısı yarattığı yerel kamusal alandan kaynaklanır. Onun için sağda ve solda demokratik projeler geliştirmeden yeni kamusal alan yaratmadan yeni iktidar yolu açılamaz...