Yenilikçi iş modelini Avrupa'ya taşıyor
Anthill Residence, Ataköy Nef 22, Sultan Makamı Çengelköy ve Bomonti Business Center gibi çok sayıda projeyi hayata geçiren Peker Holding, bundan altı yıl önce, Türkiye’deki tecrübelerini yurt dışına taşımaya karar verdi. Bugün İngiltere’de 6 Almanya’da 6 olmak üzere tamamlanmış ve devam eden toplam 12 projesi var. Şirket, hızlı ve yenilikçi iş yapma modeli ile Avrupa’da fark yaratırken; sürdürülebilirlik yaklaşımı ile de Türkiye’de örnek oluşturuyor.
Bundan bir süre önce, İngiltere’nin Maidstone bölgesinde hayata geçirdiği projeyi yarasaların geçiş yollarına göre revize etmesi ve projenin yaratacağı gölgeleri hesaplaması ile gündeme gelen Peker Holding, Brighton’da inşaatı devam eden bir diğer projesinde de, güvercinler yuva yaptı diye yıkım işlemlerini 4 hafta boyunca durdurdu.
Peker Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayşegül Peker, “Bu yaklaşım bizim sürdürülebilirlik vizyonumuzla uyuşuyor” derken, “İnsanlık ve doğanın gelecek kuşaklara devri, bu gezegende herkesin önceliği olmalı. Ekonomik değerler sürdürülebilir olduğunda anlamlı. Biz bütün projelerimizde doğaya ve insana yararlılığı ilke edindik. Kazanç da bundan sonra geldi” yorumunu yapıyor.
Peker Holding’in yenilikçi iş yapış modellerini, sürdürülebilirlik yaklaşımını ve dijital dönüşüme bakışını Ayşegül Peker’den dinledim.
Avrupa’da hız, esneklik ve yenilikçilik konusunda çok avantajlıyız
“Doğru zamanda doğru strateji oluşturarak hayata geçirdiğimiz yurtdışı açılımı, gayrimenkul sektöründe fark yaratmamızı sağladı. Peker Holding olarak Türkiye’deki projelerimiz arsa geliştirmesine yönelik. Arsayı alıp varsa mülkiyet, imar gibi sorunlarını çözüyor, davalarını sonuçlandırıp, fizibilitelerinin ‘best use’ analizini yapıyor, projeye uygun mimar ve inşaat firmasını bulup, hasılat paylaşımı ile projenin gerçekleşmesini sağlıyoruz. İngiltere ve Almanya’da ise arsa geliştirmenin yanı sıra, inşaat kısmına da girmeyi tercih ettik. Bu ülkelerde böyle bir açık olduğunu fark ettik. Avrupa’da hız, esneklik ve yenilikçilik konusunda çok avantajlıyız. Özellikle İngiltere çok muhafazakar ve süreçler gerçekten çok ağır yürüyor. Süreçlerin yavaşlığına bir de insan faktörünün rahatlığı ve esnemeyen yapısı eklenince, süreçler bir o kadar daha uzayabiliyor. Türkiye’deki genç, dinamik, yeniliklere açık iş yapma anlayışımızı oraya götürebileceğimize ve özellikle mühendislik alanındaki maliyetleri de düşürebileceğimize inanıyoruz.”
Mimarinin insan üzerindeki etkisinin bilincindeyiz
“Misyonumuz her zaman bölgeye değer katan projeler yapmak oldu. Binaların şehrin atmosferini yarattığının, şehre ruh verdiğinin farkında olarak, ekonomik gerçekliğin dışına çıkmadan mimari ve kalite olarak yapabileceğimizin en iyisini yapmaya çalıştık. Binaların uzun yıllar yaşadığının ve mimarinin insan üzerindeki etkisinin bilincindeyiz. İnsanların ihtiyaçlarının önünde olmayı araştırarak, en iyisini en ucuza yapmayı hedefl edik. Hiçbir zaman projeyi yapıp, satıp, kazanç elde etmek tek başına hedefimiz olmadı. O yapının içinde yaşayacak insanların ödedikleri bedelden elde edecekleri maksimum kazanç ve mutluluğu yaşamalarını da amaçladık. Bazen bunu kazancımızdan fedakarlık ederek de yaptığımız oldu. Önümüzdeki dönemde gayrimenkul projeleriyle sanat ve sosyal sorumluluk projelerini birlikte yürütmek gibi düşüncelerimiz de mevcut.”
Akıllı şehir, yeşili ve insanı korumalı
“Bugüne kadar her 30 yılda bir kentlerimizi yeniden yapmışız. Bundan sonra, özellikle bizim gibi işi gayrimenkul geliştirme olan kurumlar, geleceğin mekanlarını ve şehirlerini planlarken 30 yıl sonra yeniden yapılacak şehirler değil, çok daha uzun yıllar insanları mutlu edecek, kentteki kaynakları en iyi değerlendirecek çevreci, enerji dostu yapılar yapmalı. 2030 yılına kadar dünya nüfusunun 5 milyarı kentlerde yaşayacak. Şimdiden dünyadaki büyük metropoller ulaşım, enerji sorunuyla karşı karşıya bulunuyor. Günümüzde binalar, dünyadaki enerjinin yaklaşık yüzde 40’ını tüketiyor, şehirleşme arttıkça bu tüketim yüzde 60’lara varacak. Bu oranları daha aşağılara çekmek için bizlere büyük görev düşüyor. Tüm yaşam alanlarında enerjiyi daha verimli kullanır hale getirmemiz gerekiyor. Akıllı enerji, su ve atık yönetimi gerekiyor. Böylece yeni nesillere daha yaşanabilir alanlar bırakabileceğiz. Ben akıllı şehir derken, teknolojik dönüşümün insanların mutluluğu için kullanılmasını anlıyorum. Bunlar, daha yeşil, daha verimli ve daha sürdürülebilir kentler olacak. Akıllı şehir, yeşili ve insanı korumalı. Biz işe böyle başladık. Nef22, Bomonti, Sultan Makamı... Bu yapılar, teknolojiyi sonuna kadar kullanan, aynı zamanda da insanı ön plana alan çevreci yapılar.”
Sektörün bu dönemde ucuz konut üretmesi gerekiyor
“Gayrimenkul sektörü, önünüzdeki dönemde büyüyen Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden olmaya devam edecek. Özellikle büyük şehirlerde nitelikli konuta olan ihtiyacın her geçen gün güçlenerek arttığı izleniyor. 2017 Türkiye büyüme rakamlarına bakıldığında inşaat sektörünün yüksek katkısı olduğunu; sektörün azim ve kararlılıkla yolunda yürümeye devam ettiğini görüyoruz. Ülkemizdeki istikrar ve dinamik yapı devam ettikçe, sektördeki eğilimin büyüme yolunda olacağına inancımız tam. Konut sektörü, hem adet hem de fiyat olarak makul seviyelerde. Arsa payı ve diğer maliyetlerin çok artmasına rağmen, Türkiye’de metrekare bazında 2 bin doların üzerinde satılan proje yok denecek kadar az. FiyatlarAvrupa’daki büyük şehirler ile karşılaştırıldığında alınacak çok yol olduğunu görüyoruz. Öte yandan sektör, yabancı yatırımcı için cazibesini koruyor. Faiz ve dövizdeki dalgalanmalar konut sektörünü doğrudan etkilese de, 750 bin TL’den daha ucuz konutların satışlarında ciddi bir duraksama meydana gelmediği ortada. Sektörün bu dönemde ucuz konut üretmesi gerekiyor, ayrıca marka algısının yaratılarak yabancıların daha fazla gelmesinin sağlanması da son derece önemli.”
Çalışanların yüzde 40’ı kadın
“Kadın işgücüne inanıyoruz ve ekonomiye katkısını destekliyoruz. Şirket çalışanlarının yaklaşık yüzde 40’ını kadınlar oluşturuyor. Ben şahsen gerek şirket çalışanları gerek çözüm ortaklarımızda kadınlarla çalışmaktan büyük zevk duyuyorum ve destekliyorum. Kadınların hayata karşı farkındalıkları yüksek, bunu iş yaparken de hissediyorum.”
Projeyi tasarlarken, yarasaların geçiş yolunu hesaplıyor
Peker Holding’in temelleri, 1986 yılında Hasan Peker tarafından gayrimenkul geliştirme projeleri ile atıldı. 1997 yılında ise Hasan Peker ve Ayşegül Peker tarafından Peker Holding olarak faaliyete geçti. Anthill Residence, Sultan Makamı Çengelköy ve NEF Ataköy 22 gibi projeleriyle arsa geliştirme konusunda uzmanlaşmış olan Peker Holding, Bomonti Business Center projesinde hem arsa sahibi hem de yüklenici olarak faaliyet gösterdi. Çamlıca, Maslak ve Tekirdağ/Yenice projelerini geliştirmeye devam eden Holding, inşaat alanındaki faaliyetlerinde doğaya saygılı, İstanbul mimarisine katkı sağlayacak, mimari değeri olan projelere imza atmayı hedefl iyor. Öyle ki, “projenin yarattığı gölgeyi”, “yarasaların geçiş yolunu” hesaplayan, güvercinler yuva yaptı diye proje kapsamındaki yıkım işlemlerini 4 hafta boyunca durdurmayı göze alan bir şirket olarak, sürdürülebilirlik anlayışını alışmadığımız boyutlara taşıyor.