Yeniköy kasabı Johannesburg fatihi

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

2010'da İspanya dünyanın en büyüğü olmayı başardı. Del Bosque de yerkürenin en afili hocası. Hani şu Beşiktaş'tan ayrılırken havalimanında yalnızları oynayan, "fakir ama gururlu" bir edayla uzaklaşıp sonradan torunlarına yetecek parayı tazminat olarak kazanan Del Bosque. İçimizde onu "Yeniköy kasabı" olarak tanıyanlar da var. Beşiktaş'ın başına geçtiğinde Real Madrid başarıları gizli-saklı değildi ama yine de ilk tökezlemesinde onu "bonfilenin, antrikotun iyisinden sorumlu" teknik danışman statüsüne aldık. Eleştirim sadece bu sözü sarf eden Nevzat Demir'e yönelik değil "Yeniköy kasabı" benzetmesini duyup da destek veren o geniş kitleye. Bu ülkeye Fabian Ernst gibi Alman milli takım formasını toplamda 55 kez giymiş bir oyuncu geldiğinde "Bundan bir şey olmaz. Baki'nin Alman olanı bu" diyenleri de hatırlıyoruz, Bobo için "Brezilya'dan muhasebeci getirsen bu kadar oynar" buyuranları da. Ondan sonra Alex De Souza ülkesindeki gazetelere "Türkiye'de futbolu bilmeyen o kadar çok yorumcu var ki" demecini verince hep birlikte ayağa kalkıyoruz.

Ana konumuza dönecek olursak; şüphesiz İspanya'nın elde ettiği Dünya ve Avrupa şampiyonluğunda yakaladığı muhteşem jenerasyonun çok büyük katkısı ve etkisi var. Kaleci Casillas'tan sağ bek Ramos'a, ileri uçtaki Torres'ten dünya futbolunun son dönem fenomenleri Xavi - Iniesta ikilisine kadar uyum içinde puzzle'ı tamamlayan bu kadro Del Bosque'nin de büyük şansı oldu. Fakat gelen dünya şampiyonluğunu salt oyunculara bağlamak da 59 yaşındaki tecrübeli teknik adama haksızlık olur. Sadece final gecesinde sahaya sürdüğü Jesus Navas, Cesc Fabregas ve Fernando Torres ile maça ciddi derecede etki ettiğini söyleyebiliriz. Bu esnada Bert Van Marwijk'in kullandığı silahlar Van Der Vaart, Elia ve Braafheid olunca zaten uzun süre ileride pres yaparak yorulmuş Hollanda milli takımı ile İspanya arasındaki makasın açıldığını gördük. Madem işin teknik kısmına da girdik şunu söyleyelim: Bu turnuvanın en beğendiğim teknik adamlarından birisi olan Gerardo Martino'nun fikir babalığını yaptığı daha sonra Bert Van Marwijk tarafından finalde sahneye konulan taktik anlayış İspanya'yı ciddi biçimde bozdu. İşte bu yüzden Del Bosque'nin katkıları çok önemli. İleride başlayan pres uygulamaları ataklarını orta alanda olgunlaştırmayı şiar edinmiş İspanya üzerinde oldukça etkili oldu. Elindeki geniş ve yetenekli kadro sayesinde İspanyollar her defasında bu cendereden çıkmayı başardılar ama bu buluş "lig usulü" oynanan maçlarda onların başını ağrıtabilecek potansiyel bir dert. Uzun top oynamayı hakaret sayacak derecede ayağa pas düsturuyla yetiştirilmiş bu futbolcuların rakiplerce yaratılan orta alan karmaşasından son derece rahatsız oldukları dikkatlerden kaçmadı. Formsuz Fernando Torres'in yokluğunda formayı sırtına geçiren David Villa'nın uzun toplu bir oyunda baştan kaybedeceği bilindiğine göre Del Bosque'nin talebeleri alışılmış düzenlerinde ısrar ettiler ve maç kilitlendi. Aslına bakarsanız turnuvanın pozitif futbol oynayan bu iki ekibinin kapışmasında bol gol izleme gibi bir umudumuz vardı ama Marwijk elindeki yetenekli kadroya "önce savaş" talimatı vermiş ve İspanya'yı kilitlemeyi düşünmüştü. Açıkçası istediği de oldu. Robben yakaladığı iki pozisyonu gol yapsa belki bugün dünya futbolunun gündemi bambaşka bir yere kaymıştı ve bizler bambaşka konuları konuşuyor olurduk. Buna rağmen inatla bildiğini yapan İspanya, Del Bosque'nin de dokunuşlarıyla kupaya uzanmayı başardı. Maçta eleştirilecek iki isim gördüm. Bir tanesi yaptığı Xabi Alonso'ya insanlık dışı faulle De Jong. Diğeri sadece kart çıkartarak dünya kupasını finalinde ipleri eline alabileceğini sanan ve sonlarda kendisi ipin ucunu kaçıran Howard Webb. Maç bitip de o muhteşem kupa Casillas'ın ellerinde yükselirken benim zihnimde yankılanan Yıldırım Demirören'in bir demeci oldu: "En büyük hatam Del Bosque'yi göndermekti."

Dünyada transfer

· Fenerbahçe'nin transfer listesinde yer alan Milanlı golcü Klass-Jan Huntelaar, Premier Lig'de futbol oynamak istiyor. Premier Lig'de birçok Hollandalı oyuncunun başarılı olduğunu belirten 26 yaşındaki oyuncu, "Dennis Bergkamp hayranıyım. Onun Premier Lig'deki başarılarını herkes biliyor. Birçok Hollandalı futbolcu Ada'da başarılı oldu" şeklinde konuştu.

· Daha önceden Atletico Madrid ile anlaşan Fabio Grosso'nun İspanya'nın yolunu tutmasını beklerken son dakikada gelen haberler Torino ekibinin planlarını bozdu. İtalyan oyuncu, Ansa'nın haberine göre takımın başına yeni geçen teknik direktör Gigi Del Neri'yle şansını yeniden denemek istiyor.

· Wigan Athletic'le sözleşmesi sona eren Paul Scharner, Liverpool yolunda. 30 yaşındaki Avusturyalı oyuncuyu yeni teknik direktör Roy Hodgson özellikle istiyor. 62 yaşındaki çalıştırıcının Scharner'ı Fulham'ın başındayken de takibe aldığı ancak bu transferin gerçekleşmediği öğrenildi.

· Ligue 1 ekiplerinden Rennes'de oynayan deneyimli savunma oyuncusu Rod Fanni'nin Atletico Madrid ile anlaştığı iddia edildi. AS gazetesinde yer alan habere göre Atletico Madrid, Fanni için Rennes'e 4,5 milyon avro bonservis bedeli ödemeyi kabul etti.

· Serie A ekiplerinden AC Milan ile Napoli'nin Lazio'da forma giyen Arjantinli orta saha oyuncusu Cristian Ledesma'yı transfer etmek istedikleri öne sürüldü. 27 yaşındaki Ledesma, geçtiğimiz sezon Lazio formasıyla sadece 13 maça çıkabilmişti.

· İspanyol golcü David Villa, takımı arkadaşı Fernando Torres'in para için Manchester City'yi tercih etmeyeceğini belirtti. David Villa, "Önümüzdeki sezon hangi takımda forma giyeceğini bilmiyorum. Ama Fernando sadece parayı düşünen bir oyuncu değil." şeklinde konuştu.

· Flamengo Başkanı Patricia Amorim, Milan'ın Brezilyalı yıldızı Ronaldinho'nun ülkesine gelmek istediğini söyledi. Ronaldinho transferiyle ilgili enteresan açıklamalar yapan Amorim, "Bu sözleri direkt Ronaldinho'dan duydum. Önümüzdeki sezon Flamengo'da forma giymek istiyor" dedi.

· Sunday Mirror'un haberine göre Aston Villa menajeri Martin O'Neill, takımdan ayrılması gündemde olan James Milner yerine David Bentley'i düşünüyor. Blackburn Rovers döneminde başarılı bir performans sergileyen ancak Tottenham'da bir türlü formunu bulamayan Bentley için kulübüyle ön görüşmelere başladığı öğrenildi.

Süper Lig'de transfer

· Süper Lig'in yeni ekibi Bucaspor transfere doymuyor. Takımın başına Bülent Uygun'u getiren İzmir temsilcisi, Orhan Ak'ı da kadrosuna kattı. Geçtiğimiz sezon Antalyaspor forması giyen Ak ile anlaşmaya varıldığı açıklanırken tecrübeli oyuncunun Gerede kampına katılacağı duyuruldu.

· Eskişehirspor Basın Sözcüsü Erdal Şahbaz, laktat testini kabul etmeyen Ümit Karan'ın teknik direktör Rıza Çalımbay tarafından kadro dışı bırakıldığını açıkladı. Ümit Karan'ın bu ayrılık sonrası rotasını Almanya'ya çevirebileceği konuşuluyor.

· Ariza Makukula'yı ikna eden fakat Benfica kulübünün istediği bonservis ücretini vermek istemeyen Trabzonspor, Portekiz ekibine bir teklif daha yaptı. Trabzonspor'un Benfica'ya yaptığı teklif, bir önceki tekliften biraz daha iyimser ve Benfica yöneticilerinin biraz yumuşaması bu transfere olur gözüyle bakılmasına sebep oluyor.

· Galatasaray, Porto'nun Arjantinlisi Ernesto Farias'ı transfer etmek için girişimlere başladı. Porto kulubünün bu açıklamasını sayfalarına taşıyan bazı Portekiz gazeteleri, Farias'ın Galatasaray'dan çok iyi bir teklif aldığını yazdı.

· Orta sahaya son olarak Lorik Cana'yı transfer eden Galatasaray için Christian Bager Poulsen ismi ortaya atıldı. Tuttosport gazetesinde yer alan habere göre Juventuslu yetenekli orta saha oyuncusu için Galatasaray İtalyan ekibiyle anlaştı ve oyuncunun kararı bekleniyor.

· Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma, daha önce takip ettiği oyuncularla görüşmek üzere Almanya'ya gitti. Forvet ve sol kanat olmak üzere iki oyuncu ile kesin anlaşma zemini arayacak olan Hurma, Avusturya'nın Kapfenberg kentinde yapılacak olan 2'nci dönem kamp öncesi kadroyu netleştirmek istiyor.

· Yabancı forvet arayışlarını sürdüren Fenerbahçe'nin, Ganalı Asamoah Gyan ile anlaştığı ileri sürüldü. İngiliz gazetelerine göre ise bu transferin önündeki en büyük engel Liverpool'un oyuncuyla ciddi biçimde ilgilenmesi.

· Quaresma, Hilbert ve Cenk takviyelerinden sonra sessizliğe bürünen Beşiktaş, yabancı transferinde rotasını yeniden Guti'ye çevirdi. Yıldırım Demirören'in aksi yöndeki açıklamalarına rağmen teknik direktör Schuster'in ısrarcı olmasının İspanyol futbolcunun önünü açtığı konuşuluyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016