Yeniden vergi aff ı mı?
Hafta başında TBMM’ye verilen bir kanun teklifiyle birlikte, vergi afl arı yeniden gündeme girmiş oldu. Kanun teklifiyle öngörülen düzenlemelerin af niteliğinde olup olmaması yine tartışılır ama kamuoyu af nitelemesini şimdiden yaptı. Teklifl e önerilen yasal düzenlemeler hayata geçerse, benim listeme göre 1920 sonrasının bu 49. vergi aff ı olacak. Bu makalede, vergi afl arı ile ilgili genel bazı açıklamalar yanında, yeni Teklifl e ile ilgili dikkat çeken bazı konulara değinilecektir.
Vergi afları neden yapılır?
Vergi aflarının birçok gerekçesi olmakla birlikte, en temel af gerekçeleri şunlardır:
1. Politik nedenler
Vergi özü itibariyle politik bir konudur. Kimden ne kadar vergi alınacağı, kimlere indirim, istisna ve muafl ık sağlanacağı politik bir konudur ve hükümetlerin politikaları gereği kanunlarla bu konular belirlenir. Böyle olunca, afl arın temel nedenlerinden birisi olarak da politik tercih ve kararlar öne çıkmaktadır. Geçmişte yapılan özellikle geniş kapsamlı afl arın seçim öncesi yapıldığı veya seçim öncesi taahhüt edilip seçim sonrası hayata geçirildiği dikkate alınırsa, af uygulamalarında en önemli etkenin politik olduğu gerçeği açıkça ortaya çıkmaktadır. Vergilerin çok geniş kesimleri ilgilendirmesi, Ülkemiz koşullarında da mali afl arın çok geniş kesimlerin olumlu anlamda ilgisini çekmesi politik tercihlerin sık sık af çıkartılması yönünde kullanılması sonucunu doğurmaktadır.
2. Fiskal nedenler
Mali aflar kolay ve verimli bir kamu geliri elde etme yöntemidir. Af kanunlarına gönüllü uyum daha üst düzeyde gerçekleşmekte, kısa sürede kayda değer bir vergi geliri, kolaylıkla sağlanabilmektedir. 2003 yılı affı ile yaklaşık 4,7 milyarlık vergi geliri elde edildiği, 2011 yılı affı için de yaklaşık 40 milyarlık borç için başvuru yapıldığı dikkate alınırsa, fiskal nedenlerin ne kadar önemli olduğu açıkça görülebilir.
3. Yapısal değişiklikler
Vergi kanunlarının ciddi anlamda değişmesi, değişiklik sonrasına sağlıklı bir başlangıç yapma amacı çerçevesinde, af düzenlemesini de beraberinde getirebilir. Her ne kadar 1950 vergi reformunda bu deneyim yaşanmamışsa da, yapısal birçok değişiklik beraberinde küçük de olsa bir af düzenlemesini getirmiştir.
4. Ekonomik krizler
Ekonomik krizler işletmelerin mali bünyesini zayıfl atmakta, buna paralel olarak ödeme güçlüğü çeken işletmelerin vergi borçları ödenemez bir duruma gelebilmektedir. Bu da genellikle af veya benzeri uygulamaları zorlamaktadır. Son yıllarda yaşadığımız yeniden yapılandırma, taksitlendirme, birikmiş faizlerin kısmen veya tamamen silinmesi uygulamaları bu çerçevede yapılmış örneklerdir.
5. Mali af yapma gereklerinin ortadan kaldırılamaması
Ülkemizde ne yazık ki kayıt dışı ekonominin ve vergi kaçağının boyutları istenen ölçüde küçültülememiş, vergi ödevlerini gereği gibi yapan işletmelere dahi güvenli bir hukuksal ortam yaratılamamış, vergi ihtilafl arı istenen düzeye indirilememiştir. Sağlıklı bir yapının kurulamaması da afl arın en önemli gerekçelerinden biri olarak varlığını devam ettirmiştir.
6. Diğer nedenler
Af nedenlerini daha da uzatmak ve buna birçok örnek vermek mümkündür. En iyi örnek de belki 1973 yılında Cumhuriyetin 50. yılı nedeniyle yapılan aftır. Bu deneyim bize aynı zamanda Cumhuriyetin 100. yılında yapılması olası aff ın da habercisidir.
Kanun teklifinin dikkat çeken noktaları
TBMM gündeminde yer alan kanun teklifiyle ilgili ayrıntılı açıklamaları bir başka makaleye bırakarak, Teklifin geneli itibariyle şunlar söylenebilir.
● Teklif, son kapsamlı af düzenlemeleri yapan 6111 sayılı Kanun’a göre oldukça sınırlı düzenlemeler öngörmektedir.
● Teklifl e, kesinleşmiş vergi borçları yeniden yapılandırılmaktadır. 6111 sayılı Kanun’dan farklı olarak, ihtilafl ı vergi borçlarıyla, inceleme ve tarhiyat aşamasında olan işlerle ilgili herhangi bir düzenleme önerilmemektedir.
● Teklifle sadece Maliye Bakanlığı’na bağlı tahsil dairelerince tahsil edilen vergiler kapsama alınmaktadır. 6111 sayılı Kanun’dan farklı olarak, ithalatta ödenen vergiler ve yerel yönetimlere ödenen vergiler kapsam dışında tutulmaktadır. ● Teklif, kasa ve ortaklardan alacaklarla ilgili muhasebe düzeltmelerini öngörmektedir. 6111 sayılı Kanun’da yer alan stoklarla ilgili muhasebe düzeltmeleri teklif kapsamında değildir.
Beklenti
Yukarıda özetlendiği gibi, kanun teklifi önceki uygulamalara göre oldukça sınırlı uygulamalar önermektedir.
Teklifin yasama sürecinde oldukça değişeceği, özellikle ihtilafl ı vergi borçlarıyla, inceleme ve tarhiyat aşamasında olan işlemlerle ilgili düzenlemelerin de kapsama alınacağı tahmin edilmektedir.
Afların adaletsiz uygulamalar olduğu gerçeği
Nasıl nitelersek niteleyelim, af veya yeniden yapılandırma uygulamaları özünde adaletsiz uygulamalardır. Bu düzenlemeler esas olarak vergisini zamanında ve tam ödeyenlere karşı adaletsiz bir sonuç doğurmaktadır. Verginin aslında indirim yapılmaması da bu adaletsizliği ortadan kaldırmamaktadır. Bu gerçek hiçbir zaman gözardı edilmemelidir.