Yeniden dış açık ve kapama yöntemleri

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ [email protected]

Korkut Boratav geçenlerde hoş bir yazı yayınladı. Bazen ham verileri biraz farklı sınıflandırmak bile ana mesajı açığa çıkarabiliyor. 2010 yılının birinci çeyreğini ve 2009 yılının birinci çeyreğini gösteren "ödemeler dengesi analitik bilançosu" ele alınıp, yeniden formatlanırsa ortaya çıkacak tablo, yani Sayın Boratava'ın 5 aylık dönemler için yaptığı tablonun 2010 ilk çeyreği açsısından yeniden yazılmış hali aşağıda. "Analitik bilançoya" ödemeler dengesinin gelir dengesini de ifade eden  ikinci bir tabloyu da ekleyip bakıyoruz.

Nasıl? Şöyle...

  2009 Q1 2010 Q1 

Yabancı sermaye  -6453 7266 

Yerli sermaye 2419 1476 

Net hata noksan 5415 2102 

      

Rezerv değişimi 598 -891 

Cari Açık  -1979 -9951 

      

Toplam sermaye hareketi (brüt) 1381 10844 

Gelir transferi -2080 -2253 

Toplam sermaye hareketi (net) -699 8591 

Rakamlar milyon dolar cinsi. Ne görüyoruz? (1) Ödemeler dengesine yansıyan yerli sermaye girişleri iki dönemde de pozitif. (2) Yabancı sermaye girişleri yurt dışında doğrudan yatırımlar + net portföy yatırımları + net diğer yatırımlardan oluşuyor. Yabancı sermaye girişleri USD 6.5 milyar eksiden USD 7.2 milyar artıya dönmüş. (c) Net hata ve noksan, veya bu kalemin tamamının Finans Hesabı kalemi olduğunu varsayarsak, kayıtdışı sermaye giriş/çıkışı 2010'da azalmış. (d) Cari açık 5 katına çıkarak yıllıklandırılmış USD 39.8 milyara yükselmiş. (e) İlk 3 kalemin toplamı olan Toplam Sermaye Hareketi her 2 dönemde de artıdaymış. Fakat 2010'da yaklaşık 8 misline çıkmış. (f) Net sermaye girişi eksiden artıya dönmüş. Yıllıklandırırsak net sermaye girişi yaklaşık USD 35 milyarlık bir pozitif mali katkı demek. Yani net sermaye girişleri -yani dışarıya-yabancı sermayeye kar/gelir transferleri yapıldıktan sonra- neredeyse cari açığı kapatıyor. (g) Rezerv değişimi TCMB döviz rezervindeki değişim demek ve burada eksi işaret "artış" manasına geliyor. Yani 2009 Q1 döneminde cari açığımız USD 1.979 milyar olmuş (düşük bir cari açık çünkü büyüme eksi), fakat bunu bile brüt sermaye akımlarıyla kapatamamışız ve rezerv eritmişiz. Kaldı ki bu dönemde kayıt dışı sermaye girişleri (net hata noksan) çok yüksek. Oysa ki 2010'un il çeyreğinde brüt sermaye hareketleri cari açığı kapatmış ve rezerv artışına bile yol açmış.

Türkçesi, aslında ekonominin dış açık örgüsü aynı... İlk çeyrekte baz etkisiyle yüzde 10-11 büyüyeceğiz. Yılın tamamında en az yüzde 5-5.5 büyüyeceğiz (yine baz ekisiyle çünkü olumlu baz etkisi ilk 3 çeyrekte görülecek). Dış alemdeki gelişmelere göre daha yüksek hızda da büyüyebiliriz. Ama bunun ön koşulu brütte USD 40-45 milyar arası dışarıdan sermaye girişi... 2001'de USD 5-10 milyarlık hareket ekonomiyi yüzde 5 pozitif büyümeden yüzde 5 eksi büyümeye döndürebiliyordu. 1999'da yüzde 6.5 daralırken net hata noksan çıkışı USD 12 milyar kadardı. Bugün ekonomi büyüdü: aynı etkiyi yapması için dış şokun çok daha büyük olması lazım. Yüzde 5 büyümeden yüzde 5 küçülmeye savrulmak için yıllıklandırılmış USD 40-45 milyar brüt sermaye girişi yerine yıllıklandırılmış USD 25-30 milyarlık sermaye çıkışı şoku gerekiyor. Rakamlar büyüdü: prensip aynı. Tabii, buradaki sorun AB'nin son halinin olası etkilerinin yönü. Bu yön sadece mal ve hizmet akımları değil, sermaye akımları açısından da önemli olacak. Ayrıca, burada göstermediğim "ödemeler dengesi analitik bilançosunda" Diğer Yatırımlar (Yükümlülükler) kaleminin altındaki Bankalar alt kalemine dikkat. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019