Yeni Yüzyılın büyük gezegensel planı; TİP-1 uygarlık seviyesine ulaşmak
İnsanlığın devamı, bir başka deyişle sürdürülebilir gelecek için 2100’lü yıllara kadar Dünyadaşlar olarak en önemli gündemimiz; ‘Tip-1 Uygarlık Seviyesine’ geçme çabalarımızla ilintilidir.
Nokta. Bu Büyük Gezegensel Plana uyumlanmamız, Tip-1 Uygarlık Seviyesine, yani en yalın anlatım ile insanlığın enerji sorununu çözmüş olduğu, sonsuz ve kesintisiz enerji kullanabildiği, hatta havayı, depremleri, volkanları, yangınları, suları, selleri, kısacası yerküreye bağlı tüm enerjileri kontrol edebilir ve değiştirebilir hale geldiği duruma geçmemiz şart!
İnsanoğlu henüz bu seviyede olmadığı için, Dünyamızın bağlı olduğu kendi yıldızı Güneş’ten yansıyan enerjiyi ve gezegenin kendi gücünü bile kontrol edemediğinden doğa olayları ile başa çıkamıyor.
Enerji eşittir güç. Bu yüzden savaşlar bitmiyor! Gelişmiş ülkeler uzayı komşu kapısı yaptık dese, genetiğe müdahale edip sıfırdan insan, hayvan, bitki üretmeyi başarmak üzereyiz diye övünse de hâlâ tabii afet denilen olaylar karşısında son derece güçsüz, çaresiz kalıyor.
İcatlarının yaygınlaşması için enerji, elektrik erişilebilirliği ve maliyetleri hala en büyük ayak bağı, yavaşlatıcı oluyor. O yüzden gerçek anlamda medeni, ‘iyilikle dolu, savaşsız’ bir dünya için Bu noktayı aşmamız, Dünyalılar olarak ‘temiz enerji üretimimizi’ sorunsuz, kesintisiz ve gezegene zararsız hale getirmemiz, daha iyi bir geleceğe geçiş için ‘ön koşula’ dönüşüyor.
Dünya dediğimiz bu gezegenin üzerine sıkışmış biz insanlar ve diğer canlılar için her şeyin başı da sonu da ‘enerji’ yani ‘sürdürülebilirlik’. Eğer insanlık olarak bu konuları çözemezsek, yeni bir yok oluşa doğru sürüklenmemiz kaçınılmaz görünüyor. Aslında, en yalın gerçeğimiz bu!
Komplo teorisi yaygaracılarına, ezbere felaket tellallığı yapmayı alışkanlık haline getirmiş karamsarlara mesafeli durun. Yalnızca olan biteni anlatan, onları da kötü ve daima olumsuz tarafından aktararak psikolojinizi aşağı çekenleri, manipülatif amaçları olanları çevrenizde tutundurmayın.
Sizi ve hepimizi panikletecek, korkutacak şekilde ‘analiz’ adı altında tekrar tekrar aynı şeyleri anlatıp duranları dinleyin ama söylediklerini daima kontrol edin. Zihninizi, önüne geleni “küreselci komplosu” diye yaftalayıp bilimden ve geleceğe dair uzgörülerinden uzak, ‘özünde’ sansasyonel ilgi ve tepki peşinde koşanların etkisinden arındırın.
Lütfen, konuları, özellikle de bu seviyede aşırı önemli olanları, daima bilimin, verinin ışığında berrak bir zihinle düşünüp irdelemeye gayret edin. Unutmayın, evrende var olan her şeyin hem olumlu hem olumsuz tarafları var. Hiçbir şey ne tam iyi ne de tam kötü olabilir. İlerlemek için eninde sonunda bir denge tutturulması gerekir.
Sürdürülebilirlik ancak bu şekilde olur, geçmişte de böyle olmuştur. Bugünlere denge arayarak geldik. Yarınlara da yine aynı şekilde ilerleyeceğiz. İyi ile kötünün, olumlu ile olumsuzun mücadelesi sürecek. Bu bizi geliştirecek. İyilerin daha fazla kazanması sayesinde geleceğe yürüyeceğiz.
Etrafınızdaki baskın şekilde “Her şey çok kötüye gidiyor, geçmiş daha iyiydi” ya da “geçmiş felaketlerle doluydu, şu anda şahaneyiz” söylemlerine takılanlardan uzaklaşın. Bu tip düşüncelere takılmak, zaman ve kaynak israfından öte bir şey değildir... Unutmayın ki geçmişte ne kadar kötü şeyler olmuşsa olmuş, ama eninde sonunda iyiler, olumlular kazanmış ki buradayız. Aksi olsaydı, çoktan yok olup gitmiştik, değil mi?
Ancak, “Eğer o kadar iyi ve üstün yaratıklar idiysek, neden hala en basit, yalın ihtiyaçlarımızı dahi, eşit ve adil şekilde üretip, bölüşemiyoruz?" sorusunu da unutmamak gerekir. O zaman Türkiye’nin yeni yüzyılına henüz girmişken, küresel yeni yüzyıl için dünyanın büyük gezegensel planının Tip-1 uygarlık seviyesine ulaşmak olduğunun farkına varmalıyız, buna uygun çabalar içinde olmalıyız.