Yeni yöntem, istihdam azalırken işsizliği nasıl düşürdü?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) işsizlik hesaplama yönteminde kapsamlı değişikliklere gitti. Geçmişe dönük karşılaştırma için, yeni yönteme göre eski yılların verilerinde de düzenleme yapıldı.
Daha önce ayda bir kez yapılan hanehalkı işgücü anketi, artık her hafta yapılacak. Anketin ayda bir yerine haftada bir yapılması, hesaplamanın kalitesini artırırken, mevsimsel farklılıkların daha iyi izlenmesine imkan sağlayacak.
Yeni hesaplama yöntemi, işsizlik oranının, eskisine göre genellikle daha düşük çıkmasına yol açacak. Bunun temel nedeni, ankette kullanılan iş arama süresine ilişkin sorunun değiştirilmesi. Anket sorusundaki bu değişiklik, Avrupa Birliği’ndeki uygulama ile uyum sağlamak için yapılıyor.
Eskiden haneleri ziyaret eden TÜİK anketçileri, “Son üç ay içerisinde iş arama kanallarından birine baş vurdunuz mu?” diye soruyorlardı. Bu soruya evet yanıtı verenler, yani son üç ay içinde iş arama adına birşey yapmış olanlar, işsiz sayılıyordu. Son üç ay içinde iş arama kanallarından herhangi birine başvurmamış olanlar ise işgücü dışında kabul ediliyor ve işsiz sayılmıyordu.
Yeni uygulamada üç aylık süre dört haftaya indirildi. Bu durumda son dört hafta içerisinde iş arama kanallarından herhangi birine başvurmuş olanlar işsiz sayılacak. Geçmiş 5-13 hafta içinde iş bulmak için birşeyler yapmış olanlar, eskiden işsiz sayılırken şimdi işsiz sayılmayacak ve işgücü dışında kabul edilecekler.
Yeni uygulama çalışmadığı halde iş aramadığı için işsiz sayılmayan gizli işsizlerin sayısını artırırken, işsiz kabul edilenlerin de sayısını düşürmüş olacak. Buna bağlı olarak genellikle işsizlik oranı da daha düşük çıkacak.
Yeni yönteme göre düzeltilen geçmiş yıl verilerini, eski yönteme göre hesaplanan veriler ile karşılaştırdığımızda bu durum kendini açıkça ortaya koyuyor. 2005-2013 yıllarına ilişkin yeniden hesaplanan işsizlik oranları, eski hesaptan 0.7-1.2 puan daha düşük. Üstelik bu, istihdam sayısı eskisinden de düşük çıkmasına rağmen oluyor. Yani istihdam düşmesine rağmen işsiz sayısı azalıyor ve işsizlik oranı geriliyor.
Örneğin 2013 yılı istihdamı eski hesaba göre 25 milyon 524 bin iken yeni hesapta istihdam 923 bin kişilik bir düşüşle 24 milyon 601 bin kişi olarak tahmin ediliyor. İstihdamda 900 binden fazla düşüş olmasına rağmen, işsiz sayısı artmak bir yana 302 bin kişi düşüyor.
İstihdamdaki düşüşe rağmen işsiz sayısının da düşmesinin nedeni, işgücüne dahil sayılmayan nüfusun 1 milyon 599 bin kişi birden artmış olması. İşgücü dışında sayılanlar 1 milyon 599 bin kişi artınca, işgücü içinde kalanların sayısı da eskisine göre 1 milyon 225 bin kişi düşük hesaplanıyor.
Tüm bunların sonucu olarak eski hesaba göre yüzde 9.7 olan işsizlik oranı, yeni hesaba göre 0.7 puanlık düşüşle yüzde 9’a iniyor. Aynı şekilde eski hesaba göre yüzde 12 olan 2013 yılı tarım dışı işsizlik oranı, 1.1 puanlık bir düşüşle yüzde 10.9’a geriliyor. Gençler arasındaki işsizlik ise 1.6 puan düşerek yüzde 18.7’den yüzde 17.1’e inmiş oluyor.
Eski hesaba göre geçen yıl ilk kez yüzde 50’nin üzerine çıkarak yüzde 50.8 olan işgücüne katılam oranı, yeni yönteme göre 2.5 puan birden düşerek yüzde 48.3 olarak hesaplanıyor. Eski hesaba göre yüzde 45.9 olan istihdam oranı da 2 puanlık bir kayıpla yüzde 43.9’a iniyor.