Yeni yılda ekonomide beklentiler ve umutlar…

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI [email protected]

Bugün yeni yılın ilk günü. Yeni yılın dünyamıza ve ülkemize barış ve huzur sizlere de sevdiklerinizle birlikte sağlık mutluluk ve bol kazançlı günler getirmesi dileğiyle yazıma giriş yapmak istiyorum... 

Bir ülkenin ekonomisinde, 
• Tasarruf oranı düşükse, 
• Yabancı sermaye ithali zorunlu ise, 
• Özel sermaye yatırımlarının GSMH’ya oranı düşmekteyse, 
• İmalat sanayisinde gelişme yavaşlamışsa, 
• Sanayide geleneksel yapı, yenilikçi dönüşüme direnmekte ise, 
• Üretim ve ürün çeşitlenmemekteyse, 
• Emek piyasası kırılgan, işgücüne katılım zayıf ise, 
•Sermaye birikimi problemli hale gelmişse, 

O ülke ekonomisinde, Orta Gelir Tuzağı’nın tüm göstergelerini barındırmakta olduğu kabul edilir. Türkiye ekonomisinin şu anki durumu da budur. 

Hükümet, 2014-2018 yıllarını kapsayacak Türkiye’nin Orta Gelir Tuzağı’ndan kurtulmasına yönelik bir dizi kararları “Yapısal Dönüşüm Reform Paketi” başlığı ile kamuoyuyla paylaşıldı.. 

İlk açıklaması 6 Kasım da açıklanan Yapısal Dönüşüm Paketin’in 25 alanda geniş kapsamlı dönüşümü öngören programın ilk 9 maddesi şöyle: 
1- İthalata olan bağımlılığın azaltılması, 
2- Öncelikli teknoloji alanlarında ticarileştirme, 
3- Kamu alımları yoluyla teknoloji geliştirme ve yerli üretim, 
4- Yerli kaynaklara dayalı enerji üretim, 
5- Enerji verimliliğinin geliştirilmesi, 
6- Tarımda su kullanımının etkinleştirilmesi, 
7- Sağlık endüstrilerinde yapısal dönüşüm, 
8- Sağlık turizminin geliştirilmesi, 
9- Taşımacılıktan lojistiğe dönüşüm, 

Açıklanan programları destekleyen 18 Aralık tarihli 2. dönüşüm paketinin 7 maddelik planın 425 eylemi olduğunu belirtilerek; 
• Üretimde verimliliğin arttırılması, 
• Yurtiçi tasarruflarının arttırılması ve israfın önlenmesi, 
• İstanbul Finans Merkezi programı, 
• Kamu gelirlerinin kalitesinin artırılması, 
• Kamu harcamalarının rasyonelleştirilmesi, 
• İş ve yatırım ortamının geliştirilmesi, 
• İstatistiki bilgi altyapısını geliştirme, başlıklı programlarının detayları yer almakta. Programın “Makroekonomik Düzenlemeler” ve “İnsan Odaklı Yapısal Dönüşüm Düzenlemeleri” başlıklı diğer iki bölümü de önümüzdeki günlerde açıklanacağı bilgisi kamu oyuyla paylaşıldı... 

Eylem planları ve sektörel dönüşüm programlarının yer aldığı “Yapısal Dönüşüm Reform Paketi” inde öngörülen hedefl er, 4 yıl içinde GSYH’yi 2 trilyon 535 milyar liraya, cari açığı yüzde 5.2’ye çekmek, işsizlik oranını da yüzde 7 civarına indirmek olarak belirlenmiş. 

Hedeflere ulaşılırsa vatandaşın gelirinde yüzde 60’lık bir artış olacak. 2018 için GSYH’da yüzde 60’a yakın bir yükseliş hedefleniyor. 
2014’ün ilk dönemi için 10 bin dolar civarında olan GSYH paketin tam anlamıyla hayata geçmesi halinde kişi başı milli gelir 2018’de 16 bin dolar seviyesine yükselecek. İş dünyası yapısal reformları öngören programları desteklemekle birlikte bunların bir takvime dönüştürülmesiyle pakete güvenin artacağı görüşünde.. 

Kişisel görüşüm ise; 
Eğitimin bilimsel kalitesini artırmalı ve OECD kriterlerini yakalamalı ve aşmalıyız. 

Sanayiye yönelik Ar-Ge faaliyetlerinin ticari ürün olarak sonuçlandırmak gerekiyor. 

Bu bağlamda da daha güçlü üniversite sanayi iş birliği gerekiyor. 

Ülkemizde Ar-Ge çalışmalarına katılan araştırmacıların üçte ikisi sanayi dışından. Oysa Almanya’da ve Japonya’daki araştırmacıların beşte dördü sanayiden..

 Ar-Ge ve inovasyon alnında bir eksikliğimizde araştırmacı sayısındaki düşüklük yani araştırmacı insan sayımızdaki yetersizliğimizde .. 

Örneğin OECD ortalamasında, her bin kiş iye 7.4 araş tırmacı düş erken, Türkiye’de bu sayı 2.3. Bir başka eksikliğimizde tasarruf oranımızın çok düşük olması. Yatırım için gereken finansmanı yurtdışından arıyor sürekli yabancı sermayeye muhtaç durumda kalıyoruz. 

Hükümetimiz öngördüğü yapısal dönüşüm programlarıyla imalat sanayisinin gelişimini hızlandırabilir, ileri teknolojiyle üretimin ağırlığını artırabilir, sanayicimizi, KOBİ’lerimizi Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşmaya yönlendirebilir ve bu faaliyetlere etkin destekler sağlanır bu anlayışta üretilen ürünlerin ihracatını arttırabilirsek “Türkiye Orta Gelir Tuzağı”ndan kurtulabilir ve 2023 vizyon hedefl erine ulaşabilme olanağını yakalamış oluruz..

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar