Yeni yıla adım atarken…

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

 

 

Yeni bir yıla adım atarken yeniden büyümemizi hızlandırmamız gerekiyor. 2010 ve 2011 yıllarının hızlı büyümelerinin ardından cari açık sorununu gidermek için 2012 yılı için düşündüğümüz "Yumuşak iniş", "Sert iniş sonucu" vermiş gözüküyor. 2013'te büyümeyi ivmelendirirken bunu reformist politikalara dayandırmamız, büyümenin sağlığı açısından önemli olacaktır.  
Yeni yıla adım atarken 2012 yılı ile ilgili bir basit bilanço yaparsak, sürüncemede kalan birçok konu, sorun ve talep olduğunu söyleyebiliriz. Yılı nitelerken arkadaşımız Naki Bakır, "Duraklama yılı" tanımını yapıyor. Buna bağlı olarak, "Temel ekonomik göstergelere ilişkin son veriler, GSYH büyüme oranında ciddi bir yavaşlamaya, dış ticarette ise beklenenin üzerinde bir performansa işaret ediyor. İşsizlikte katılığın sürdüğü, enflasyon ve bütçede ise beklenenden daha iyi sonuç alındığı" değerlendirmesini ortaya koyuyor.      
2012 yılbaşına göre beklenenden kötü bir büyüme oranı ve buna bağlı stratejik sektörlerden imalat sanayinde ilk üç çeyrekte bir yıl önceki yılın yüzde 11.2 olan büyümesinin 2012'nin aynı döneminde yüzde 2.8'e, inşaatte 12.8 olan büyümesinin yüzde 1'e,perakende ticarette yüzde 14'ten binde 1'e, ulaştırma-haberleşme-depolamada yüzde 12'den yüzde 4'e,  tarımda yüzde 5.7'den yüzde 3.3'e gerilediğini bunun önemli yavaşlamayı ortaya koyduğunu açıklıyor. OVP'de yüzde 4 olan 2012  büyümesinin yakalanamayacağını, yılın dokuz aylık döneminde 2.6 olan büyüme oranının, revize edilen 3.2'lik yılsonu büyümesini yakalayabilmek için bile  son çeyrekte 4.9'luk bir büyümeye ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyor.
Bu olumsuz 2012 sonuçlarının ardından 2013 yılında tüketimde canlanma, genel anlamda dünyada ve ülkemizde toparlanma ile 2012'den daha iyi bir performans beklenebileceğini 2013'te yüzde 4 hatta onun üstünde bir büyüme yakalanabileceği tahmini yapıyor. Bunda dünyada bollaşan likidite nedeniyle hızlı sıcak para girişinin etkili olacağını belirtirken, buna bağlı cari açık sorununun yeniden alevlenebileceği uyarısını yapıyor.
Daha önce de tekrarladım, "Her ekonomik kararın bir yanında olumluluklar, bir yanında olumsuzluklar bulunur. Başarılı ekonomi politikaları bunları iyi dengelemekten, olumlulukları daha önde tutmaktan geçer".
Bizim 2023 hedeflerine ulaşmamız için yüksek büyümeye ihtiyacımız var. 2010 ve 2011'deki yüksek büyümelerin ardından, 2012 için cari açığı azaltmak için hedeflediğimiz "Yumuşak iniş" bir anlamda "Sert inişe" dönüştü. O nedenle 2013'te yeniden büyümemizi ivmelendirmemiz gerekiyor. Bunun için şu anda kullanılabilecek iki unsur, hızlı sıcak para girişi ve artan tüketim olarak görülüyor. Bunun faturasında da artan cari açık ve yükselen enflasyon var.
Hem büyümeyi sağlayabilmek, hem de bundan en az zarar görebilmek için 2013 yılında reformist politikaları hayata geçirmeliyiz. Sözel olarak tekrarladığımız "KOBİ'leri destek ile üretimi artırıp ithalatı frenlerken, ihracata büyümeyi sürdürmek" söylemini gerçekleştirmemiz için gereken mikro reformların neler olduğunu saptayarak, onları birbiri ardından hayata geçirebilirsek, 2013 yılında büyümeyi yeniden ivmelendirirken, cari açık artışı ve enflasyon korkusunu frenleyebiliriz.
Türkiye'nin yeni dönem ekonomik modeli mutlaka, "Katma değeri yükselen üretim ve onun içersinde yerli girdinin artması" olmalıdır. Ve tabii bu üretimin uluslar arası alanda rekabetçi olarak pazarlanması, ihracat artışının sürekli kılınması da gereklidir. Bu ise artan sıcak parayı kullanarak ithal girdilerle üretim artırmak ve tüketime dayalı büyüme modelinden, çok farklı özelliklere sahip olmayı gerektirir. Bizim ihtiyacımız olan da yapacağımız reformlarla bunun sağlanmasıdır.
2013'ün bütün okurlarım için üretim arttığı, bol kazançlı ve sağlıklı bir yıl olmasını dilerim. Ülkemiz içinde gerekli reformların hayata geçtiği, sağlıklı büyüme ve refahın gündeme geldiği bir yıl olmasını isterim ve beklerim…          
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar