Yeni yıl için beklentiler

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Yeşim SARIŞEN
YAPI KREDİ YATIRIM

2014 yılında daha yüksek büyüme ve daha sınırlı likidite ortamına geçiş olacağını tahmin ediyoruz. ğu Bu başta gelişmekte olan piyasalar, bazı gelişmiş ülkelerin riskli varlıkları üzerinde de olumsuz etkilerini görebileceğimiz, güçlü dolar ve dikleşen verim eğrilerinin de eşlik edeceği bir süreç. Dolayısıyla da 2014 yılı, FED’in varlık alımlarında azaltmaya gitmesi ve ABD ekonomisindeki toparlanmanın etkisiyle dolardaki güçlenmenin devam edebileceği bir yıl olabilir.

Bu doğrultuda geçtiğimiz hafta FED’in 85 milyar dolar tutarındaki varlık alım programında, Ocak ayında 10 milyar dolar tutarında kesintiye yani “tapering”e başlayacağına dair açıklamaları ardından ABD bono piyasalarındaki gelişmeleri izlemeye devam ediyoruz.  FED’in açıklamaları sonrası önemli direnç seviyelerini test eden ABD 10 yıllık faizi sınırlı yükseliş yönünde tepki verirken, tapering’e başlanılması ile birlikte getiri eğrisinde kısa taraftaki seyrin daha ön planda olabileceğini belirtmekte fayda var.

Öte yandan FED 18 Aralık’ta işsizlik ve enflasyonda yüzde 6.5 - yüzde 2.0 parametrelerine vurgu yaparak faizlerin uzun süre düşük seviyede kalacağı söylemini güçlendirmişti. Yine de düşük faiz politikasından çıkışa yönelik sinyaller için, önümüzdeki dönemde açıklanacak istihdam ve enflasyon verilerinin öneminin daha da arttığını söyleyebiliriz. Bu doğrultuda da ABD’de açıklanacak makro verilerin özellikle kırılgan ve bir takım içsel dinamikler nedeniyle ayrışma olasılığı yüksek bazı gelişmekte olan piyasalar için volaltilite yaratma olasılığının daha da arttığı söylenebilir.

Bu doğrultuda geçtiğimiz hafta FED açıklamaları sonrasına baktığımızda S&P 500 endeksi yüzde 0.42  yükselirken, MSCI gelişmekte olan piyasalar endeksinin dolar bazında yüzde 0.45 gerilediğini gördük. Bunun yanında gelişmekte olan ülke kur ve bono piyasaları baskı altında kaldı. Burada ABD’de Cuma günü yukarı yönde revize edilen 3. çeyrek büyüme verisi gibi güçlü makro verilerin etkisini de not etmekte fayda var.

FED’in güvercince “tapering” olarak da ifade edilen kararları ve açıklamaları sonrasında, büyüme yönlü fiyatlamalarla yeni rekor seviyeleri gören S&P 500’de, önümüzdeki günlerde “Ocak etkisi”nin görülebileceğini düşünüyoruz.

“Ocak etkisi” dediğimiz, rallilerin yaşandığı bu dönemde, endekste yeni rekor seviyeleri görme olasılığını gözardı etmemek gerekli. Bu dönemde gelişmekte olan piyasalar içerisinde ise yukarıda da ifade ettiğimiz gibi ayrışmalar söz konusu olabilir. 

Bu haftaya baktığımızda ABD’de dayanıklı tüketim mal siparişleri verilerinden gelecek sinyaller önemli olabilir. Yurtiçinde ise Türk Lirası’ndaki gelişmeler ve bu doğrultuda da Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası politika uygulamaları ön planda olmaya devam ediyor. Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın Salı günü açıklayacağı 2014 yılı Para ve Kur Politkası haftanın odak noktasında olacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017