Yeni yıl, eski tartışmalar
Türkiye’de yılın ilk makro verileri hayal kırıklığı yarattı. Ekonomik aktivitenin öncü göstergelerinden olan imalat PMI endeksi aralık ayında eşik değer olan 50’nin altında 47.7 olarak ölçüldü. Satın alma yöneticileri endekslerinde (PMI) 50 seviyesinin altı daralma bölgesidir. Diğer taraftan, finansal piyasalar açısından daha önemli olan enflasyon rakamı yıllık bazda beklentinin çok üzerinde yüzde 8.53 olarak açıklandı.
Enflasyon verisinden sonra TCMB tenkit ediliyor. Piyasalar tepkisini gösteriyor. Dolar/TL dün 3.60’ın üzerine çıkarak yeni bir rekor kırdı. Geçen ay yapılan zamların enflasyon rakamı üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturacağı düşünülüyordu. Para Politikası Kurulu (PPK) iki hafta önce yaptığı toplantıda piyasa beklentisine rağmen faiz artırımı yapmadı. TCMB iç ve dış gelişmelerin pozitif olacağını, USD/TL’nin buna göre gevşeyeceğini düşünmüş olabilir. Ancak içerideki ve dışarıdaki algı değişmiyor. İçeride yüreğimizi yakan terör saldırıları gerçekleşiyor. Türkiye’nin Suriye politikası evriliyor. Fırat Kalkanı operasyonunun hangi noktada, ne zaman biteceği bilinmiyor. Referandum ve erken seçim konuları gündemden hiç düşmüyor. Anayasa değişikliği görüşmelerinde kavgalar yaşanıyor. Siyasetçilerin gerginliği topluma yansıyor. Merkez bu konjonktürde duruma hakim bir görüntü vermelidir. Kurumun iletişim politikasına önem verdiği biliniyor. PPK bu sene sekiz toplantı yapacak. 24 Ocak’tan sonraki toplantı takvimi bilinmiyor. Önümüzdeki dönemde dış risk faktörleri etkisini artırabilir. Piyasalar bundan sonra faiz artırımı konusunda daha fazla bahane arayacak. Merkez artık boş alan bırakmamalıdır.
Donald Trump’ın göreve başlayacağı 20 Ocak öncesinde dış piyasalar da gergin gözüküyor. 2016’nın son yazısında vurguladığım gibi ABD ile Çin arasındaki bir ticaret savaşının tohumları atılıyor. Trump’ın ekonomi danışmanlarının kavgacı söylemi Çin tarafında karşılık buluyor. Yuanın değerini Çin bu hafta da düşürdü. Çin Yuanı dolar karşısında dokuz yılın en düşük seviyesine indi. ABD’den gelen açıklamalar ve Çin’in yuan politikası dünya piyasalarındaki tansiyonu artırıyor. Enerji fiyatlarının durumu da Türkiye ekonomisi açısından iyi sinyaller vermiyor. Brent petrolün fiyatı dün 59 dolara yaklaştı. OPEC ülkeleri ve Rusya’dan beklenen üretim azaltımının fiyatlar üzerindeki etkisi açıktır. Petrol üreticisi ülkeler aylık üretim kotasını genelde aşarlar. Enerji piyasasındaki profesyoneller bunu bilir. Tabii OPEC’ten yıllar sonra üretimi düşürme gibi kritik bir karar gelince, yatırımcılar ‘‘Ülkeler bu sefer üretim kotasına uyar mı’’ düşüncesiyle aylık üretim rakamlarını görmek istiyor. Spekülatör grubu bu ortamda petrolde satış pozisyonu almak istemiyor. OPEC ve Rusya’nın üretimi kısmasının fiyat üzerindeki etkisi, ABD’nin üretimini artırmasıyla dengelenebilir. Fakat ABD’de iki haftadır üretim düşüyor. Petrol fiyatında önümüzdeki haftalarda belirleyici etmen ABD’nin üretim miktarı olacak.