Yeni vergi paketi

Prof. Dr. Funda BAŞARAN YAVAŞLAR
Prof. Dr. Funda BAŞARAN YAVAŞLAR funda.yavaslar@dunya.com

Beklendiği gibi, Hükümet yeni bir vergi paketini TBMM’ye getirmeye hazırlanıyor. Sayın Cumhurbaşkanı’na Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından ya­pılan sunum kamuoyunun bilgisine girdi ve tartışmalar başladı.

Ancak, tartışılan metnin güncelliğini kaybettiği, üzerin­de pek çok değişiklik yapıldığı anlaşılı­yor. Keşke Hükümet güncel taslak met­ni açıkça kamuoyu ile paylaşsa ve ilgili tüm kesimler konu üzerinde objektif bir şekilde Türkiye için neyin yararlı ve ay­nı zamanda hukuka uygun olduğunu tar­tışabilse.

Paketten muhakkak çıkartılması gereken 4 konu var

Pakette hem olumlu hem olumsuz yan­lar var. Genel itibarıyla paketten muhak­kak çıkartılması gerektiğine inandığım dört konu, asgari kurumlar vergisi, as­gari gelir vergisi, özel gider bildirimi ile serbest meslek kazancı ve ticari kaznç­larda hasılat takibidir.

-Asgari kurumlar vergisi (AKV): Kuru­mun, (i) kazanç ve istisnalar indirilme­den önceki kazancının %10’undan veya (ii) beyan edilen hasılatın %2’si üzerin­den %10’undan hangisi yüksekse, en az o miktarda AKV alınmak istenmekte. ASK eğer hasılat üzerinden hesaplanmışsa, takip eden beş hesap dönemi boyunca, AKV tutarı üzerindeki kurumlar vergi­sinden mahsup imkanı var.

- Asgari gelir vergisi (AGV): Ticari, zırai ve serbest meslek faaliyetinde bulunan gelir vergisi mükelleflerinin en az gayri­safi hasılatlarının/net satış tutarlarının %10’u üzerinden AGV ödemesi istenmek­te. Takip eden beş hesap dönemi boyunca, AGV tutarı üzerindeki gelir vergisinden mahsup imkanı bulunmakta.

-Özel gider bildirimi (ÖGB): Beyana tabi gelirleri ile yaptıkları harcamalar arasın­da %20’nin üzerinde fark olanlardan ÖGB istenmesi, farkın açıklanamaması halinde aradaki fark miktarının arızi kazanç ola­rak gelir vergisine tabi tutulmak planlan­makta.

Hasılat takibi: ÖGB’ye benzer sistem, hasılat takibi adı altında serbest meslek erbabı ve ticaret erbabı için öngörülmek­te. Bunlar yılda 12 defadan az olmamak üzere yoklanarak günşük hasılatları sap­tanacak; günlük hasılat ile beyan arasın­daki fark %20’yi aşarsa ve mükellef açık­layamazsa hasılat üzerinden re’sen tarh yapılacak veya mükellef incelemeye alı­nacak.

AKV ve AGV verginin mali güçle orantılı olma ilkesine aykırı

Bunlardan AKV ve AGV gerçek ma­li güç değil, varsayılan mali güç üzerin­den vergi alınmasına yol açacakların­dan, verginin mali güçle orantılı olması ilkesine açıkça aykırılar. Ekonomik zor­luklar ve yüksek enflasyon dönemin­de bu tür düzenlemeler, işletmelere ay­rı darbe vurur. ÖGB ise geçmişteki hayat standardı esasını anımsatmakta; teorik açıdan arızi kazanç (Gelir Vergisi Kanu­nu [GVK] md.82) düşünce ve yapısına aykırı. ÖGB’yi getirebilmek için, sadece arızi kazanç kataloğunda değil aynı za­manda GVK’nın gelir tanımında da deği­şiklik yapmak gerek.

GVK’daki gelir tanımının değişmesi gerekir

AGV’ye tabi olanların ÖGB’ye tabi olup olmadığı net değil. Muhtemelen bura­daki eşitsizliği gidermek üzere serbest meslek erbabı ve ticaret erbabı için ha­sılat takibi öngörülmüş; ama çiftçiler dı­şarıda bırakılmış. Her durumda, bunlar için arızi kazançtan söz edilemez; diğer yandan açıklanamayan giderin GVK’ya tabi ya da istisna kapsamında olmayan bir gelir unsuru kaynaklı olduğu kabul edilemez. GVK’daki gelir tanımının de­ğiştirilmesi gerekir. Nihayet, ÖGB iste­necekleri ve hasılat esasına tabi olacak­ları tespit bakımından denetim ise ayrı bir sıkınıtılı alan: uygulamada eşitsizliğe yol açar. Son olarak, bunların dördü ba­kımından da, mülkiyet hakkının ölçülü­lük ilkesine aykırı şekilde sınırlandırıl­ması tartışması gündeme gelebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar