Yeni varlık barışının yurtdışında varlıkları olanlara etkileri ve uluslararası bilgi değişimi
Ramazan BİÇER - Centrum Danışmanlık, Ortak
Geçen yıl bu köşede varlık barışının yurtdışı varlıkları bulunan kişilere etkileri ve uluslararası bilgi değişimi ile ilişkisi üzerine bazı yazılar yayınlamıştım.
Malumunuz 11 Mayıs’ta Meclis'te kabul edilen 7143 sayılı Kanun ile yurtdışında varlıkları bulunanlara yeni bir imkân getirildi. Yaklaşan uluslararası bilgi değişimi konusunu da dikkate aldığımızda varlık barışının yurtdışında varlıkları bulunanlar için ne gibi sonuçlar doğurduğunu güncel düzenleme ışığında yeniden ele almakta fayda var diye düşünüyorum.
Yeni varlık barışı öncekinden farklı mı?
Önceki varlık barışı kapsamında “6736 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Kanunu” ile yapılan düzenlemeye göre, 30 Haziran 2017 tarihine kadar yurtdışı varlıklarını Türkiye’ye getirmeksizin finansal kuruluşlara bildirenler bu varlıkları için herhangi bir vergi ödemeden düzenlemeden yararlanabiliyordu.
Bu kez durum biraz farklı. Yapılan son düzenlemeye göre yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını 31 Temmuz 2018 tarihine kadar banka veya aracı kuruma bildirip Türkiye'ye getiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilecekler. Dolayısıyla, 31 Temmuz’a kadar yurtdışı varlıkların beyan edilip Türkiye’ye getirilmesi şartıyla herhangi bir vergi ödenmeyecek.
Ancak, yurtdışı varlıkların 1 Ağustos-30 Kasım 2018 tarihleri arasında bildirilmesi ve Türkiye’ye getirilmesi durumunda ise banka ve aracı kurumlar kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak %2 oranında vergi tahsil edecekler ve bu vergiyi de 31 Aralık 2018 tarihine kadar vergi sorumlusu sıfatıyla vergi dairesine beyan ederek aynı sürede ödeyecekler.
Görüldüğü üzere, varlık barışından yaralanabilmek için yurtdışında varlığı bulunan kişilerin söz konusu varlıkları 31 Temmuz veya 30 Kasım 2018 tarihine kadar bildirmeleri ve Türkiye’ye getirmeleri şartı bulunuyor. Dolayısıyla, sadece bildirimde bulunmak yeterli değil.
Sonuç olarak, her iki durumda da yurtdışı varlıkların Türkiye’ye getirilmesi gerekiyor. Tek fark ise ödenecek olan vergi.
Yurtdışı varlıklar hangi sürede Türkiye’ye getirilmek zorunda?
Kanuna göre, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yurtdışı varlıkların 3 ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şartı bulunuyor.
Örneğin, yurtdışında bir bankada tutulan döviz için 31 Temmuz 2018 tarihinde bildirimde bulunulursa varlık barışından yararlanabilmek için 31 Ekim 2018 tarihine kadar bu varlığın Türkiye’ye filen getirilmesi veya banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi gerekiyor.
Şirketler varlık barışından nasıl yararlanacak?
Yeni kanuni düzenleme dikkate alındığında şirketlerin de varlık barışından faydalanması mümkün. Buna göre, yurtdışında varlığı bulunan kişiler söz konusu varlıklarını;
- İşletmeleri için yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin kapatılmasında,
- Kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının defter kayıtlarından düşülmesinde (kanunun yürürlükten tarihinden önce Türkiye’ye getirilerek karşılanmış olmaları şartıyla),
kullanabilecekler.
Ayrıca, yurtdışında varlığı bulunan kişiler (ve bu kapsamda şirketler) bu varlıklarını işletmelerine dâhil edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate almaksızın işletmelerinden çekebilecekler.
Burada da iki seçenek söz konusu. Buna göre, yurtdışı varlıklarını 31 Temmuz 2018 tarihine kadar Türkiye’ye getirenler ve işletmelerinin hesaplarına intikal ettirenler vergi ödemeksizin varlık barışından yararlanabilecekler iken; bu işlemleri 30 Kasım’a kadar gerçekleştirenler ise %2 vergi ödemek, durumunda kalacaklar.
Peki varlık barışı yaklaşan uluslararası bilgili değişimi ile nasıl bir ilişkiye sahip ve neden önemli? Bunu da takip eden bölümlerde tartışalım.
Yeni varlık barışı uluslararası otomatik bilgi değişimi açısından son fırsat mı?
Önce bir itiraf ile başlayayım. Geçen yılki yazlarımda varlık barışını “köprüden önce son çıkış” diye nitelendirmiştim. Ancak öyle olmadı. Başka bir çıkış daha varmış. Bundan sonra da yeni varlık barışları da söz konusu olabilir.
Ancak, varlık barışı ile ilgili yeni kanunlar çıkabilecek olsa da önümüzdeki dönemde durum biraz daha farklı olacak. Eskiden mali idarelerin yurtdışı varlıklar hakkında bilgilere erişimi uygulamada oldukça sınırlıydı. Bu durum, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu G-20 ve OECD ülkelerinin imzaladığı ve 2017 yılı içinde Türkiye’de de tüm yasal süreçlerinin tamamlandığı “Vergi İdareleri Arasında Mali Konularda Yardımlaşmaya İlişkin Çok Taraflı Anlaşma” ile değişti.
Dolasıyla, resmi taahhüde göre Eylül 2018, Maliye Bakanı Sayın Ağbal’ın açıklamalarına göre 2019 yılından itibaren Türkiye 100’ün üzerinde ülke ile mali hesaplara ilişkin otomatik bilgi değişiminde bulunuyor olacak.
Varlık barışı ile uluslararası bilgi değişimi arasındaki ilişkiye gelecek olursak, öncelikle en çok sorulan soruyu sizlerle paylaşayım: Yurtdışında varlığım var, ne önceki varlık barışından faydalandım ne de yenisinden faydalanmak istiyorum. Yani yurtdışındaki varlıklarımı Türkiye’ye bildirmek veya getirmek istemiyorum, bu durumda ne olacak?
Soruyu hemen yanıtlayalım. Bilgi değişiminden artık kaçış yok ve Türk Maliyesi bu varlıklar hakkında yakında tam anlamıyla bilgi sahibi olacak. Bu da Türkiye’ye varlıklarını bildirmeyenler için %15 ila %35 arasında değişen oranlarda vergi ödemek (tabi cezalardan hiç bahsetmiyorum) anlamına gelebilecek.
Bilgi değişimi üzerine tavsiyeler
Yurtdışı varlıklarını bildirmemek nedeniyle ortaya çıkacak vergi ve cezaları ödemek isteyenler için sorun yok. Ancak, böyle bir fırsat gelmişken bir kez daha bu imkândan faydalanmamanın çok rasyonel bir hareket olacağı söylenemez.
Burada önemli bir noktanın daha altını çizmek istiyorum. Eskiden 3-5 yıl bekler, yeni bir af çıkınca yurtdışı varlığımı Türkiye’ye bildiririm ve vergi ödemem şeklinde bir anlayış mevcuttu. Fakat bunun artık sürdürülebilir bir yaklaşım olmadığı kanaatindeyim. Nedeni ise basit: Uluslararası bilgi değişimi ile her yıl yurtdışı varlıklarınıza ilişkin bilgileriniz (varlık tutarınız, getirisi vb.) Türk Maliyesi'ne otomatik olarak iletilecek.
Diyeceksiniz ki varlık barışı yeniden gelecektir. Haklısınız ama bilgi değişimi nedeniyle Türk Maliyesi istediği taktirde bu tür varlıkların ilgili yılda Türkiye’de beyan edilip edilmediğini kolayca sorgulayabilecek. İnceleme sonucunda o yılda beyanda bulunulmamış ise cezalı işlem de uygulayabilecek. İşte bu durum önceki dönem ile yeni dönem arasındaki en önemli farkı ifade ediyor.
Kişisel tavsiyem, geçmiş yıllar ile ilgili sorun yaşanmak istenmiyorsa varlık barışından zamanında yararlanmak yönünde olacak. Önümüzdeki yıllar için ise yurtdışı yatırımların bilgi değişimi ile uyumlu olacak şekilde yeniden yapılandırılmaları gerekeceği kanaatindeyim.
Bu tür bir yapılandırma öncesinde mali danışmanınızdan destek almanızın fazlasıyla önemli olduğunu da belirtmemde fayda var.