Yeni Türkiye vizyonu: “Envantersiz” mümkün mü?

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

Bireyde, toplulukta ve toplumda “vizyon”dan söz edeceksek; önce, vazgeçilmez bir idealin yarattığı sevdayı aramalıyız; sonra da motive edebilecek bir hedefin tanımlanıp tanımlanmadığına. 

Gündemdeki “Yeni Türkiye” ve “restorasyon” söylemlerini slogan olmaktan çıkarak toplumun değerlerini ve kaynaklarını doğru yerde, doğru zamanda ve doğru yöntemlerle kullanan bir projeye dönüştürebilmenin “gerek şartları” üzerinde tartışmalıyız. 

Yeni Türkiye Vizyonu’nun sağlıklı bakış açılarına, tutarlı ilkelere, çeşitli perspektifl ere dayanan değerlendirmelere ihtiyacı var. Kitle zihnindeki meşrulaştırmayı yaratan değer paylaşımının yarattığı itibar her zaman önemini korumuştur ama uzun soluklu gelecek yaratmak için yeterli olamamıştır. Madalyonun öteki yarısında insanları “hangi imkanların” sağlanacağına ilişkin ikna etme çalışmaları vardır; bu yazının merkez düşüncesi de sürecin ikinci yönüyle ilgilidir. 

Dinamik bir envanter oluşturmadan Yeni Türkiye’nin İnşası vaadden öteye gidemeyecek, ulaşılan sonuçlar Pirusvari bir zafer olacaktır. Çünkü envanter, net bilginin kaynağıdır; net bilgi de insan ve sermaye kaynaklarını etkin kullanmanın aracıdır. 

Güvenilir kanıt tabanı yaratmadan yapılan tartışmaların verimi her zaman düşük olmuştur; toplumların yaratıcı enerjilerini boş yere yarcanmasına yol açmıştır. 

Dinamik bir envantere sahip olmanın ilk yararı, “aşırı değerlenmiş beklenti yaratılmasının” önlemesidir. Dünya genelindeki eğilimlerin yarattığı fırsat ve tehlikeler ile olanak ve kısıtlarımızı dengeleyen projelerin yapılması; net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanmayı gerektiriyor. Dinamik bir envanterin yoksa, projeler “olsa olsa” anlayışına dayandırılıyor; aşırı ve noksan değerlendirmeler kaçınılmaz hale geliyor ve tartışmalar odağından ciddi biçimde sapıyor. 

İkincisi, “öngörme ve önlem alma disiplininin temel aracı olan geri-bildirimlerin yapılması ve ince ayarla ilerleyebilme ancak sağlıklı bilgi tabanıyla mümkün.” Elimizin menzili altında iyi hazırlanmış bir envanter yoksa, öngörülerimiz sapar, önlemlerimiz yerini bulmaz, kaynak kullanma verimliliği düşer; yaratmak istediğimiz sonuçlarla, ulaştığımız sonuçlar arasınadaki sapmalar büyür. 
Üçüncüsü, sağlıklı bilgi üreten envanterler yoksa, “fikirler hararetli tartışmalar ve uzlaşmalar sonucu rafine edilemez, ihtiyaca uygun dönüştürmeler gerektiği gibi yapılamaz.” Yaratılan beklenti ile ulaşılan sonuç arasındaki sapmalar büyüdükçe, güven ve itibar sarsıldığı gibi, kitlelerin çıkarlarını koruyan sonuçlar da yaratılamaz. 

Dördüncüsü, dinamik envanterlerimiz yoksa, “kitle güveninin temel aracı olan hesap verebilirlikten uzaklaşma” kaçınamayacağımız sonuç olacaktır. 

Beşincisi ve en önemlisi, dinamik bir envantere dayalı net bilgi ne kadar az ise, “sistemin kendi yeniden üretecek ekonomik fazlayı üretmesi de o kadar düşük olacaktır.” 

Envanter, var olan üretim örgütlenmesinin verimini artırmak, üretim örgütlenmesinde modernizasyon yatırımlarını tam zamanında yapabilmek, yeni yatırımlarda öncelikleri belirlemek gibi bugünüve yarını ilgilendiren bütün konular için bir ilk adımdır. Bu ilk adım doğru atılmazsa, yaratmak istediğimiz sonuçlara ulaşışmasını beklemek ham hayal olur. 

Yeni Türkiye tartışmasını piyasaya sunanların içtenliğini, envanter konusundaki tutumlarıyla ölçmeliyiz. Envantere dayalı proje-odaklı tartışmalara ne kadan özen gösterdikleri içtenliklerinin ve tutarlılıklarının aynası olacaktır. 

Tarımdan sanayiye yatırım yapanların karşılaştıkları temel sorun “verilerin” yeterli olmamasıdır. Bu konularla ilgiliyseniz, envanter eksikliğin yarattığı sapmaların, gereksiz yerde harcanan kaynakların boyutları hakkında bir fikriniz, haklı gerekçelere dayanan endişeleriniz vardır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar