Yeni torba teklifin değerlendirilmesi
2018 yılına ilişkin yeniden değerleme oranının resmen ilan edilmiş olması sebebiyle bu oranın etkileyeceği mali düzenlemeleri bugüne için yazmayı düşünüyordum ki 30 Kasım günü Meclis’e yeni bir torba yasa teklifi sunuldu. İktidar partisine mensup milletvekillerince sunulmuş olması dolayısıyla yasalaşacağı kuvvetle muhtemel bu torba teklifi, içinde ekonomik yapıyı ilgilendiren pek çok hüküm dolayısıyla öncelikle bu yazımda aktarmak istedim. (İşsizlik maaşından yararlanma koşullarından, yaşlılık aylığının arttırılmasına kadar geniş bir alanı ilgilendiren 71 maddelik torba teklifin tam metnine “www.bumindogrusoz.com” adresinden ulaşabilirsiniz)
Borçlar Kanunu düzenlemelerinde (md.344) yıllık kira artışlarının en fazla ÜFE oranında yapılabileceğinin yer almış olmasına karşılık kambiyo mevzuatına ilişkin Tebliğlerde yıllık kira artışlarının en fazla TÜFE oranlarına göre yapılacağının yazılı olması ile doğan çelişki Torba Teklifi ile giderilmektedir. Borçlar Kanunu’nun 344. maddesinde yapılması öngörülen değişiklik ile Hazine ve Maliye Bakanlığı Tebliği’nin kanunla çelişkisi, kanun tebliğe uydurulmak suretiyle giderilmektedir.
Torba teklif ile getirilen bir düzenleme ile şirketler topluluğunu oluşturan şirketlerin birbirlerine borç para verebilecekleri hükme bağlanmaktadır. Aslında uygulamada zaten şirketler birbirlerine borç para verebilmekteydiler. Ancak Türk Ceza Kanunu’nun tefecilik suçuna ilişkin düzenlemesinin muğlak ifadelerle düzenlenmiş olması dolayısıyla, bu şirketler arası borç para vermenin tefecilik suçu kapsamında yorumlanabileceği endişesi söz konusu idi. Bu endişe giderilmektedir. Ancak, getirilmek istenilen bu konudaki maddenin, gerekçeye nazaran daha dar kapsamlı yazılmış olmasının yanı sıra şirketler topluluğu oluşturmayan iştirak ilişkilerinin varlığı durumunda ve şirketlerin gerçek kişi ortakları ile kuracağı borç ilişkileri açısından sorunu çözmeye yetmeyeceğini, bu nedenle bu konudaki maddenin komisyon görüşmeleri sırasında yeniden revize edilerek kaleme alınmasında yarar vardır.
Torba teklifle varlık finansman fonlarının sermaye piyasalarında yaptıkları işlemler nedeniyle lehe aldıkları paraların banka sigorta muamele vergisinden istisna edilmesi öngörülürken, Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu kapsamında düzenlenen ürün senetlerinin elden çıkartılmasına yönelik olarak gelir vergisi istisnasının uygulanma süresi 31.12.2018 tarihinden 31.12.2023 tarihine kadar uzatılmaktadır.
Türk Hava Kurumu ile sivil havacılıkta görevli pilotlar ile sertifikalandırılmış kabin memurlarına teşvik gayesi ile ödenen tazminatlara yönelik vergi istisnasının uygulanmasında karşılaşılan bazı tereddütler de torba teklif ile giderilmeye çalışılmaktadır.
Torba teklifle organize sanayi bölgelerinin yenilenebilir ve diğer enerji kaynakları yatırımlarına ilişkin mal teslimleri ve hizmet ifalarının KDV’den istisna edilmesi öngörülürken kentsel dönüşüm kapsamında trampa yoluyla kamulaştırılan taşınmazların Hazineye devrinden dolayı kazanç oluşmayacağı ve aynı işlemlerin KDV’den istisna tutulacağına ilişkin istisnanın uygulama süresi de 31.12.2020 tarihine kadar uzatılmaktadır. Öte yandan imalat sanayii yatırımları üzerindeki KDV’den kaynaklanan finansman yükünü gidermek amacıyla bu yatırımlar nedeniyle 2018’de yapılacak inşaat harcamaları dolayısıyla yüklenilen KDV’nin iadesinin 2019 yılında da sürdürülmesi amaçlanmaktadır.
Öte yandan 2017 ve 2018 yıllarında yapılan imalat sanayi yatırımları için Kurumlar Vergisi Kanunu’nun indirimli kurumlar vergisine ilişkin düzenlemesi (md. 32/A) kapsamında yatırım teşviklerinden daha yüksek oranlarda 2019 yılında da yararlanma olanağı torba teklifle getirilmektedir.
Torba Teklifte ayrıca önceden ithal veya teslim edilmiş şalgam suları, aromalı veya aromalandırılmış içme sütleri, bebek ve devam sütleri sayılan içecekler üzerindeki ÖTV ve ÖTV üzerinden hesaplanan KDV kaldırılırken, bu konuda yapılmış tarhiyatlar ve cezalar da kaldırılmaktadır. Bu konu daha önce tereddütlü uygulamalara yol açmış ve pek çok firma bu konuda belirsizlikler yaşamıştır. Bu nedenle bu düzenleme yerinde kabul edilirse de, eşitliğe aykırı biçimde getirilmek istenen “tahsil edilmiş tutarlar ret ve iade edilmez” düzenlemesi yerinde olmamıştır. Hiç meraklanmayın, torba teklif bu şekilde yasalaşsa bile ödenmiş tutarları geri almanın yolları var.
Torba teklifle Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 24/c maddesinde değişiklik yapılarak “kur farkları”nın da KDV matrahına alınması öngörülmektedir. Uzunca bir süredir idari anlayışta vade farkı ile eşdeğer görülen kur farklarının, yargı kararlarını bertaraf etme amacıyla hemen matrah kapsamına alınmasına ilişkin görüşlerimi ise gelecek yazımda aktaracağım.