Yeni stat motivasyonu
Açılış maçına sahne olan Bursa Büyükşehir Stadında (Timsah Arena) Premier Lig karşılaşmalarını aratmayan bir tempoya şahit olduk. Maça fırtına gibi başlayan Trabzonspor, yedi dakikada iki farklı öne geçerek hem Bursaspor takımını hem de tribünlerdeki seyirciyi deyim yerindeyse şoka soktu. Önce Musa Nizam’ın ceza sahası köşesinden şık vuruşuyla kaleci Mert’i avlaması, sonrasında Cardozo’nun bir kez daha fırsatçılığını konuşturarak dönen topu tamamlaması Bursaspor açısından kâbus gibi bir maç başlangıcına neden oldu. Açıkçası Trabzonspor gibi bir rakip önünde maç başında 2-0 geriye düştükten sonra yeniden oyuna tutunmak çok kolay bir iş değil. Futbol anlamında dengeyi kursanız bile skoru dengelemek başlı başına bir problem. Bu handikabına rağmen yeşil-beyazlıların maçı 4-2 kazanmış olmaları benim futbol anlayışımda ciddi bir başarıdır. Öyle sanıyorum ki, bu maç Timsah Arena yerine Atatürk Stadında oynansa Bursaspor aynı reaksiyonu göstermekte epey zorlanacaktı. Sahadaki futbolcu grubunu bu şahlanışa iten önümüzdeki on yıllar boyunca Bursaspor’a ev sahipliği yapacak stadın açılışında sansasyonel bir yenilgi alma tehlikesiydi. 2-0 Bursaspor’a “ayıltıcı tokat” etkisi yaptı.
Sahaya çıkan Bursaspor kadrosuna baktığımızda, takımın böylesine bir reaksiyon göstermesinin sert rakiplere karşı galibiyet için şart olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Defansif açıdan çok yeterli bulmadığım Jorquera ile birlikte Sercan, Necid, Stoch ve Dzsudzsak. Bu beş oyuncunun sahadaki varlığında Bursaspor’un oyun birlikteliğini sağlamadan ve takım bütünlüğünü korumadan pozitif bir görüntü vermesi oldukça zor görünüyor. Her ne kadar teknik direktör Hamza Hamzaoğlu, Ertuğrul Sağlam döneminde yeterince verim alınamayan kimi oyuncuları kazanma yolunda olsa da söz konusu on bir ile Bursaspor’un her maçı çok gollü geçmeye aday görünüyor. Hele ki, Batalla da takıma girdiğinde… Yarın öbür gün konsantrasyon kaybı yaşanacak bazı maçlarda Bursaspor’un hiç umulmadık rakipler karşısında kalesinde sürpriz goller gördüğünü izlersek, bu beni hiç mi hiç şaşırtmayacak.
Trabzonspor maçı Necid rakip stoperleri oyalarken bireysel becerileri yüksek Sercan, Stoch ve Dzsudzsak gibi oyuncuların topla boş alanlara kat etmeleri sayesinde kazanıldı. Oysa devam eden maratonda Bursaspor’un pek çok rakibi önce savunma güvenliğini sağlayıp sonrasında hızlı hücumlara çıkmak gibi basit taktiklerin peşinden gidecekler. Bu durumun Bursaspor takım savunmasında arazlara yol açabileceğini düşünüyorum. Trabzonspor penceresinden baktığımızda çok bulutlu bir gökyüzü gözümüze çarpıyor. Her şeyden önce şunu belirtmemiz lazım ki, Trabzonspor iyi bir kadro ama iyi bir takım değil. Son yıllarda yoğunlaşan oyuncu trafiği, bordo- mavililerin yapısal istikrarını bozmuş durumda. Ben bu takımı izlediğimde birbirlerinin açıklarını kapatmak için çaba sarf eden bir oyuncu grubu göremiyorum. Maç sonunda Sadi Tekelioğlu’nun yaptığı hakem eleştirisi fazlasıyla haklılık payı barındırıyor ama uzun maratonda takım olamayan hiçbir kadronun başarı şansı yok. Bu eleştirilerimi Trabzonspor’un şimdiki yönetimi ve teknik heyeti için değil 2010-2011 sezonundan bu yana gelmiş geçmiş tüm idari ve teknik görevlileri için yazıyorum. Her sezon şampiyonluk parolasıyla yap-boz takımlara yönelmek yerine masaya uzun vadeli planlar konmuş olsa en azından bugünkü yönetimin önünü görmesini engelleyen maddi problemler yaşanmamış olurdu. Açıkçası Trabzonspor’un elinde her yıl fl aş transferlerle yeni takım kuracak maddi güç yok. Dünya üzerindeki takımların yüzde 99’unun olmadığı gibi.