Yeni sepet, enflasyonu değiştirmedi

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

EKO ANALİZ / Alaattin Aktaş [email protected] TÜİK'in önceki gün açıkladığı yüzde 0.80'lik ocak ayı tüketici fiyat artışından sonra yapılan yorumlar, çoğu kez olduğu gibi yine "pes" dedirtecek türden. İçeriğiyle pek uyumlu olmasa da, bazı gelişmeleri vurgulama çabası yüzünden ilginç ama ne yazık ki pek doğru olmayan başlıklar atıldığını görüyoruz. Yani bu yorumlar da, hatalar da bize, basına ait. O yüzden çuvaldızı kendimize batırmış olacağız. "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak" sözünü çağrıştıran yorumlar okuyoruz. Öncelikle bir gerçeği kabul etmek gerekiyor, ocak ayındaki TÜFE artışı tahminlerden düşük çıktı. Piyasadaki genel tahmin, yüzde 1'in biraz üstündeydi, itiraf edelim biz daha da yüksek bir gerçekleşme bekliyorduk; yanıldık. Niye yanıldığımızı da izah edeceğiz. Gelelim yorumlara... Şimdi, tahminlerden daha düşük bir enflasyon çıktığı ve hemen hemen tüm haberlerde bu durum vurgulandığı halde, fiyatı çok artan bazı mal ve hizmetleri alıp bunların enflasyonu deyim yerindeyse "azdırdığı"nı söylemek ne kadar doğru? Örneğin, Milli Piyango bileti enflasyonu "vurmuş". Şimdi bakınız; kapsamında Milli Piyango biletinin de bulunduğu "eğlence ve kültür" grubunun tüketici fiyat endeksindeki toplam ağırlığı yüzde 2.81. Ve bu grup kapsamında tam elli mal ve hizmet bulunuyor. Aralarında Milli Piyango biletinin de yer aldığı bu elli malın, yüzde 2.81 içindeki ağırlığını, dolayısıyla toplam endeks içindeki ağırlığını bilmiyoruz. Ama en azından, yüzde 2.81'de kabaca 50'de 1 payı bulunan bir mal ya da hizmetin, genel oranı çok etkilemeyeceği ortada. Piyango bileti neden dikkat çekiyor; çünkü fiyatı bir ayda yüzde 19.19 artmış. Ayrıca ne olmuş biliyor musunuz; toplam endeksteki ağırlığı yüzde 2.81 olan eğlence ve kültür grubunda fiyatlar, artmak bir yana ocak ayında yüzde 1.05, son bir yılda yüzde 2.31 azalmış. Sepet değişikliğinin etkisi yok! Bir başka haberde, TÜİK'in enflasyon sepetinde ocak ayında yaptığı değişikliğin, artışın düşük çıkmasında rol oynayan etkenlerden biri olduğu "ima" ediliyor. Sepet değişikliği TÜFE'nin ne kadar düşük çıkmasını sağladı dersiniz? Yalnızca 0.02 puan. Yeni sepetle yüzde 0.80 olarak açıklanan ocak ayı TÜFE artışı, eski sepete göre yüzde 0.82. Bu hesaplamanın TÜİK'e ait olmadığını ve bizim tarafımızdan yapıldığını, dolayısıyla çok az da olsa bir hata payı içerdiğini belirtelim. Peki, bu küçük farklılık, hangi mal gruplarından kaynaklandı? Önce enflasyon sepetinde yapılan başlıca değişiklikleri anımsamakta yarar var. En önemli değişiklik ulaştırma grubundaydı ve bu grubun ağırlığı 0.99 puan artırıldı. Fiyatları artırıcı yönde en büyük etki, bu gruptan geldi. Eski-yeni sepete göre artışlar arasındaki (tam oranı verelim) 0.0163'lük farkın yarıdan fazlası, 0.0132 puanı, ulaştırmadan kaynaklandı. Giyim grubu ise, yeni sepetteki payı az da olsa artırılmasına rağmen, fiyatlar yüzde 10 gerilediği için, toplam oranı 0.0215 puan aşağı çeken bir etki yaptı. Diğer sektörlerin payındaki artış ve azalışların toplamı alındığında, ocak ayı için yeni ağırlığa göre yüzde 0.80 (0.8026) olarak bulunan artışın, eski ağırlığa göre yüzde 0.82 (0.8189) olduğu ortaya çıktı. Tüketici fiyatları endeksindeki artışın belli iller bazında açıklandığı bir önceki seri döneminde daha çok yapılan, ama neyse ki son dönemde pek rastlamadığımız bir başka hata daha var. Bir ilde fiyatların çok artmış olmasına bakılarak, o ilin en pahalı il olduğu ilan ediliyor. Kira örneğini verelim. Bir ilde ortalama kira yüzde 10 artarak 1.000 YTL'den 1.100 YTL'ye çıkarken, bir başka ilde yüzde 100 artışla 200 YTL'den yüzde 400 YTL'ye yükselmişse, ikinci ili pahalı ilan etmek mümkün olabilir mi? Son oranlardan yola çıkarak somut bir örnek verelim. Ocak ayında tüketici fiyatları İzmir'de yüzde 0.26; Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt'ten oluşan grupta ise yüzde 0.94 arttı. Şimdi, İzmir mi daha pahalı bir il, diğerleri mi? Artış oranı, doğruyu vermez tabii ki, endekse bakmak gerekir. İzmir'in endeksi 148.66, dörtlü il grubunun endeksi ise 137 düzeyinde. Dolayısıyla son ayda daha az fiyat artışı yaşanmış olmakla birlikte İzmir dörtlü il grubundan daha pahalı bir il konumunda bulunuyor. Biz niye yanıldık? Gelelim bizim enflasyon tahminimize ve yanılma nedenimize. 8 Ocak'ta bu köşede elektrik ve doğalgaz zamlarının etkisiyle konut sektöründe yüzde 5 fiyat artışı olursa bunun toplama yüzde 0.9 dolayında yansıyacağını, zincirleme zamlarla TÜFE'deki artışın yüzde 2'ye ulaşma riski bulunduğunu belirtmiştik. Ancak sürpriz sayılabilecek iki oran sayesinde tahminimizden çok düşük bir gerçekleşme oldu. Giyim grubunda 2006 yılının ocak ayında yüzde 6 olan, geçen yıl yüzde 8 olarak gerçekleşen gerileme, bu yıl yüzde 10'u aştı. Gıdada geçen yıl yüzde 4.4 olan artış ise bu yıl yüzde 1.8'de kaldı. Ağırlıklı olarak bu iki kalemdeki olumlu gelişme sayesinde yanıldık. Aman yanılalım, biz böyle yanılmalara dünden razıyız. TÜİK'in özeni 29 Ocak günü bu köşede yeni fiyat endekslerini konu ederken, TÜİK'in TÜFE'ye eklediği bir ürüne (hazır kahve) marka adıyla (Nescafe 3'ü bir arada) yer vermesini, ayrıca TÜFE'de bazı ürünlerin marka adıyla kapsanıyor olmasını eleştirmiştik. Bu eleştirimizi dikkate alan TÜFE, yanlıştan döndü. "Dediğim dedik" diye görüşünde ayak diremeyen ve hatadan dönmeyi bilen TÜİK'i kutluyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar