Yeni program
Sayın Bakan Berat Albayrak yeni programı açıkladı.
İçerisinde ekonomiyi ilgilendiren tüm konularda birer başlık var ve bizim de heyecanla beklediğimiz ihracat konusu “Maalesef” ileriye kaydırılmış durumda.
“İhracat Master Planı” yapılacağını ve bunun da bu yılın ağustos ayında açıklanacağını söyledi. İhracatta katma değerli ürünlerin payının arttırılmasının öncelik olduğu vurgulandı. Böylelikle, dış ticaret açığının azaltılması yolunda önemli bir adım atılacağı da belirtilmiş oldu.
Bunu bir kenara yazalım…
Ticaret Bakanı Sayın Ruhsar Pekcan açıklama yaptı ve dış ticaret açığının azalmaya devam ettiğini ve ihracatın ithalatı karşılama oranının ciddi bir oranda yükseldiğini söyledi.
İhracatın, ekonomiye katkısının neredeyse %10’a yaklaştığı bildirildi.
Bunu da bir kenara yazalım…
Geçen gün bir dostumuz sordu “Hoca bu dış ticaretteki görünüm ve beyanatlar için ne diyorsun” diye.
Cevabıma çok güldü amma burada tekrar etmekte beis yok derim.
“Sorma bana hiçbir şey söylenmedik ne kaldı” dediğimde, epeyce kahkaha atmıştı.
Değerli Muzaffer İlkar’ın Acem Kürdi bestesinin, Müzeyyen Hanımın tarafından yazılan güftesinin bir kısmını ihracata bağlamam çok hoşuna gitmişti doğrusu.
İşin şaka tarafını bir yana bırakırsak gerçekten, ihracat konusunda “Söylenmedik ne kaldı.” İhracat Master Planı’nda “Orta ve yüksek teknoloji ürünlerinin” ihracatımızda aldığı payın arttırılması yönünde tedbirler olacağı açıklandı.
İhracatımızın, dış ticaret açığını kapatmak konusunda en önemli unsur olacağı hep söylendi.
Hatta 2023 yılında 500 milyar ABD Doları ihracat rakamına ulaşma hedefi dile getirildi. İlerleyen yıllarda ise bu hedef 2023 yılında küresel ihracattan %1.5 pay alacağımız şeklinde daha mütevazı ve daha makul bir seviyeye çekildi.
Bu yazdıklarımızın ışığında mevcut duruma bakarsak ne söylemek gerekir?
İhracat artış hızımız inişe geçmiş uçak gibi.
Yüksek teknoloji ürünlerinin ihracat içerisindeki payı, ileriye ümitle bakmamızı sağlamıyor.
İhracatın, ithalatı karşılama oranı düşüyor amma neden?
Yatırım mallarında ve hammadde ithalatında ciddi boyutta düşüşler yaşanıyor da ondan. İthalata bağlı bir üretim yapısında bu düşüşlerin, ilerleyen günlerde nasıl üretim sorunlarına gebe olduğunu düşünmek ve ona göre de tedbir alabilme hesapları yapılıyor mu acaba?
Bu düşüşlerin, üretimde ve doğrudan bağlantılı olarak ihracatta düşüşlere yol açması ne kadar olasıdır? Buna dair öngörüler ve olayları karşılama senaryoları var mı?
İhracatçılarımızın, ihracat pazarlarında kalıcı olabilmeleri ve sürdürülebilir bir ihracat yapabilmeleri konusu ne kadar araştırılıyor ve ne tedbirler alınıyor?
Yetmiş küsur bin ihracatçıdan sadece on bin tanesi son on yıldır kesintisiz ihracat yapıyorsa, geriye kalanların ihracat pazarlarından neden geri çekildiği araştırılıyor mu?
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM Başkanı Sayın İsmail Gülle’nin belirttiği üzere, ihracatçı ordumuza geçen yıl katılan yaklaşık 16 bin firma olduysa neden ihracatçı ordumuz doksan binlere doğru çıkmıyor araştırılıyor mu?
Biz olaylara siyaset açısından bakmadığımız için, ihracatçı ordumuza mümkün olduğu kadar firmanın katılabilmesini düşünüyoruz. Öte yandan ihracat piyasasında kalıcı olabilmeleri için alınması gereken tedbirleri, günlük piyasa tedbirlerinden daha önemli addediyoruz.