Yeni pazar mı?
Yeni pazarlar nereleri olmalıdır acaba düşüncesiyle, 2017 dünya ticaret rakamları arasında dolaşırken, küresel ithalat odaklarına takıldım. 2017 küresel ithalat rakamları, yaklaşık 18 trilyon ABD Doları olarak gerçekleşmiş. Bu ithalatın %30 kadarını da üç ülke yapıyor, Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Almanya. Arkalarından gelen oniki ülke de bu ithalatın ikinci %30 kadarlık dilimini yapıyor. Bu açıdan baktığımızda da küresel ticarette ithalatın %60 kadarını onbeş ülkenin yaptığını görüyoruz.
Bu iyi mi, kötü mü?
Hangi taraftan baktığınıza bağlı olarak hem iyi hem de kötü.
İyi, çünkü ithalatı yüksek rakamlarda seyreden ülkelere odaklanarak daha rahat ihracat yapabileceğimizi düşünebiliriz. Genelde de öyle oluyor zaten. Kuvvetli pazarlara odaklanarak, kısıtlı olan kaynaklarımızı daha verimli kullanmaya çalışıyoruz. Bu ülkeler zaten alıyorlar, biz de araya karışırsak bir şeyler yapar ve pastadan payımızı alırız diyoruz.
Kötü, çünkü biz ne kadar akıllıca hareket ettiğimizi düşünürsek düşünelim, rakiplerimizin de bizden daha az akıllı olduklarını düşünmeyelim.
Onlar da buralara odaklanıyorlar ve bu pazarlarda rekabet çok kuvvetli.
Eğer herkes oralara odaklanıyor ise ki uygulamalarda bunu görüyoruz, bu pazarlarda hayat pek de kolay olmuyor.
Alıcılar, ceplerindeki güçle ve kendilerine gelen talep çokluğu ile satıcılarla/ihracatçılarla kolayca oynuyor ve işlerde belirleyici konumda oluyorlar.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Ticaret Merkezi’nin verilerine baktığımızda 231 adet ithalat odağı görüyoruz. İlk onbeş ülkeyi buradan çıkarttığımızda geriye 216 ithalatçı kalıyor ki bunlar da küresel ithalatın %40 kadarını, başka bir deyişle 7.2 trilyon ABD Doları’nı yapıyorlar.
Bunlardan 54 tanesinin ithalatı bir milyar ABD Doları’nın altında gerçekleşiyor.
50’ye yakın ülke de bir ila 5 milyar ABD Doları arasında ithalat yapıyor.
30 ülke ise 5 ila 10 milyar ABD Doları arasında ithalat gerçekleştiriyor.
Bunların önündeki 25 ülke de ithalat 10 ila 20 milyar ABD Doları arasında ithalat yapıyor. Bunların da önündeki 25 ülke ise 20 ila 50 milyar ABD Doları arasında ithalata imza atıyor.
Başka bir deyişle küresel pazarda ithalat yapma için dolaşan ve bize alıcı olabilecek bir dünya ithalatçı ülke var ortalıkta.
Bu ülkelerdeki rekabetin de herkesin odaklandığı büyük ithalatçı ülkeler kadar olmadığı açık bir gerçek. Ayrıca, bu ülkelerin büyük bir çoğunluğunda da büyük miktarlarda ithalat yapan ülkelerin çoğunluğunda karşımıza çıkan kalite, çevre, standart kısıtlamaları da çıkmıyor. Tüketicilerinin de beklentileri, gelişmiş ülkelerin tüketicileri kadar yüksek değil.
Buralar özellikle, gelişmiş ülkelerin önümüze koydukları standartları veya diğer alım koşullarını karşılayamayan KOBİ ve mikro işletmelerimiz için biçilmiş kaftan.
Ancak kendimize, buralara neden gerektiği kadar ihracat yapmıyoruz diye sormalıyız.
Genel geçer hatamızı vurgulayarak bunun için söyleyebileceğimiz neden ise komşularımızın ayak izlerini takip ederek iş yapma alışkanlığımızdır.
Başkalarının yaptıklarını kopyalamaktan vaz geçersek, çözümler kendiliğinden çoğalacaktır