Yeni iPhone herkesi kucaklayacak mı?
Eylül ayı mobil cihaz pazarı için oldukça hareketli geçmeye devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Microsoft’un Nokia’yı satın alması ile hareketlilik başlamış oldu. Yine geçtiğimiz hafta içerisinde Berlin IFA fuarında üreticiler yepyeni teknoloji ve ürünlerini tanıttılar. Ve bir süredir beklenen Apple’ın yeni ürün lansmanı da salı akşamı gerçekleşmiş oldu.
Apple artık yeni ürünlerini gizli tutmayı beceremiyor. Sosyal medya yüzünden midir bilmem ama eskiden sürpriz olarak karşımıza gelecek olan ürünlerin tüm detaylarını önceden biliyoruz. Belki biraz da Romanya – Türkiye milli maçına daha fazla ilgi gösterdiğim için olacak ama salı akşamki Apple lansmanını yalnızca göz ucuyla takip ettim. Her iki olayda da küçük sürprizler haricinde tahminlerim tutmuş oldu. Maçı biz kazandık, Apple da zaten bildiğimiz şeyleri açıkladı.
Apple açısından sürpriz olanlar kesinlikle M7 işlemci idi. Bu yeni işlemci sayesinde iPhone 5S telefonlar artık ana işlemciden bağımsız bir hareket sensörüne kavuşmuş oluyor. Özellikle sağlık ve spor uygulamalarında sınırsız bir özgürlük kazandıracak. Touch ID yine değişik bir yaklaşım. Parmak izi ile biyometrik güvenlik meselesi de farklı uygulamaların daha rahat geliştirilmesini sağlayabilir. Her ne kadar Apple bu izlerin kendi sunucularında saklanmayacağını söylese bile şüpheler halen devam ediyor.
Yeni telefonların teknik detaylarını, kapasitelerini ve üstünlüklerini bu önümüzdeki süreçte bol bol işitecek veya okuyacaksınız. Açıkçası ben biraz daha yenilikçi bir şeyler bekliyordum. Mesela çift ön kamera ile şu anda Xbox Kinect veya PS4’deki gibi üç boyutlu hareket sensörü kazandırılabilirdi. Ya da hoparlör sisteminde bir değişiklik yapılabilirdi. Ancak şimdilik bunlarla idare edeceğiz. Bence dün akşamki lansmanın daha önemli ürünü ucuza satılacak olan iPhone 5C’dir. Ve Apple’ın bu her kesimi kucaklayıcı stratejisinden sonra oluşabilecek uygulama uyumsuzlukları.
Apple akıllı telefonlarının en büyük avantajı kuşkusuz tekil market ve uygulamaları olmuştu. Uygulama geliştiriciler tek bir telefon için uygulama geliştiriyor ve bunu farklı cihazlara uyarlama derdinden kurtuluyorlardı. Daha önceleri Symbian ve sonradan da Android pazarında yaşanan çeşitlilikten uzak, rahat bir ortamdı. Şimdi ise eski ve yeni arasındaki uçurum gittikçe açılıyor. 5 kat daha hızlı işlemci, hareket işlemcisi, parmak izi okuyucu gibi özellikleri kullanan yeni nesil uygulamalar daha bir yıl önce piyasaya çıkmış iPhone 5 ile muhtemelen uyumsuz olacak. Haliyle uygulama geliştiriciler tüm hedef kitleye ulaşmak ya da yeni kullanıcıları hedeflemek gibi diğer platformlarda yaşadıkları sıkıntıları, Apple için de yaşamaya başlayacaklar. Bu dikkatle izlenmesi gereken bir husus.
Apple yeni ucuz modeli 5C ile artık daha düşük bütçeli kullanıcıları da akıllı cep telefonu sahibi yapmaya çalışacak. Aynı pazarın liderlerinden olan Nokia ise Microsoft tarafından satın alındı. Muhtemelen 1000 TL altı pazarda rekabetin çok daha kızışmasına ve farklı konseptlerde akıllı telefonların çıkmasına şahit olacağız. Apple 5C, buradaki tüm dengeleri değiştirecek bir aktör olacaktır.