Yeni IMF programında sonuca yaklaşıyoruz

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Serhan YENİGÜN - FinansInvest

Türkiye açısından, finans piyasalarının ve küresel mali sistemin içine bulunduğu kritik dönemde, sarsılan güven unsurunun tazelenmesi ve güçlenmesi için en önemli çıpalardan birinin, IMF ile imzalanacak yeni bir stand-by anlaşması olacağını düşünüyoruz. Bu hafta içerisinde IMF ile yürütülen ilişkilere dair artan haber akışı, görüşmelerde artık son virajlara girildiğini gösteriyor. Geçtiğimiz hafta sonu ABD'de IMF başkanı Dominique Strauss-Kahn ile bir araya gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamaları sonrasında konuya ilişkin bu haftanın yoğun bir gündeme sahip olacağı zaten hissediliyordu. Dün medyada yer alan ve resmi otoritelere dayandırılan haberlerde ise 20 ile 40 milyar dolar arasında kaynak içermesi planlanan bir program üzerinde çalışıldığı belirtiliyordu. Küresel konjonktürün istikrar ve düşük volatilite taşıdığı bir dönemde yurtiçi piyasalarımızı oldukça olumlu etkilemesi beklenebilecek böyle bir gelişmenin, dün yurtdışının negatif etkisi nedeniyle yatırımcılar tarafından tam olarak değerlendirilemediğini gördük. Burada, özellikle yabancı yatırımcıların Türkiye'ye olan güvenlerinin yeniden tesis edilmesi anlamında IMF ile ortak program yürütülmesi önemli bir çıpa vazifesi görecektir.

Bu hafta gerçekleşen bir diğer önemli gelişme ise TC Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun sürpriz faiz indirimiydi. Merkez Bankası, gecelik borçlanma faizlerinin değiştirilmeden bırakılmasına yönelik genel beklentinin aksine 50 baz puanlık indirime giderek önemli bir mesaj verdi. Türkiye ekonomisine ilişkin son aylarda açıklanan makro verilerin 3. ve 4. çeyrekte ciddi bir daralma yaşanabileceğine işaret etmesi, MB'nın büyümeye ilişkin sıkıntıların hafifletilmesi yönünde adım atmasına neden oldu. Faiz indiriminin YTL'de yaratabileceği değer kaybı konusunda da önlemeler alınacağını belirten PPK, döviz likiditesini artırıcı önlemler alacağını, daha önce açıklanmış döviz satım ihalelerine yeniden başlayabileceğini ve gerekirse doğrudan müdahalede de bulunabileceğini hatırlattı. Bu kapsamda, MB'nın büyümeye yönelik son dönemde artan olumsuz sinyaller karşısında kayıtsız kalmamasını olumlu buluyoruz. Ekonominin tüm dengelerinin hassas ve kontrollü bir şekilde yönetilmesi, MB'nın bu açıdan proaktif hareket etme çabasını değerli buluyoruz. Ancak, bankanın kararının kur üzerinde mevcut konjonktürde yaratabileceği olumsuz etkiler nedeniyle kredibilite kaybı riski taşıdığına dair yorumlar da dikkat çekiyor. Bu açıdan, bankanın kuru kontrol amaçlı önümüzdeki dönemde atacağı adımlar yakından izlenecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017