Yeni hükümetle hiçbir şey değişmeyecek mi?
Amerika’da ikamet ettiğim yıllardan bir otel zincirinin televizyon reklamını hatırlıyorum: “En güzel sürpriz herhangi bir sürprizle karşılaşmamaktır!” Zincire bağlı otellerde ulaşılan güvenilir standart anlatılmak isteniyordu. Geçtiğimiz Cuma günü yeni başbakanımız kabinesini açıklarken aklıma bu cümle geldi. Yeni kabinede kimler olacak, tartışıldı. Ancak kabine açıklanınca, sürprizlere yer verilmediği, sürekliliğin esas alındığı, çoğu bakanın değişmediği görüldü. Yine de iki önemli değişiklik var. Eski Başbakanın iki anahtar danışmanı başbakan yardımcısı olarak kabineye girdi, çözüm sürecinin emanet edildiği Beşir Atalay ise hükümette görev almadı. Bir tahminde bulunmak gerekirse, iki danışman Çankaya ile kabinenin irtibatını sağlayacak, belki de hükümet katında Çankaya’nın gözcüsü olmak sorumluğunu üstleneceklerdir. Sayın Atalay’ın kendi isteği ile (istemediği şeyler yapıldığı için) ayrıldığı anlaşılıyor.
Henüz hükümet programını parlamentoya sunmadı, ancak Sayın Davutoğlu’nun konuşmaları neler üzerinde durulacağına ilişkin fikir veriyor. Program Erdoğan hükümetinin öncelik verdiği alanlarda yapılanların devamını öngörecek. Örneğin, paralel devletle mücadele devam edecek. Olaya uzaktan bakanlar, bunun yargıda ve bürokraside, özellikle güvenlik bürokrasisinde, iktidar partisinin egemenlik kurma girişiminin meşrulaştırılma gerekçesi olduğunu düşünüyorlar.
Yeni başbakanımızın aksi yöndeki sert beyanlarına rağmen, yolsuzlukların da üzerine gidilmeyeceğinden kuşkulanıyorlar. Keza, “özgürlükleri ve yeni ahlaki formasyonları buluşturuyoruz” ifadesi fazlasıyla muğlak olmakla beraber, eski hükümet döneminde yapıldığı gibi, topluma belirli bir ahlak anlayışının dikte edilmesinde ısrar edileceğini akla getiriyor. Yeni başbakanımız da çözüm süreci üzerinde duracağını, Sayın Erdoğan’ın başlattığı girişimi sürdüreceğini açıklamış bulunuyor. Çözüme dönük bekleyişlerin yoğun olduğu, mesafe alınamamasının büyük hayal kırıklığına yol açacağı bir ortamda çözüm siyasetini devam ettirmekten başka bir yolun düşünülmesi mümkün değildir. Sayın Davutoğlu, parti kongresinde yaptığı konuşmasında Alevi ve Sünni vatandaşların bu toprağın eşit unsurları olduğunu da ifade etmiş. Buna benzer sözleri geçmişte Sayın Erdoğan da telaff uz etmişti. Bu ifadeleri, Cem Evlerine ibadethane statüsü verilmesi, Diyanet’in yapısında değişiklik yapılması gibi adımlar izlemedi. Bu yaklaşımın değişmesini beklemek gerçekçi olmaz.
Yeni hükümetle birlikte hiçbir şey değişmeyecek mi? Muhtemelen değişmez. Başbakan parti başkanlığına seçilmemiş, Cumhurbaşkanımız tarafından seçtirilmiştir. Partisine kendisini bağımsız bir kişilik olarak kabul ettirmesi, lider olduğunu göstermesi gerekiyor. Zamana ihtiyacı var. 2015 seçimlerine giden yolda, eski hükümetin çizgisinden ayrılması beklenmemelidir.