Yeni hedef ülke Birleşik Arap Emirlikleri
Birleşik Arap Emirlikleri, kısaca BAE, Orta Doğu’da Arap Yarımadası’nın güneydoğusunda, Umman ve Suudi Arabistan’la komşu bir ülke. Ülkemizde BAE’den çok Dubai’nin tanındığını, hatta pek çok kişinin Dubai’yi ülke zannettiklerini belirtmeliyim.
Oysa ki Dubai, BAE’deki yedi emirlikten birisi. Abu Dabi, Acman, Füceyre, Resü’l-Hayme, Şârika ve Ümmü›l-Kayveyn diğer emirlikler. Ülkenin başkenti ve büyük ikinci emirliği ise Abu Dabi. Birleşik Arap Emirlikleri’nin en önemli gelir kaynakları olan petrol ve doğal gazdan elde edilen gelirin gayri safi yurt içi hasıladaki payı % 47 civarlarında. Ülkenin en önemli sanayi kuruluşları ise ülkede yer alan petrol arıtma tesisleri.
Ruveys’teki arıtma tesisleri günde 300.000 varil petrol işleyebilmekte ki bu çok önemli bir hacim. BAE’nin en önemli özelliklerinden birisi de, vatandaşlık kanununda yaptığı düzenlemeler ile nitelikli yatırımcıların ve özel yeteneklere sahip kişilerin aileleriyle birlikte vatandaşlığa alınmasına izin verecek olması ve bu konudaki vizyonu. Birleşik Arap Emirlikleri, ekonomisine katkıda bulunabilecek yatırımcıların yanı sıra özel yetenekleri de ülkeye çekmeyi hedefliyor.
Ülkede diğer Arap ülkelerinde olduğu gibi resmî dil Arapça olmasına rağmen, eğitim genelde İngilizce olup, iş hayatında da yaygın olarak İngilizce kullanılmakta. BAE, dış ticaretten de önemli miktarda gelir elde etmeyi başaran bir ülke. Dubai Emirliği’nin merkezi olan Dubai şehri dünyanın önemli bir bir ticaret merkezi konumunda. Şehrin iki büyük limanı olan Râşid ve Cebeli Ali limanları, ülkenin dünyayla olan deniz bağlantısı sağlamakta.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir grup iş insanı ile birlikte 17- 19 Temmuz tarihlerinde gerçekleştirdiği Suudi Arabistan, Katar ve BAE’yi kapsayan Körfez ülkeleri ziyareti sonrasında en önemli iş ilişkisinin BAE ile sağlanacağını ben dahil pek çok kişi dile getirmişti.
NATO zirvesi ve Türkiye’nin Batı ile ilişkilerindeki olumlu gündem sonrası gerçekleşen bu ziyaretlerin ortak özelliği bu ülkelerle iş ilişkilerimizin artarak devam edecek olmasının işareti idi. Zira 200’den fazla iş insanının katlımı da bunu ortaya koymuştu.
Suudi Arabistan ile Körfez’de ticaret merkezi ülke olma noktasında yarışan BAE’ye ilişkin olarak dün Resmi Gazete’de Cumhurbaşkanı imzası ile yayınlanan Karar ile ilk önemli adım atılmış oldu. Sıcak para arayışında da sıkça kapısını çaldığımız BAE’ye vergi konusunda önemli bir avantaj sağlanarak, BAE menşeli tarım ve sanayi ürünlerinde ithalat vergisi sıfırlandı.
İmzalanan Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması çerçevesinde BAE menşeli binlerce ürünün ithalatında uygulanan gümrük vergisi oranları yeniden düzenlendi ve bazı ürünlerden ithalat vergisi alınmamasına karar verildi. Düzenleme çerçevesinde BAE’den gelecek tavuk, yumurta, sebze ürünleri, baklagiller, konserveler, dondurma, bakliyat ürünleri, yağ ve sütl gibi 31 kategori üründen belli bir miktara kadar vergi alınmayacak.
Bu Türkiye’nin BAE’den gelecek ürünlere yönelik adına jest de denilebilir, adına ayrıcalık da denilebilir; sağladığı bir avantaj. Madalyonun diğer yüzünü, yani Türkiye’nin BAE’ye ihracat yapabilme potansiyelini kaçırmama adına ülkenin durumundan bahsettim yazımın girişinde. BAE, yıllık 333 milyar dolar ihracat yaparken, 287 milyar dolar da ithalat gerçekleştiren bir ülke.
Ağırlıklı makine olmak üzere her türlü ürünü ithal eden ve güçlü bir ekonomiye sahip BAE’ye Türkiye’den de ihracat yapabilme potansiyelimiz olduğunu, sadece tek taraflı ayrıcalık ile yetinmememiz gerektiğini göz ardı etmemek gerekiyor. Aksi halde dış ticaret açığı vereceğimiz yeni bir ülkeyi daha portföye katmış oluruz ki, bu da hiç istemeyeceğimiz ve arzulamayacağız bir durum olur.