Yeni Gümrük Kanunu bir fırsattır

Sercan BAHADIR
Sercan BAHADIR Gümrükte Gündem [email protected]

Gümrük İşbirliği Konseyi'nin ilk kez toplandığı 26 Ocak 1953 tarihini hatırlamak ve toplumda gümrüklerin işleyişi hakkında bilinirliliği arttırmak amacıyla her yıl 26 Ocak günü Dünya Gümrük Günü olarak kutlanıyor. Bu vesile ile tüm gümrük camiasının bu özel gününü kutlamak isteriz.

Bu özel günün haftasında da gümrükte gündemin ana konusunu yine yeni Gümrük Kanunu’nun oluşturduğunu söyleyebiliriz. Her ne kadar Avrupa Birliği (AB) Gümrük Kodu’na paralel bir düzenleme yapılmak zorunda olunsa da Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tasarı üzerinde birçok sivil toplum kuruluşlarından görüş ve düşüncelerini almaya devam ediyor. Bu kanun tasarısının sadece AB Gümrük Kodu esas alınarak değil, aynı zamanda bu görüş ve düşünceler ile ülkemizin gümrükleme gerçeğine uygun olarak da şekilleneceği bekleniyor. Özellikle yeni Gümrük Kanunu mevcut uygulamalarda karşılaşılan sorunların çözümü için bir fırsat olarak görülüyor.

Zamanaşımı süreleri ile ilgili bir düzenleme yapılması gerekiyor

5326 sayılı Kabahatler Kanunu 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girdiğinden sonra gümrük işlemlerine ilişkin idari para cezalarının tatbik edilme usulüne yönelik yeni bir döneme geçilmişti. Bu tarihten itibaren gümrük kanunundaki idari para cezalarına tarh zamanaşımı süresi dâhil bir usul uygulamasına gümrük kanunundaki usuller tatbik edilmiyor. Bu yaklaşım, gümrük vergileri ve bu vergilere bağlı idari para cezaları (vergi aslı ile cezasının tatbik edilme durumu, örneğin Gümrük Kanunu’nun 234’üncü md) ile vergi aslına bağlı olmayan idari para (sadece idari para cezası tatbik edilme durumu) zamanaşımı süresini farklılaştırıyor. Vergisine bağlı cezalarda gümrük kanunundaki 3 yıllık zamanaşımı süresi esas alınırken, vergi aslına bağlı olmayan idari para cezalarında zamanaşımı süresi Kabahatler Kanunu esas alınarak nisbi olanlarda 8 yıl, maktu olanlarda 3-5 yıl olarak esas alınıyor. Aynı kanun kapsamında iki ayrı zamanaşımı süresi ile karşı karşıya kalınıyor. Örneğin; dâhilde işleme rejimine ilişkin rejim ihlali durumunda, rejim ihlalinin durumuna göre 3 yıl veya 8 yıl zamanaşımı söz konusu oluyor.

Aslında Kabahatler Kanunu idari yaptırımlar konusunda genel bir kanun olma niteliği taşırken, Gümrük Kanunu özel bir kanun olma niteliğini taşıyor. Gümrük Kanunu aynı Vergi Usul Kanunu gibi idari para cezalarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümler (başvuru yolu ve süresi, itiraz yolu ve süresi), ödeme usulü ve zamanaşımı gibi düzenlemeleri de içeriyor. Bu düzenlemelere rağmen vergi aslına bağlı olmayan cezalarda Gümrük Kanunu’ndaki usuller uygulanamıyor. Bu da gümrük işlemlerinde ortaya çıkan idari para cezalarına ilişkin olarak gümrük kanunu dışında başka bir kanunun da tatbik edilmesine neden oluyor. Ancak aynı yaklaşımın Maliye Bakanlığı’nda olmadığını görüyoruz. Maliye Bakanlığı’nın konusu olan vergi konularına (gelir, kurumlar, vergileri gibi) ait idari para cezalarında Vergi Usul Kanunu tatbik edilirken, Kabahatler Kanunu tatbik edilmiyor. Böylece bir vergi içerisinde farklı cezai usuller ya da zamanaşımı süreleri ortaya çıkmıyor.

Aynı Maliye Bakanlığı uygulamasında olduğu gibi Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafında da vergilere ilişkin idari idari para cezalarında tek bir kanunun tatbik edilmesi için yeni Gümrük Kanunu’nun değerlendirilmesi gerekiyor.

Gümrük işlemlerinde hatalar daha kolay düzeltilmeli

Global ticaretin hızı, büyüklüğü ve karmaşıklığı ile dış ticaretin finansman araçlarının çeşitliliği ve ülkelerin vergi mevzuatlarından kaynaklanan zorunluluklar (transfer fiyatlaması uygulamaları gibi) dikkate alındığında, dış ticaret işlemlerini doğru bir şekilde yürütmek çok da kolay olamayabiliyor. Tarafların çok olduğu (satıcı, taşıyıcı, gümrük müşaviri, alıcı gibi) ve sadece bu tarafların beyanına dayanılarak yürüyen vergileme sistemlerinde iyi niyetli ya da güvenilirliği idare tarafından sertifikalandırılmış (Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası-YYS- ve/veya Onaylanmış Kişi Statü Belgesi -OKSB- sahibi şirketler) şirketlerin beyan düzeltme imkânlarının da kolayca kullanılabiliyor olunması gerekiyor.

Yeni Gümrük Kanunu taslağına bakıldığında; mevcut 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nda yer alan eksik ithalat vergileri matrahının gümrük idaresine “kendiliğinden bildirim” durumunda idari para cezasının (eksik vergi tutarının 3 katı) %15’i oranında bir idari para cezasının alınması hususuna yer verildiği görülüyor. Şöyle ki, şirket tarafından fark edilip eksik vergilemenin tamamlanması için gümrük idaresine bir bildirim yapılması halinde gümrük idaresi vergilerin %45’ine varan bir idari para cezası hesaplıyor. Hatayı telafi etmenin maliyeti, vergi aslının nerede is yarısını oluşturuyor. Alıcının herhangi bir kusuru veya dahli olmayan durumda bile bir eksikliğin giderilmesi için bir idari para cezası tatbik ediliyor.

Örneğin, lojistik işlemlerinden kaynaklanan (yükleme gibi) hatalar nedeni ile ortaya çıkan miktar farklılığı durumlarında ithalatçı şirketin herhangi bir dahli olmamasına karşın, gümrük idaresinde doğru vergi ödeme adına yapacağı bildirim bir idari para cezasına konu olabiliyor. Ayrıca ithalat aşamasında miktarı fazla çıkan başka bir eşyanın beyanını doğurmadığı sürece ithalat işlemlerinin düzeltilmesine yönelik çok açık bir düzenleme mevcut iken, başka bir eşya çıkması durumunda nasıl bir yol izleneceği açık bir şekilde düzenlenmediği görülüyor. Bu yaklaşımın yeni Gümrük Kanunu’nda da kendini koruduğu görülüyor.

Yeni Gümrük Kanunu, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’ndaki düzeltme işlemlerinde yaşanan bu sorunların önüne geçme adına bir fırsat olarak görülüyor ve iyi niyetli ya da güvenilirliği idare tarafından sertifikalandırılmış (YYS, OKSB sahibi) şirketleri koruma adına bir düzenleme bekleniyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar