Yeni Gelir Vergisi Tasarısındaki Durumu
Anonim ve Limited Şirket Hisselerinin Satışından Doğan Değer Artışı Kazancının Yeni Gelir Vergisi Tasarısındaki Durumu
Halen uygulanmakta olan Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80. Maddesi “değer artış kazançları”nın vergilendirilmesine ilişkin hükümleri içermektedir. Anılan maddenin 1.bendine göre, “İvazsız olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar.” değer artış kazancı olarak vergilendirilecektir. Söz konusu düzenleme uyarınca; gerçek kişilerin iki yıldan uzun süre elinde tuttukları anonim şirket hisse senetlerine (hisse senetlerinin basılmış olması ya da yerine geçici ilmühaber çıkarılmaları şartıyla) ilişkin kazançlar değer artış kazancı olarak sayılmayacak ve vergilendirilmeyecektir. (Gelir Vergisi Kanununun geçici 67. maddesi hükümleri uyarınca ise, tam mükellef kurumlara ait olup, İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören ve bir yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından elde edilen gelirler gelir vergisine tabi değildir.)
Yine aynı maddenin 4. bendinde “ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar” değer artış kazancı olarak sayıldığından gerçek kişilere ait limited şirket paylarının (ya da diğer ortaklık hakları veya hisselerinin) elden çıkarılmasından elde edilecek kazançlar ise, elden çıkarma ne zaman yapılırsa yapılsın, gelir vergisine tabi olabilecektir.
Öte yandan, anılan Kanun’un safi değer artışına ilişkin hükümlerinin yer aldığı mükerrer 81. Maddesine göre; değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunacaktır.
Aynı madde uyarınca; mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedeli, elden çıkarılan mal ve hakların, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilecektir. Şu kadar ki, bu endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının % 10 veya üzerinde olması şarttır.
Buna göre safi değer artış kazancı tespit edilirken; alım-satım tarihleri arasında toptan eşya fiyat endeksindeki artışın yüzde 10 ve üzerinde olması şartıyla maliyet bedeli söz konusu endeksle artırılacak, daha sonra satış nedeniyle oluşan diğer giderler düşülecek ve değer artış kazancının istisna tutarını ( 2013 yılı için istisna tutarı 9.400 TL’dir) aşan kısmı beyan edilerek üzerinden gelir vergisi hesaplanmak sureti ile kazancın elde edildiği yılı takip eden yılın Mart ayı sonuna kadar beyan edilerek ödenecektir.
(Yukarıda belirtilen hisse senetleri, ortaklık hakları veya hisseleri ticari işletmeye dahilse, bunların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlara yukarıdaki hükümler değil, “ticari kazanç” hakkındaki hükümler uygulanır)
Değer Artış Kazançlarının Vergilendirilmesi ile İlgili Olarak Gelir Vergisi Kanun Tasarısında Yer Alan Değişiklikler
Kurumlar Vergisi Kanunu ve Gelir Vergisi Kanunu’nu birleştirecek olan yeni Gelir Vergisi Kanunu Tasarısının değer artış kazançlarıyla ilgili bölümünde, tam mükellef kurumlara ait olan pay senetlerinin, ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından elde edilen kazançların vergilendirilmesiyle ilgili mevcut Gelir Vergisi Kanunu’na göre farklı bir yaklaşıma gidilmiş, bunların hepsi için ortak uygulama yapılması benimsenmiştir. Başka bir deyişle Tasarıya göre; Türkiye’de kurulmuş anonim şirketlerin hisse senetlerinin 2 yıl elde tutulduktan sonra satılması halinde ortaya çıkacak kazancın vergilendirilmemesi uygulamasından vazgeçilmektedir. Tasarı’da öngörülen vergileme esası, elde tutma süresine bağlı olarak değişmektedir. Tasarıda tam mükellef kurumlara ait olan pay senetlerinin, ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasında ortaya çıkacak değer atış kazancının, anılan ortaklık paylarının elde tutulma süresine göre belirlenecek kısmı, vergiden müstesna tutulmaktadır.
Öngörülen değer artış kazancı istisnası aşağıdaki gibidir:
1) İki tam yıldan fazla süreyle elde tutulanlardan elde edilen gelirlerin %40’ı,
2) Üç tam yıldan fazla süreyle elde tutulanlardan elde edilen gelirlerin %50’si,
3)Dört tam yıldan fazla süreyle elde tutulanlardan elde edilen gelirlerin %60’ı,
4)Beş tam yıldan fazla süreyle elde tutulanlardan elde edilen gelirlerin %75’i.
Yukarıda belirtilen istisna dışında kalan kazanç tutarları gelir vergisine tabi olacaktır.
(Öte yandan, tam mükellef kurumlara ait olup, Borsa İstanbul Anonim Şirketinde işlem gören ve bir yıldan fazla süreyle elde tutulan pay senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançların vergiye tabi olmaması uygulaması yeni tasarıda da devam ettirilmektedir.)
Türkiye’de kurulmuş anonim şirketlerin hisse senetlerinin 2 yıl elde tutulduktan sonra satılması halinde ortaya çıkacak kazancın vergilendirilmemesi uygulamasına son verecek Gelir Vergisi Kanunu Tasarısında “kazanılmış hakların korunması”na yönelik bir geçici madde düzenlemesi de yapılmamıştır. Her ne kadar Gelir Vergisinde vergiyi doğuran olay “kazancın elde edildiği” takvim yılında ortaya çıksa da ( ki değer artış kazançlarında, kazanca konu mal veya hakkın elden çıkarılıp kazanca ekonomik ve hukuki yönden tasarruf edilebildiği hesap döneminde kazanç elde edilmiş ve vergiyi doğuran olay gerçekleşmiş sayılacak, vergileme yapılabilir hale gelecektir) mevcut yasal düzenlemeye göre vergilendirilmeyen bir kazancın yeni getirilen bir Yasa ile vergilenir hale gelmesi, kazanılmış hakkın kaybettirilmesi anlamına gelecektir. Başka bir deyişle; tam mükellef kurumlara ait hisse senetlerine 2 yıldan uzun bir süredir sahip olan gerçek kişiler, mevcut Yasa hükümlerine göre, bu hisse senetlerini sattıklarında elde edecekleri kazanç gelir vergisine tabi olmayacakken, bir anda yapılan Yasa değişikliği ile bu haklarının ellerinden alınmasıyla karşı karşıya kalacaklardır.
Anayasa Mahkemesinin geçmişte verdiği bir kararda; “Kazanılmış bir haktan söz edilebilmesi için bu hakkın, yeni yasadan önce yürürlükte olan kurallara göre bütün sonuçlarıyla fiilen elde edilmiş olması gerekir. Kazanılmış hak, kişinin bulunduğu statüden doğan, kendisi yönünden kesinleşmiş ve kişisel niteliğe dönüşmüş haktır. Bir statüye bağlı olarak ileriye dönük, beklenen haklar, kazanılmış hak niteliği taşımaz.” açıklaması yapılmıştır. Bu çerçeveden bakıldığında; tam mükellef kurumlara ait hisse senetlerine 2 yıldan uzun bir süredir sahip olan gerçek kişilerin bu hisse senetlerini elden çıkarmadıkları sürece kazanılmış bir hakka sahip olmadıkları söylenebilse de, kanımızca; yeni Gelir Vergisi tasarısına bir geçici madde eklenmeli ve “bu maddenin Yasanın yürürlüğe gireceği tarihten sonra edinilen hisse senetleri için uygulanacağı” hüküm altına alınmalıdır.
Değer artış kazançlarıyla ilgili olarak Tasarı’da öngörülen bir diğer değişiklik ise, hisselerin elde etme bedellerine uygulanan endeksleme ile ilgilidir. Elde etme ile elden çıkarma arasındaki dönemde %10 un üzerinde bir TEFE artışı olduğunda yapılabilen endekslemede, %10 luk sınırın kaldırılması öngörülmektedir. Tasarı bu hali ile kabul edilir ve yasalaşırsa, safi değer artışının tespitinde ÜFE artışı ne olursa olsun, elde etme bedelinin bu oranda artırılması söz konusu olacaktır.