Yeni Ekonomik Çağ: Küreselleşme 4.0

Prof. Dr. Güler ARAS
Prof. Dr. Güler ARAS Momentum [email protected]

Dünya, küresel gelişimi ve büyümeyi yavaşlatan ekonomik eşitsizlik, iklim değişikli, jeopolitik gerilimler ve 4. Sanayi Devrimi’nin hızlanması gibi giderek artan sayıda karmaşık ve birbirini etkileyen zorluklarla karşı karşıya. Daha önce hiç tecrübe etmediğimiz ve şu ana kadarki tecrübemizle de baş edemediğimiz kadar oynak, belirsiz, karmaşık ve muğlak (Volatile - Uncertain - Complex - Ambiguous; VUCA) bir dünyada, zorluklar gittikçe daha da artıyor. Her yıl dünyanın her yerinden sektör liderlerinin, kurumsal devlerin, akademisyenlerin ve düşünürlerin bir araya geldiği Davos Zirvesi’nin bu yılki teması da, tam da bu zorluklarla nasıl başa çıkılabileceğini tartışmak üzere, yeni bir ekonomik çağı temsil eden “Küreselleşme 4.0” idi.

Küreselleşme için yeni yöntemlere ihtiyacımız var

Dünya Ekonomik Forumu’nun çok paydaşlı yaklaşımlarını içeren Küresel Riskler Raporu, risklerin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Polarizasyon birçok ülkede artıyor. Bazı durumlarda, toplumları bir arada tutan sosyal sözleşmeler yıpranıyor. Dolayısıyla yeni ekonomik çağ benzersiz kaynakların ve teknolojik ilerlemenin çağı olmakla birlikte bir yandan da çok sayıda insan için de güvensizlik çağı olarak tanımlanıyor. Bu güvensizliğe yanıt olacak yeni yöntemlere, yeni iş modellerine ve yeni iş stratejilerine ihtiyacımız olduğu çok açık.

Değerler sistemini kurmayı başaran kurumlar sürdürülebilir olacak

Yeni ekonomik çağda, VUCA dünyasında faaliyet göstermek, kurumların doğrudan iş modellerini ve iş stratejilerini etkiliyor. VUCA dünyasında, her ne kadar belirsiz olmayan tek şey belirsizliğin kendisi olsa da, kurumların hayatta kalabilmeleri için risklerini uzun vadede yönetmeleri gerekiyor. Bu çalkantılı dönemde kurumların sürdürülebilir performans için etik ve sorumlu davranmaları, entelektüel kapasiteleri ve şirket kültürleri hayati önem taşıyor. VUCA dünyasında, 'değerler sistemi'ni kurmayı başaran kurumların, paydaşlarıyla etkili bilgi paylaşımını ve iletişimi yönetebilecekleri bekleniyor.

'Değer yaratan bilgi' paylaşımı ve raporlamanın geldiği son nokta

Bu karmaşık ekosistem ve yaşanan finansal krizler, işletmeler ile paydaşlar arasındaki iletişimde şeff af, hesap verebilir ve sorumlu hareket etmeyi çok daha gerekli hale getiriyor. Kurumlardan tüm paydaşları için nasıl değer yarattıklarını açıklamaları beklenirken `değer yaratan bilgi`nin üretilmesi ve paydaşlarla buluşturulması önem kazanıyor. Yeni raporlama uygulamalarına ihtiyacın arttığı bu noktada önerilen yeni düzen, Rio+20 sonrası alınan kararla dünyada uygulanmaya başlayan, Türkiye’de de önemli bir gelişim gösteren, entegre düşünceye dayalı bir iş modelinin sonucu olan “entegre raporlama”... Günümüz itibarı ile raporlamanın geldiği son nokta.

Türkiye, entegre raporlama konusunda nerede?

Bu soruya yanıt aramak üzere, kurucusu olduğum Yıldız Teknik Üniversitesi Finans Kurumsal Yönetim ve Sürdürülebilirlik Merkezi (CFGS) olarak, ACCA ve KPMG Türkiye iş birliği ve Entegre Raporlama Türkiye Ağı (ERTA) desteği ile yola çıktığımız, Türkiye’de iş dünyasının entegre raporlama konusuna bakışını, mevcut uygulamaları, gelecek beklentilerini ve yönelimlerini ortaya koymayı amaçlayan bir araştırmayi henüz tamamladık. Projenin lansmanını, ACCA İcra Direktörü Maggie McGhee ve Uluslararası Entegre Raporlama Konseyi (IIRC) CEO’su Richard Howitt’in katılımlarıyla gerçekleştirdik. Bu konudaki gelişme ve farkındalığın artışına ilişkin önemli bulgular içeren araştırma sonuçları, Türkiye’de raporlamaya ilişkin gelecek stratejisinin ve yol haritasının oluşturulması için konunun tüm tarafl arı açısından önem taşıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar