Yeni ekonomi düzeni kalkış için hazır

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

David LİAO-HSBC Çin Başkanı ve CEO

Mayıs ayında bulutlu ve rüzgârlı bir öğleden sonra boş bir yolcu uçağı Şanghay Uluslararası Havalimanı’ndan kalktı. Turuncu paraşüt tulumları giymiş beş test pilotu tarafından bir buçuk saat boyunca Yangtze Nehri Deltası’nın üstünde, sahil boyunca uçurulup Pudong’a geri dönüş yaptı.

Hiçbir yere gitmeyen bu uçuş, kısa sürse de sembolikti. İlk yerli büyük yolcu uçağı olan C919’un başarıyla sonuçlanan bu testi, kapasite fazlasından ve verimsizlikten kurtulmak için üretim yetkinliklerini artırmaya çalışan Çin’in ekonomik dönüşümünde önemli bir dönüm noktası oldu.

Çin kendi ekonomisinin, yüksek kalite ve ileri teknoloji endüstrileri tarafından desteklenen yeni bir sürümünü oluşturmak ve böylece dünyanın en büyük ve en iyi ekonomileriyle rekabet edebilmek için büyük bir gayret gösteriyor. Çin’de üretilen bir uçak, yirmi yıl içerisinde trilyonlarca dolarlara ulaştığı düşünülen küresel jet pazarındaki Boeing ve Airbus ile rekabet edebilir mi? Şüpheciler mevcut tabii; ancak Çin sıklıkla sürpriz yapma yeteneğine sahip bir ülke. Bu durumu kanıtlayan oldukça fazla örnek sayılabilir. Kişisel bilgisayarlardan akıllı telefonlara hatta sivil insansız hava araçlarının üretimine kadar dünyanın lider konumlarında Çin’i görebilmek mümkün.

Son yıllarda yavaşlayan GSYİH büyümesinin istikrar kazanmasıyla birlikte bu dönem Çin’in bu önemli geçişi yapması için uygun bir zemin sağlıyor. Daha da önemlisi, özel sektör yatırımları, 2011’den bu yana yaşanan düşüşün ardından malzeme üretiminden ekipman imalatına ve hizmetlere kadar geniş çaplı bir toparlanma ile nihayet iyileşiyor. Küresel talepteki artış ile arz tarafındaki iyileştirmeler sayesinde ihracatta da bir artışın yaşanması bekleniyor. Çin arz yönlü yapısal reformları 2016'nın başından bu yana uyguluyor. Bu bağlamda, verimsiz kamu firmalarını, yeni teknolojileri, endüstrileri ve ürünleri teşvik etseler dahi, kapasite düşürerek kendilerini geliştirmeleri doğrultusunda yönlendiriyor.

Tüm bu çabalar, ileri teknoloji imalat endüstrileri için oluşturulan “Made in China 2025” inisiyatifi ve yeni büyüme etkenleri yaratmak için planlanan yenilikçi “Yeni Ekonomi” ile güzel bir şekilde birleşiyor.

‘Yeni Ekonomi’nin tanımı oldukça geniş olabilir. Geçtiğimiz sene bu konsepti tanımlayan Çin Başbakanı Li Keqiang, yalnızca e-ticaret ve bulut bilişim gibi gelişmekte olan alanları değil aynı zamanda akıllı üretim, büyük ölçekli özel üretim ve aile çiftlikleri gibi alanları da bir bütün olarak bu kavrama dâhil etmişti.

Böyle bir ekonominin girişimcilik ve inovasyon ruhu ile harekete geçirilmesi gerekir. Bu da, Çin’de daha sürdürülebilir bir büyüme sağlayacak “Yeni Ekonomi”nin işlemesi için özel sektörün çok önemli bir rol üstlenmesi anlamına geliyor.

Teknoloji şirketleri üst sıralara çıkıyor

Girişimci şirketler bu sürece büyük oranda öncülük etmeye başladılar bile. Nisan ayında WeChat’in yaratıcısı Tencent dünyanın 10. büyük firması oldu ve onu 11. sırada yer alan e-ticaret devi Alibaba takip etti. Bu sıralama, onları piyasa değeri açısından Çin’in en iyi iki şirketi konumuna getirdi. Bu durum aynı zamanda, devlet bankaları ile enerji şirketlerinin Çin ekonomisinde geçmişte sahip oldukları hâkimiyetin de giderek azaldığını gösteriyor.

Üstelik Yeni Ekonominin kazananları, daha da büyüme potansiyeline sahip. HSBC tarafından 24 Mayıs’ta yayınlanan, tüketicilerin teknolojiye olan güvenine ilişkin küresel bir araştırma, Çinli tüketicilerin hayatlarını kolaylaştırma açısından teknolojiye duydukları güven konusunda dünyada öncü olduklarını gösteriyor. Bu durum, yenilikçi Çin şirketlerine büyüyebilecekleri geniş ve istekli bir pazar sunuyor.

Shenzhen merkezli Tencent şirketini ele alalım. Mart ayı sonunda, WeChat/Weixin mesajlaşma uygulaması aylık yaklaşık 940 milyon aktif kullanıcıya ulaşırken, genç kullanıcıları hedef alan QQ uygulaması ise 860 milyondan fazla aktif kullanıcıya ulaştı. Bu uygulamalar tüketiciler tarafından hâlihazırda çevrimiçi oyunlar oynamak, fatura ödemek ve hatta finansal durumlarını yönetmek için kullanılıyor olsalar da, bu ürünlerin gelire dönüştürüldüğü yeni ve yaratıcı yollar görmeye de devam ediyoruz.

Çinli firmalar yapay zekaya da yatırım yapıyor

Çinli teknoloji şirketleri gelecek için de hazırlanıyor. Bir gün elektriğin icadı kadar hayatımızı etkileyeceği öngörülen bir teknoloji olan yapay zekâ alanındaki araştırmalarda da ön plana çıkıyorlar. Baidu, Alibaba ve Tancent’in oluşturduğu namı diğer “BAT”, medikal cihazlardan, otonom otomobillere ve ödeme hizmetlerine kadar kullanılmak üzere yapay zeka yazılımına yoğun bir şekilde yatırım yapıyorlar. Donanım firmaları da yenilik açısından hiç de geride kalmıyor. Her ikisi de Shenzhen’de konuşlanmış akıllı telefon üreticileri ZTE Corp ve Huawei, geçtiğimiz sene toplamda başvurdukları sekiz bin patentle dünyanın en büyük iki icatçı şirketi oldular. Çin’in akıllı telefon pazarını ele geçirdikten sonra Huawei, Oppo ve Xiaomi gibi üreticiler Güneydoğu Asya’dan Hindistan’a kadar gelişmekte olan piyasalarda kazandığı paylarla ürünlerinin yurt dışında da kabul görmesini sağlıyorlar.

Özellikle Çin›in Silikon Vadisi olarak bilinen Pearl River Delta bölgesinde Tencent ve Huawei gibi birçok teknoloji devinin yetişmesi için daha çok potansiyel var. Yeni ve başarılı bir startup kurmak için Silikon Vadisi’nden esinlenilen Shenzhen’de risk sermayedarları, yatırım aracıları ve teknoloji devlerinin eski çalışanlarından oluşan bir ekosistem oluşuyor.

Örneğin, Çin’de Uber’i geride bırakmasıyla tanınan ve dünyanın en değerli startup firmaları arasına giren araç çağırma şirketi Didi Chuxing, Alibaba’nın eski yöneticilerinden biri tarafından kuruldu ve ilk yatırımcıları arasında Tencent de yer alıyor.

Bu dönüşümü destekleyen en son adım ise Çin Hükümeti’nin bu yıl internet şirketlerini desteklemek amacıyla 100 milyar Yuan değerinde bir fon başlatması oldu. Bunun yanında, Guangdong eyaletinin robotik ve tıbbi cihazlar gibi alanlarda akıllı üretim kümeleri kurma planı gibi yerel çabalar da bulunuyor.

Yeni Ekonomiye katılmak isteyen yurt dışındaki yatırımcılar için de seçenekler artıyor. Ana karadaki hisse senetleri bağlantıları Hong Kong üzerinden daha fazla yabancı yatırımcıya sunuluyor. Hong Kong aracılığıyla Çin’in tahvil piyasasına erişimin de sağlanması planlanıyor. Potansiyel olarak yerel hisse senetleri ve tahvillerin küresel endekslere eklenmesi daha fazla fırsatın oluşmasını sağlayacaktır.

C919’un ilk test uçuşunun gösterdiği gibi, Çin’in ekonomik dönüşümü önünde hala uzun bir süreç bulunuyor ve tıpkı söz konusu uçağın çeşitli parçalarının denizaşırı ülkelerden getirilip monte edilmiş olması gibi, Yeni Ekonominin oluşması için de uluslararası desteğe ve uzmanlığa gereksinim olacak. İşte tam da burada büyük bir fırsat bulunuyor.

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar