Yeni dönemde serbast bölgeler
Beşyüz milyar dolarlık ihracat hedefimize doğru yürürken, ihracatın artmasına yardım eden unsurların da önemini her daim akılda tutmak gerekiyor. Örneğin ihracata yönelik teşvikler bunun başında geliyor. Keza, Eximbank tarafından sağlanan uygun kaynaklar ve destekler de son derece önemli. En az onlar kadar önemli olan ve ihracatın artması amacı ile 1985 yılında yayınlanan kanun ile hayatımıza giren 'Serbest Bölgeler’de bir o kadar önem taşıyor.
Kanuna göre serbest bölgeler, ihracatçıyı desteklemek amaçlı olarak oluşturulmuş, ülke içinde olmasına rağmen, ülke dışı gibi kabul edilen bölgeler olup; dış ticarete farklı bir çehre kazandırma amacı ile hayatımıza girmiş, ihracatçının hem hayatını kolaylaştırmak, hem de maliyetlerini aşağıya çekme avantajını uzun yıllar sunmuştur. Tanım olarak ise, kurulmuş olduğu ülkenin milli sınırları içinde olmakla beraber, gümrük hattı dışında kalan, ülkede geçerli olan dış ticaret ile diğer mali ve iktisadi alanlara yönelik devlet düzenlemelerinin ortadan kaldırıldığı veya kısmen uygulandığı, ihracatın arttırılması amacıyla ülkenin diğer kesimlerine kıyasla bazı sınai ve ticari faaliyetler için, daha geniş teşviklerin tanındığı bölgelerdir. Tanımdan da anlaşıldığı üzere serbest bölgelerin var olmasının temel amacı ülkenin ihracatını arttırmaktır. Böylesine iyi niyetle ve çaba ile başlayan serbest bölgeler serüveni, kısa süre içerisinde ithalatçıların da vergi avantajından ötürü rağbet ettikleri yerlere dönüşmüş, hızla sayıları artmış ve üretici ve ihracatçılardan daha fazla ithalatçılara hizmet eder hale gelmiştir. Hal böyle olunca, ortaya çıkan tablo, hem ithalatın daha da artmasına, yanı sıra devletin vergi kayıplarına sebebiyet vermiştir. Gerek kurumlar vergisi, gerekse ücretlilerin maaşlarına uygulanan gelir vergisi muafiyetleri serbest bölgeleri cazibe merkezi haline getirmiştir. Ve sonunda bu pembe tablo bozulmuş, 29.01.2004 tarihindeki Resmi Gazete’de yayımlanan bir yasal düzenleme ile üretici ihracatçılar dışında kalan tüm firmalar için serbest bölgelerdeki vergi avantajları 2014 itibarı ile tümüyle ortadan kalkmıştır.
Üretici ihracatçıların, ürettikleri eşyaların belli bir orandan fazlasını ihraç etmek kaydı ile serbest bölgelerin avantajlarından istifade ediyor olmaları elbette sevindirici, ancak alım-satım yapmak suretiyle ihracat yapan firmaların bu avantajlardan artık yararlanamayacak olmaları ise ne yazık ki üzücü. İhracatı arttırma amaçlı olarak başladığı halde, daha ziyade ithalata hizmet vermesi sebebi ile değişen mevzuat, aracı ihracatçı diye tabir ettiğimiz firmalar için artık herhangi bir fayda sunamaz durumda. Transit ticaret yapan firmalar için, daha az bürokrasi ile uğraşacak olmaları nedeniyle halen cazip olan serbest bölgelerin, çok önemli yatırım bütçeleri ile oluşturulan ve önemli coğrafyalar üzerinde kurulu olan yerler olduğunu da düşündüğümüzde, boş alanlara dönüşmesinin kayıp olacağını görmemek imkansız. Umuyor ve diliyorum ki; ihracatın artmasında, temel mantık olarak devletin almış olduğu vergiler konusunda fedakarlık yapması suretiyle ihracatçıya maliyet ve dolayısı ile rekabet avantajı sağlayan bu bölgeler, sadece üretime yönelik olmayan, transit ticaret de dahil olmak üzere alım satım yapan firmalar için bir cazibe merkezine tekrar dönüştürülür ve bu muafiyetler sağlanır. Sadece bürokratlarımızın ve ihracatçılarımızın bu yöndeki çalışmalara önem vermesi, ve bu konuyu tekrar gündemlerine alması gerektiği inancındayım. Dubai’nin nasıl Dubai olduğunu ve bu sayedeki kazançlarını incelemenin, herkes için çok yararlı olacağını belirterek noktayı koymak istiyorum.
Saygılarımla;